GEÇMİŞTE otomobil fuarlarında geleceğe ışık tutan modeller görürken, Münih'te 2 yıl aradan sonra gerçekleşen ilk fiziksel otomobil fuarında sergilenen tüm modeller o geleceğin geldiğini bize açıkça gösterdi. Yani artık yarının değil bugünün tek gerçeğin elektrikli otomobiller olduğunu gördük. Kimsenin de şüphesi yok. Düşünün fuarda birkaç markanın içten yanmalı modelinin dışında neredeyse tüm modeller elektrikliydi. (otomobiller, motosikletler, bisikletler, scooterlar vs...)

Avrupa'da tüm bunların sebebi kuşkusuz iklim değişikliğinin etkilerini biraz da olsa azaltma isteği. Otomotiv endüstrisi bu konuda öncü ve rol model olduğunu gösterirken, ürettiği araçların sadece yolda giderken değil üretim aşamasında da sıfır emisyona sahip olmasını hedefliyor. Bunun için de Münih'te bir çok marka üretimde bundan böyle %100 geri dönüşümlü malzemelerin kullanacağını açıklamasını yaptı. Yani otomotivde sürdürülebilir bir döneme girdik.

ÇİP KRİZİNİN ETKİLERİ

Tabi tüm bu gelişmelerin dışında fuara çip krizinin etkileri de damgasını vurdu. Yeni nesil otomobillerin bağımlı olduğu çip tedarikinde yaşanan sıkıntıların 2023'e kadar devam edeceği de yapılan açıklamalardan net olarak anlaşıldı.

Açıkçası 2022 yılı sonunda üretimi başlayacak Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu'nun (TOGG) bu önemli fuarda yer almamasına biraz şaşırdım. Finansal zorluktan çıkan Temsa bile elektrikli otobüslerini ve batarya teknolojilerini sergilerken, Türkiye'nin elektrikli otomobillere bakışını ortaya koyan TOGG'un bu vizyonu tüm dünyaya göstermesi açısından büyük bir fırsattı. Ayrıca fuarda yüzlerce uluslararası tedarik şirketi ve startupın olduğu düşünülürse, yeni fikirlere ve işbirliklerinin yolu da açılabilirdi.

KLASİK FUARLARDA YOKUZ

TOGG yetkilileri ise fuara katılmamalarının sebebini şöyle açıkladı: "Münih fuarında bu yıl ziyaretçiydik. 2022 sonunda pazara çıkış tarihimiz de hesaba katıldığında fuar katılımları gelecek yıldan itibaren söz konusu olacak."

"Bu 2022 yılında Cenevre veya Paris otomobil fuarlarından birine katılmak anlamına mı geliyor?" soruma ise, "Bugünden bir şey söylemek zor ama CEO'muz Gürcan Karakaş, klasik otomobil fuarlarında olmayacağımızı birkaç kez dile getirdi. Yakında nereye katılacağımız belli olur" cevabını verdiler. Yani TOGG'u  Las Vegas'taki CES veya Barselona'daki teknoloji fuarlarında görme şansımız çok daha yüksek gibi.

Sanayi 2025'e kadar elektriğe dönmeli!

MÜNİH fuarında gözlemlediğim gelişmelere göre Türk otomotiv sanayi eğer önümüzdeki 3-4 yıl içinde tamamen elektrikli model üretimine dönmezse ihracat şansı kalmayacak.

Türkiye'nin otomotiv ihracatının yüzde 80'ini Avrupa'ya yaptığı düşünülürse, düşen emisyon oranlarına bağlı elektrikli araçtan başka şansımız yok. Türkiye'de fabrikalar da bunun bilinciyle hareket ediyor. Ford Otosan, 2022 yılından itibaren üretimini büyük kısmını elektrikliye çevirirken, Oyak Renault hibritin ağırlığını artırdığı Bursa fabrikasında 2025 yılına kadar tamamen elektrikliye dönmeye hazırlanıyor. Toyota, Tofaş, Hyundai de bu doğrultuda üretim yapmalı aksi halde iç pazar için üretimin yeterli olmayacağını biliyorlar.

Hem Avrupa'nın tamamen elektrikli araçlara dönmesi hem de Türkiye'nin ihracatını devam ettirmek için buna zorunlu olması iç pazarda da alışkanlıklarımızı değiştirecek. Sonuçta arz neyse talep o yönde olacağından, Türkiye'de de önümüzdeki 4-5 yıl içinde elektrikli araçların payının hızla artacağı çok açık.

Kuşkusuz Çin öncelikli olarak 1.5 milyar nüfuslu kendi pazarını doyurmayı hedeflerken, artık yavaş yavaş dünyaya da açılmaya başladı. Bunun yolunu da Avrupa'da görüyorlar. 2022 yılından itibaren en az 10 Çinli marka, üretim ve maliyet avantajını kullanarak Avrupa'da rekabeti tamamen değiştirecek.