Bursada Bugün okuyucularına merhaba ...

Bursa'yı, Bursa'nın gastronomisini, kültürünü, turizmini, gastronomi ekonomisini diğer bir ifadeyle gıda endüstrisini, gıdanın sunum haline geldiği restoran ve hizmet sektörünü, tarladan sofraya uzanan bu hattın hem ekonomisini hem de sosyolojisini bu sayfada yazacağım.

25 yılı aşkın bir süredir Gıda, Gastronomi ve Horeca (Hotel-Restoran-Caterig) sektörünün içerisinde, eğitim ve danışmanlık yapmaktayım.

Hürriyet ile başlayan bu yolculuğuma Bursada Bugün ile devam edeceğim...

Türkiye'nin en çok okunan ilk 20 haber sitesinden biri olan Bursada Bugün'de yazmak benim için de bir gururdur...

Gıda, Gastronomi, Turizm, sizler için de öncelikli konular ise bu sayfada buluşalım...

Birçok konu ve konuğu sayfamda sizlerle paylaşacağım.

Gastronomi hayatımızın her saatinde her noktasında yer alan yaşamsal olduğu kadar, sosyalleşmemiz için de çok önemli bir olgu..

Sadece insanlar için değil, markalar hatta şehirler ve ülkelerin tanıtım ve PR stratejilerine etki edecek kadar önemli...

Şehirler coğrafyanın kendilerine sundukları nimetleri mutfak kültürleriyle birleştiriyorlar. Seyahat etmek için bir neden yaratıyorlar. Toplam turizm gelirlerinin %20'sine ulaşan bir ekonomi oluşturuyorlar.  

Gastronomi ile şehirlerin markalaşması hedeflenirken, katmadeğerli bir ekonomi oluşturarak üreticisinden tüketicisine herkesin kazandığı bir ekosistemi yaratıyor.

Eylül - Ekim ayları şehirlerin festival ayları...

Yazımın başlığını da bu nedenle Kenan Doğulu'nun şarkısından aldım.  

Kuşadası, Şile, Gaziantep, Bursa, Afyon ve Adana Festivalleri ardı ardına geldi.

Hepsine davet edildim. En canlı bir iki gününe katılarak izlenimlerimi yazdım..

Bu satırları yedincisi düzenlenen Adana Lezzet Festivali'nden yazıyorum.

Bursa Lezzet Festivali'nin değerlendirmesini yapan Başkan Alinur Aktaş da Bursa Gastronomi Festivali için başarılı olmasın rağmen dersler çıkarmış ...

Gelişim ve dönüşüm daha iyiyi aramak için de en iyi yol budur..

Bursa Gastronomi Festivali'nin anadolu lezzetleri festivali gibi olduğunu görmüş olacak ki, daha fazla Bursa odaklı daha kaliteli ve yıllanmış markalarla, daha iyi içeriklerle gastronomi ziyaretçilerine gelecek yıla randevu vermiş Alinur Başkan..

Ben de GASTROTABU yarışması ve Bursa Markaları Anlatıyor söyleşisi ile Bursa Gastronomi Festivaline destek verdim.  Yarışmada Bursa lezzetlerini ip ucu vererek katılan yarışmacılarla eğlenirken, Tophane Kebapçısı, Abisin Usta Osmanlı Sofrası, Özgen Kahve ve Durak Muhallebicisi marklarının tarihten gelen lezzetlerini ve dededen babadan kalan işletme ve müşteri deneyimlerini konuştuk.  

Gelecek yıl Bursa Gastronomi Festivali 'uluslararası' olmalıdır. Bulgaristan, Selanik, Batı Trakya, Bosna, Karadağ, Balkanlar, Gürcistan, Azerbaycan şefleriyle, gastronomi elçileriyle davet edilmelidir. Bursa'da yaşayan çok sayıda Erzurumlu, Muşlu, Trabzonlu, Artvinli hemşerilerimiz var. O şehirleri de kurumsal stantlarıyla festivale davet etmeliyiz. 

Bursa gastronomisi, Gaziantep, Hatay gibi gastronomi şehirlerinden bile daha avantajlı konumdadır. Tarihi, doğası, kaplıcaları, Uludağ'ı, farklı turizm destinasyonları, en büyük pazar olan İstanbul'a yakınlığı en önemli artılarıdır. Bursa her biri Anadolu'da bir şehir olacak kadar güçlü ilçeleri olan bir şehirdir.

Daha fazla tematik festivallere ev sahipliği yapabiliriz. Mustafa Kemalpaşa'da Domates Festivali, Karacabey'de Soğan Festivali, İnegöl'de Sağlık  Turizmi ve Göç Mutfağı Festivali, Köfte Festivali, Uludağ Trekking ve Kamp Festivali, Keles Mantar Toplama, Gürsu Şerbet Festivali, Orhaneli Dağ ve Bağ Turizmi Festivalleri, Mudanya Deniz Lezzetleri Festivali  gibi festivaller yapılabiliriz. Ne kadar çok festival o kadar daha çok turist demek. Bursa'yı Bursalılara anlatmaya gerek yok, yanı başımızda her hafta sonu seyahat planı yapan turistleriyle birlikte 20 milyonluk bir İstanbul var. İstanbul'dan Bursa 1 saat 30 dakika. Bu potansiyeli daha fazla kullanmalıyız. İstanbul'da Bursa'yı tanıtan gezici ve sabit tanıtım lokasyonlarımız olmalıdır. Başka şehirlerde Bursa Günleri, Bursa Haftası gibi etkinlikler yapmalıyız.

Velhasıl festivalde herkes Bursa gastronomisine neler katabileceğinin neler yapabileceğinin hayalini kurdu, hayallerini gerçekleştirdiler, katılmayanlar pişman olurken, katılan markalar büyük bir deneyim yaşadılar. Bursamızın markalaşması için değerli olan bu organizasyon için 'canla başla' çalışan başta Büyükşehir Belediyesi'nin tüm ekibine, elini taşın altına sokan Başkan Alinur Aktaş'a ve katılan Bursa markalarına, böyle bir başarıya imza attıkları için tebrik eder, festivalin her yıl tekrarını dileriz.

İlk yıl İpeksi Lezzetler Şehri dedim, ikinci yıl Yeşil Bursa Yeşil Gastronomi dedim, önerdiğim başlıklar Festivalin mottoları oldu. Gelecek yılın mottosu Gelenekten Geleceğe Bursa olsun... Dikkate alırlar umarım..

Bu arada Bursa'da sadece festivaller değil, Gıda Fuarı da gerçekleşti geçtiğimiz günlerde..

Kongre Turizmi ve büyük toplantıların mimarı, bu işi Türkiye'de yıllardır başarıyla yapan Hasan Eker, kendi şehrine de bir iyilik yapma derdinde. Her yıl büyük bir mücadele ile Bursa gıda üreticilerini aşçılar ve satınalmacılarla tedarik uzmanlarıyla bir araya getirmeye çalışıyor.

Bu sene beşincisi düzenlenen gıda fuarına 67 firma katıldı. 2.000 civarında sektör profesyonelleri TURFOOD Gıda Fuarını ziyaret etmiş. İlk ikisinde benim de danışmanlık verdiğim TURFOOD Gıda Fuarı'na her yıl artan bir ilginin devam edeceğini düşünüyorum. Daha fazla bölge üreticilerinin olduğu ve daha fazla profesyonel ziyaretçinin olacağı nice fuarlar dilerim Hasan Bey ve ekibine...