"Sevgili sporseverler; elimizi kalbimize, gözümüzü yükseklere koyarak başlattığımız Avrupa basketbolunun bu mükemmel final parkurunda; bu serüvene başından beri destek veren herkese, özellikle tüm maçlarımızda oyuncularımıza sonsuz güç vermeyi bırakmayan binlerce taraftarlarımıza teşekkür ediyoruz.

Bulutlu bir gökyüzü altında geçirdiğimiz zor günlerde, sporun bize cömertçe sunduğu kurtuluşu, tükenmez bir ışık gibi görüyoruz.

Özveriyle hizmet ettiğimiz basketbol spor alanında daha güzel yarınlara ışık tutacağımız bir iz bırakmak istiyoruz.

Yaşasın Frutti Extra Bursaspor."

Yukarıdaki satırlar bana ait değil!

Kulübün sosyal medya hesabından yapılmış bir duyuru.

Kaleme alan kimse kutlamak isterim.

O kısa ama içten manifestoda bir başarı öyküsünün başlangıcıyla bitişi arasındaki sürecin satırlara dökümünde naif serzenişleriyle, geleceğe yönelik umut dolu dokunuşlarını;

Yanı sıra mesajın arasına saklanmış şifrelerin kodlarını sezinliyoruz.

Yazının öznesi; basketbolun Bursaspor'un bugününde var olduğu gibi yarınlarında da var olmaya devam edeceğidir.

Futbolun önüne kimse geçemez sanılıyordu Bursaspor'da.

Bir tabu yıkıldı Euro Cup başarılarıyla.

Futbolun gölgesi, güneşin parlak ışıklarına teslim oldu.

Basketbolun tüm görkemi ve dayanılmaz cazibesiyle kulübün kemikleşmiş değer yargılarını altını üstüne getirerek kendi gündemini en başköşeye taşıması; her zaman rastlanılan bir başarı öyküsü değildir.

Sokakta dolaşırken herhangi bir insanı çevirip soracak olsanız 'Bursaspor deyince aklınıza ne geliyor' diye;

Yüzde doksanı, belki daha da fazlası; unutulmaz Süper Lig şampiyonluğunu değil, Frutti Extra sponsorluğundaki basketbol şubesinin Euro Cup'da final oynamasını gösterir.

Gerçekten de öyle...

Bologna'da bulunduğumuz üç gün boyunca gezerken, Türk olduğumuzu anlayanlar basketbol maçı için gelip gelmediğimizi;

Frutti Extra'nın kelime anlamıyla (!), Bursaspor'un daha önce buna benzer başarılarının olup olmadığını sorguladı;

Sporla az çok ilgili olanların Bursaspor'un Süper Lig'de şampiyonluk kazanmış bir kulüp olduğundan haberleri bile yoktu (!);

Bizi bir basketbol kulübü olarak bilmelerine şaşırmadığımı söylersem yalan olur.

Beni en çok etkileyen yönleri ise; 'Virtus Segafredo Bologna ile final oynayan bir kulüp çok büyük bir kulüptür' imajının belleklerine yerleşmiş olmasıydı. Ne yalan söyleyeyim bir Türk gazeteci çok duygulandım.

Bir basketbol şehri olan Bologna'da; bir Anadolu Efes, bir Fenerbahçe Beko değil Frutti Extra Bursaspor konuşuldu üç gün boyunca.

Virtus'un ana sponsoru kahve firması Segafredo ile Uludağ İçecek'in yan yana gelmiş olmasını anlatacak kelime bulamıyorsunuz.

Böyle bir tanıtımı milyonlarca avro ya da dolar harcasanız kolay kolay yapamazdınız.

Bursaspor'la Uludağ İçecek'in ortaklaşa iş birliği, firmanın reklamasyonunun yanı sıra, Bursaspor'un kulüp imajına da müthiş katkısı oldu.

Sözün özü; bir final maçının ancak bu kadar müthiş bir geri dönüşü olabilirdi.

Futbol kulübü Bursaspor'un(!) gölgede bırakılmak istenen basketboluyla çizmenin spor gündeminde üç gün boyunca manşetlerde gezinmesi; bu şehrin her ferdine gurur ve mutluluk vermelidir.

Bu vesileyle ana sponsor Uludağ İçecek'le yönetim kurulu başkanı Ömer Kızıl'ı;

Sezer Sezgin başta olmak üzere şubenin tüm bireyleriyle;

Perde arkasındaki görünmeyen kahramanları İcra Kurulu üyelerini yürekten kutluyor; bir Bursalı, bir sporsever ve basketbol sever olarak en derin teşekkürlerimizi sunmak istiyorum.

Yaşasın Frutti Extra Bursaspor; yaşasın Bursaspor!

Sadede gelecek olursak;

Eldeki mütevazi ötesi kadro ile Euroleague'den sonra 'Avrupa'nın en anlamlı basketbol organizasyonu' kabul edilen Euro Cup'da final oynamak; Euroleauge şampiyonluğu ile eş değerlidir.

Yıllar yılı geçse de unutulmayacak ve her fırsatta hatırlanacak bir başarı öyküsüdür.

Basketbolun tarihini bu kadro ile yeniden yazabilseydik; 'Frutti Extra Bursaspor' basketbolda asrın takımı olarak başköşeye ismini yazdırırdı.

Bu organizasyon için de derin kadrolar ve daha kaliteli yabancılar gerekiyor.

Mevcut kadronun çatısı aşağı yukarı korundu gibi. Üzerine en az iki üç kaliteli takviye ile seneye bu ligde yine kafaya oynar, belki bu kez şampiyon bile oluruz!

Şimdi önümüze bakalım.

Pazar günü Fenerbahçe BEKO ile İstanbul'da İNG Basketbol Süper Ligi çeyrek final serisinin ilk maçına çıkacağız.

Kişisel görüşümü sorarsanız; Virtus Segafredo Bologna yenilgisini İstanbul'da telafi ederek, Salı günü Bursa'da oynanacak serinin ikinci maçını bir basketbol mucizesine daha dönüştüreceğimizdir.

Olmaz, olamaz demeyin; olacak inşallah.

Kasap et, koyun can derdinde...

Basketbol çıtayı en yukarılara çekince; canının derdindeki futbol bir anda ikinci planda kalıverdi.

Bugün belki de kader maçımızı oynayacağız Bandırmaspor ile.

Belki de en zor 90 dakikası Bursaspor'un.

Yenerse ligde kalma yolunda çok önemli bir adım daha atılır.

Beraberliği düşünmek bile istemiyorum.