Türkiye Voleybol Federasyonu'nun bugün Ankara'da yapılan 6. Olağan Genel Kurulu'nda iki dönemdir bu görevde bulunan mevcut başkan Mehmet Akif Üstündağ; kullanılan 218 oyun 121'ini alarak üçüncü kez yeniden voleybolun patronluğuna getirildi.

Üstündağ'a karşı adaylığını koyan Bursa BŞB Spor Kulübü eski başkanı, Bursaspor Basketbol Kulübü İcra Kurulu Başkanı Gökhan Dinçer ise 95 delegeden oy alırken, 2 oy da geçersiz sayıldı.

Bir anket yapılacak olsa; Mehmet Akif Üstündağ 'Türk spor tarihinin gelmiş geçmiş en başarılı federasyon başkanı' olarak açık ara birinci seçilir.

İddiadan öteye geçen bu gerçeği görmek için kim varsa 'hodri meydan' diyorum;

Titrine bakıyorum da;

Kazanmadığı bir olimpiyat madalyası kalmış Üstündağ'ın.

Özellikle Sultanlar silip süpürmüş onun başkanlığı döneminde;

2023 FIVB, Avrupa ve Dünya şampiyonlukları kupası bu süreçte Türkiye'ye getirilmiş;

Yine kadınlar yaş kategorilerinde Avrupa ve Dünya Şampiyonalarında hep ilk dördün içinde yer alınmış;

Efeler / erkekler /  yıllar sonra Avrupa Şampiyonasında fileye yükselirken;

Yine tarihte ilk kez olimpiyatlarda mücadele etmeye hak kazanmışlar.

Her mekanda, her ülkede, her şehirde Türk voleybolunu 'bir dünya markası' haline getiren Üstündağ'ın yeni hizmet döneminde de bıraktığı yerden devam edeceğine inanıyorum.

Bundan sonraki tek hedef; 2028 Los Angeles Olimpiyatları'nda sultanlarla şampiyon olarak federasyonun müzesinde eksik olan tek kupayı oraya yerleştirmek olmalıdır.

Başarabilecek mi?

Neden olmasın ki?

Mevcut kadro zaten çok iyi; 4 yılın sonunda emekliye ayrılması olası Eda Erdem Dündar dışında başka bir aday şimdilik görünmüyor. (Beklenmedik sakatlıklar olmaz inşallah)

Bana sorarsanız;

2024'ü Avrupa Şampiyon olarak tamamlayan '20 Yaş altı Kadın Voleybol Takımı'ndan yapılacak takviyelerle Sultanlar Los Angeles'in şimdiden en büyük favorisidir.

Seviye olarak biraz gerilerde kaldığımız erkek voleybolunda da; bu zaman dilimi içinde eksiklerimizi tamamlayarak olimpiyat vizesi alınmasını bekliyoruz.

'Türkiye'de voleybol eşittir başarı demektir' söylemini klişeleştirerek büyük bir sempati toplayan Üstündağ'a karşı şansını deneyip kaybeden Bursalı aday Gökhan Dinçer'i de kutlamak istiyorum.

Çok ciddi bir rakibe karşı yarışarak sandıktan tahminin de üzerinde oy almayı başardı.

Bu makama ileride tekrar aday olursa pekala sürpriz yapabilecek potansiyeli olduğunu gösterdi.

Yakından tanıdığım, programlarıma konuk aldığım Gökhan Dinçer'in medeni cesareti hoşuma gitti.

Bilinmez belki de 4 yıl sonra başka bir federasyonun başkanlığında Türk sporuna hizmet ederken görürsek şaşırmayız.

Yazıma hazırlık yaparken sayın Mehmet Akif Üstündağ ile ilgili kuşku uyandıran bir not düştü önüme.

İddia makamı; futbol yorumcusu eski FİFA kokartlı hakem Ahmet Çakar.

Oğlunun akçeli ilişkilerini yazmış sosyal medyasında.

'Oyuncu menajerliği yapıyor' demeye getirmiş.

Ne demek yani;

Filan oyuncu bir yerden, başka bir yere giderken oğlunun dahli mi oluyor da, Çakar böyle zan altında bırakabilecek cümleler kuruyor?

Can sıkıcı olmuş bu itham biraz.

Ben kişisel olarak inanmıyorum;

Ama sadece benim inanmamam yetmez;

Spor kamuoyu tatmin olmalı;

Sayın Üstündağ'dan bu iddia ile ilgili en kısa zamanda ve net bir biçimde açıklama yapmasını bekliyoruz;

'Sinek küçük olsa da mide bulandırıyor' çünkü...