Vakıfköy'de neler oldu da kökünü kuruttuk ?

2023.10.20 17:31 - Son Güncellenme: 2023.10.20 17:31
A

Vakıfköy'ün eski üretkenliğinde olmadığı; Bursaspor'un aldığı sonuçlarla ortada !

Sonunda;

Yetenekli oyuncuların arasında ayırım yapamama günlerinden 'Bir tane de olsun içlerinden oyuncu çıkmaz mı ?' demeye kadar gelindi.

'Çıkmaz mıymış hiç?'. dediğinizi duylar gibiyim.

Gerçeklerin üstünü örtemezsiniz;

An itibariyle çıkmıyor işte;!

Çıkmayanlar da Bursaspor'un bu sezonuna denk gelmiş!

'Kader, kısmet, şanssızlık' artık ne derseniz deyin...

Bu teşhisim ortak kanaattir; kimseden aksi bir şey duymadım.

İzlediğinizde gözünüzü ısırıp, 'şu, şu topçu ileride adam olur' yorumunda bulunabileceğiniz bir Allah'ın kulunu gösterebilir misiniz bana?

Ne kadar kötü değil mi?; eskileri çok iyi bilen birisi olarak yüreğim sızlıyor inanın.

Yetenekli olmak; kuraya da, tesadüfe de tabi bir şey...

Allah vergisi, doğuştan...

Mesela Maradona...

Sonradan değil, anasının karnından futbolcu olarak doğmuş !

Neresine itiraz edeceksiniz?

Bursaspor için uydurulacak en uygun mazeret; 'bu sezon için denk gelmemiş' olmalı;

Ya da lafı nereye yerleştireceğinize bağlı olarak en uygun kaçamak !.

Eldeki jenerasyon miadını doldurup gittiğinde, alttan daha iyileri mutlaka gelecektir de; böyle bir beklemeye tahammülü yok ki Bursaspor'un.

Şampiyonluklar yaşamış bu ulu çınarı sezon itibariyle ne olursa olsun ayakta tutarak yaşatmaya çalışmalıyız.

Eldekilerle olamayacağına çok iyi bilen birisi olarak; devre arasında tahta açılacağı varsayımından yola çıkarak 'ya sabır' diyorum !

Çocuklar;

Toplayabildiğiniz kadar puan toplayın.

Tekmeye kafanızı sokarak, olmayan kapasitenizle iki kişilik oynayarak (!), bazen de -hiç içime sinmese de- hakem faktöründen azami şekilde yararlanarak (!) ilk yarısın son düdüğüne kadar dişinizi sıkarak, dayanmaya çalışın.

Sonrası; vardır elbet kurtaracak bah-ı kara maderini..

Bursaspor ne olursa olsun düşmemelidir;

Çünkü;

Mayamız haksızlığa direnerek, zorluğu kolaya çevirerek, çaresizliğe çözüm üretirken mutlaka bir çıkış yolu bulmakla yoğrulmuş.

Hala kurtulacağımıza olan inançla ve sihirli bir elin / ya da ellerin / son dakikada camiayı düştüğü çukurdan yer yüzüne çıkaracağını düşünerek yaşamaya çalışıyoruz.

Vakıfköy'ün kökü kurumadı elbette;

O bereketli topraklardan daha nice değerli ve kaliteli oyuncular yetişip, armanın yolunda savaşmaya devam edeceklerdir.

Bu camia, 'x'  'y'  ya da ' z' değil;

Bursaspor'dur...

Bursaspor olunca da; beş dakika durup, düşünmek gerekir...

Şimdi kulübün gerçek emekçilerine;

Yani Vakıfköy'ün asgari ücrete talim eden isimsiz kahramanlarına seslenmek istiyorum;

Eski üretkenliğini bir şekilde yitirmiş Vakıfköy'ü yeniden ayağa kaldırmaya çabalarken, lütfen eski arşivleri karıştırarak kulübün geçmişinde bir resmi geçit yaptırın oyuncularınıza.

Yaptırın ki ağabeylerini tanısınlar;

Nereden nereye geldiklerini öğrenince belki yeni bir heyecan fırtınası kopar yüreklerinde;

Belki de;

Yıllar yıllar önce Fenerbahçe Stadı'nda Galatasaray gibi bir büyüğe karşı ilk 11'nden 8'ini alt yapı ürünü oyuncularına teslim ederken, direnç göstererek puan çıkardıkları o maçla yüzleşebilirler.

Sedat 3'ün kaleci Haydar'ın koruduğu kaleye neredeyse santra yayı üzerinden savurduğu o füzenin hikayesini okuyunca bir tuhaf olur;

Geçmişten geleceğe miras kalan bu anıyı yeniden vizyona sokmak 'ilham perisi' etkisi yapar; bilinmez ki?

O maçı yerinde izlemiş, yanımda oturan mesleğimin duayen yazarlarından Talay Erker'in elindeki esame listesine baktıktan sonra iki de bir bana dönerek 'bu çocuklar Vakıfköy çıkışlı mı?' sorularına muhatap olmuştum.

Yani Vakıfköy o yıllarda bile sadece Bursaspor'a özgü bir terminoloji olmanın ötesinde; Türkiye'nin spor gündemine yerleşmişti...

O çocuklar kaleci Eser Kardeşler'di, (Süper Lig -hakemi Arda Kardeşler'le, Hatayspor kalecisi Erce Kardeşler'in babası)

Taygun Erdem'di,

Yalçın Çimen'di,

Erkan Öncel'di,

Ali Aköz'le diğerleriydi;

1980'li yıllarda genç takım maçlarını A takımın maçından önce  Atatürk Stadı'nda oynatırlardı;

Eser Kardeşler, Semih Yuvakuran, A,Suphi Evke, Yalçın Gündüz, Ahmet Bağcıoğlu, Yalçın Çimen, Ali Aköz, Cemal Vardar, Hüseyin Hürsoy, Erkan Öncel'le arkadaşları o yılların mahsulleriydi;

Kısacası estirdikleri fırtınadan nasibini almayan kulüp kalmamıştı.

Yaprak gibi savrulurdu önlerine çıkanlar;

3 atar, 5 atar, sıraya dizerlerdi.

Açık ara kazanılmış o şampiyonlukların dili olsa da konuşabilse!

Bursaspor'u da en iyi Beşiktaş'ın alt yapıdaki efsane antrenörü Serpil Hamdi Tüzün bilirdi! (Bugün 84 yaşında, Allah uzun ömürler versin.)

Ziya Doğanlı, Fikret Demirerli, Yesin Budaklı, Gökhan Keskinli kadrosuyla zorlamış, zorlamış; sonunda hep kaybeden taraf olmuştu.

1981-1982 sezonu Gençler Türkiye Şampiyonu Bursaspor'un o kadrosunun neredeyse tamamı sonraki yıllarda A Takımının iskeletini oluşturdu.

O günlerde zor ve kısıtlı imkanlarla bu kadar yıldız oyuncu yetişirken; teknoloji ile yapay zekanın güç yarışına girdiği bugünde alt yanının kökünün kuruması size normal geliyor mu?

Suyumuz çekilmedi, topraklarına da bir şey olmadı;

Bir yerlerde büyük, büyük yanlışlıklar yapılıyor olmalı ki; Vakıfköy ismi mazilerde kalıp; anılarda yaşama başladı.

Bursaspor tozlu raflarda unutulmaya mahkum edilecek bir kulüp değil;

Türk futbolunun her daim açan gülü, kırmızı karanfili, mis kokulu sümbülüdür.

Top yekun ayağa kalmak için daha fazla zaman geçirilmesin;

Vakıfköy'e yeniden işlerlik kazandıracak reçeteleri acilen bulup, yaşama geçirmek zorundayız.

Dün yetiştirdiğimiz oyuncuları, bugün mumla arıyorsak;

Olacak şey değil bu, doğanın da kuralına aykırı...

Suçlu kimler ve nerededir sizce? ...


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları