Uzunumuz yok, savunmamız yeterli değil

2022.09.02 17:24 - Son Güncellenme: 2022.09.02 17:24
A

Ergin Ataman'ın Karadağ maçının ardından yaptığı değerlendirmede ağzından çıkanlar; anlık bir tepki değil birikmiş bir öfkenin dışa yansıması idi.

'Çok kötü oynadık';

'Şansımızla kazandık';

'Bu uzunlarla işimiz zor';

Ataman ile ilk kez düşüncelerimizin bu kadar örtüştüğünü fark ettim dün akşam.

Mazeret üreteceğimiz günler geride kaldığına göre bir yerden sonra toparlanmak şart oldu.

Hem de acilen!

Diğer taraftan ise mevcut görüntü; böyle bir toparlanmanın öyle kolay olmayacağını gösteriyor.

A Milli Basketbol Takımını üç cümle ile özetleyecek olursak;

Şiddetle yeni uzunlara ihtiyaç var

Saha içinde takımın lideri kim olacak artık karar verilmeli.

Bu savunma sertliğiyle biraz zor maç kazanırız!

Bizim maçın dışında gruptaki diğer rakiplerimize de azar azar göz atmaya çalıştım.

Hepsini toplayıp çıkardıktan şöyle bir sonuç çıktı karşıma.

Madde bir; 5 numaralarımız ana hatlarıyla çember altını domine edecek yetenekte değiller.

Başka bir söylemle uzun rotasyonu en zayıf ülkelerden birisiyiz.

Madde iki; fizik olarak rakiplerimize karşı yetersiz kalıyoruz.

Madde üç; savunmamızın sertlik dozu böyle bir turnuva için düşündürücü.

Madde dört; içeriden skor bulunamazsa uzunların dış şut tehditleri yüzde olarak çok aşağılarda.

Madde beş; mutlaka atletizmlerini biraz daha geliştirmeleri gerekiyor.

Tarifini vermeye çalıştığım oyuncular Alperen Şengün'le, Sertaç Şanlı.

Ergin AtamanKaradağ maçında çıldırtan da ikisinin yukarıdaki handikapların neredeyse hepsini bir maça sığdırmaları oldu.

Boran Dubljevic gibi mobil olmayan bir oyuncunun dışa açılarak yüksek posttan yağmur gibi yağdırdığı üçlüklerine adeta tribündeki seyirci gibi izlemek kesinlikle bir 'uzun oyuncu fundemantalı' eksikliğidir.

El bile kaldıramadı perdelemeden çıktıktan sonra Dubljevic'le eşleşenimiz.

Bireysel olarak değinecek olursak;

Alperen'in bu maçtaki pivot hareketlerinden daha fazla skor bulmasın beklerdim.

En basit turnikeleri kaçırırken, ribauntları da alamadı.

Sertaç'ı ise milli takım forması altında hiç bu kadar kötü izlememiştim. Çember altında '5 numara tehdidi' olmadığı için dışarıya açılarak oyunu forse etmeye çalıştı. Çok güvendiği dış şutlarında da tam bir hayal kırıklığı yaşattı.

 Alperen'le Sertaç yanı sıra atletizmleri olmayan iki uzun. Kendilerinden daha size'li (kalıplı ve kalın) oyunculara karşı blok ve ribaunt tehditleri de bu nedenlerle en aşağılara iniyor.

Çözüm;

Çember altı; yani 5 numara pozisyonu için acilen olabildiğince kalıplı, uzun fundemantel eksikliklerinin özel çalışmalarla giderilebileceği yeni jenerasyondan isimlerin devreye sokulmasını mutlaka sağlamalıyız.

Bosna Hersek, Kosova, Makedonya, Arnavutluk taranacak ülkeler olabilir.

Bosna Hersek Milli Takımı'nın başında an itibariyle uzun yıllar Türkiye'de ve milli takımlarda çalışmış Aziz Bekir görev yapmakta.  Önereceği isimler olacağını tahmin ediyorum. Çünkü Bosna Hersek her spor dalının alt yapısı için adeta maden gibi bir ülke.

Voleyboldan bir örnek vererek olursak;

 A Milli Erkek Voleybol Takımı formasıyla devam etmekte olan Dünya Şampiyonası'nda harikalar yaratan pasör çaprazı Adis Lagumdjiza Bosna asıllı bir voleybolcu.

Yıllar önce İzmir ARKAS Kulübü tarafından kardeşi Mirza ile birlikte Türkiye'ye getirilmişlerdi.

Adis ARKAS'ta yıldızını parlattıktan sonra iki yıl önce İtalya'ya Monza Kulübü'ne yüksek bir rakama transfer oldu. Şimdi de çizmede harikalar yaratıyor. Milli Takımdaki performansı ise tek kelime ile 'süper'. Kendisini öyle geliştirdi ki dünyanın sayılı pasör çaprazlarından birisi olarak kabul ediliyor.

Sırada kardeşi Mirza var. Birkaç yıla kalmaz onu da konuşmaya başlarız.

Bizim topraklardan maalesef yeteri kadar uzun oyuncu çıkmıyor. Çare Balkanları dolaşarak buralardan devşirmek.

Saha içi liderinin kim olacağına karar verilmesine gelince;

Shane Larkin'in direksiyonun başına 'şoför' olarak oturtmanın dışında bir seçenek göremiyorum ben. Şehmus Hazer oyun kurucu değil, olsa olsa skorer guard oynar. Saha içi görüşüyle pozisyon sezgisi yeterli değil, takımı da kendisinin kontrolüne verildiğinde istediği gibi oynatamıyor.

Ataman zaman zaman burada Furkan Korkmaz'ı denese de o da Şehmus gibi iyi bir 2 numara.

Başka yerli de bırakmadık ki!. Ataman'ın rotasyonunda örneğin Berk Uğurlu ile Kartal Özmızrak'ın adı bile geçmez oldu.

Öyleyse;

Shane Larkin'e hatası, sevabıyla tahammül edip, süresini arttırılarak milli takımın lideri olmalıdır.

Başka bir çözümünü de alternatifini de göremiyorum.

Kadronun en iyi durumda olan isimlerinden Cedi Osman'ın bu görev dağılımı içinde 4 numaraya fazlaca kaydırılmadan 3 numarada oynatılması 'kar- zarar hesabı' olarak bakılınca en iyi seçenek. 

Her koşulda yüreğini ortaya koyan, tam bir emekçi Cedi Osman. Çembere de maksimum düzeyde ve en verimli olarak atak edeni.

4 numara için bu sezon Frutti Extra Bursaspor'da izleyeceğimiz eski Efesli Yiğitcan Saybir'i yavaş yavaş ısındırmalı Ergin Hoca. Dakikası arttıkça kazanacağı öz güvenle daha büyük katkılarda bulunacak bir potansiyeli var.

Karadağ maçında fazla skor yapamasa da savunmadaki performansı ile milli formaya iyice göz kırptı. (Ahmet Düverioğlu, Yiğitcan Saybir,  Onuralp Bitim, bir de bu yıl patlama yapacağına inandığım Enes Berkay Taşkıran. Bursaspor'un taş  gibi yerlileri; bu sezon yabancılarından daha çok konuşulacaktır; söylemedi demeyin.)

Savunma Ataman'ın Anadolu Efes'te en çok takıldığı mevzu idi.

Başında bulunduğu milli takımda ise çarkın en az işleyen dişlisi.

Sert ve temaslı savunma yapma özürlüyüz, her maç büyük sorun yaşanıyor.

Bir iki tık yukarıda değil, en tepelerde, zirvede olmalı.

İstediğiniz kadar iyi hücum edip, şut sokun; savunmada dişliler gevşek olduğu sürece sonunda kaybetmeye mahkumsunuzdur.

 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları