Oturduğum sokağın 'yüzde elli Galatasaraylı; yüzde elli Çorum Barcelonalı' ( Kulübün ismi aslında Çorum FK olsa da, doğduğu şehrin takımı onun gözünde Barcelona ile eş değerdir!.) sempatik bayisi Kenan Yıldırım kafayı iyice takmış olacak ki; 'günaydın'dan hemen sonra direkt yüzüme 'Engin ağabey FİFA Kulüpler Dünya Kupası'nda neden Türk takımı oynamıyor' sorusunu yapıştırıverdi.

Sevgili Kenan'ın aslında 'neden Türk takımları oynamıyor'dan kastı

Galatasaray; yani tuttuğu takım!..

Tam da zamanına denk geldi; söylemezsem olmayacaktı;

Kendisini 'Bursasporlulaştırma operasyonunda'(!) bir hayli mesafe kat etmiş durumdayım.

Bursaspor inşallah yeniden Süper Lig takımı olduğunda bizim Kenan'da Galatasaray artı Çorum FK'ya ek olarak Bursaspor'u tutmaya başlayacak!..

İnşallah en geç 3 yıl içinde Kenan'la birlikte eskilerinden fedakarlık etmese de; yani 'bir yürekte üç takımı ayni anda taşıyarak' Bursasporlu olma yolunda ısınma turlarına hız vereceğiz...

Girizgahımızı yaptıktan sonra; konumuza dönelim.

Kenan'ın 'Ağabey neden Türk takımları bu ligde yer almıyor' sorusunun tek bir yanıtı var;

Türkiye olarak FİFA'nın öngördüğü kriterleri karşılayabilmede çok yetersiziz;

Dolayısıyla kimse öküzün altında buzağı filan aramaya kalkmasın.

Biraz daha açalım isterseniz; nedir bu kural ya da kriterler birlikte okuyalım.

Türkiye'den hiçbir kulübün 2025 FIFA Kulüpler Dünya Kupası'na katılamamasının temel nedeni, Türk takımlarının 2021-2024 yılları arasında UEFA organizasyonlarında yeterli başarıyı elde edememesi ve UEFA kulüp katsayı sıralamasında geride kalmasıdır.

FIFA, Avrupa'dan katılacak 12 takımı belirlerken, son dört yılın Şampiyonlar Ligi şampiyonlarını ve kalan kontenjanlar için de UEFA katsayı sıralamasını baz alıyor.

Bugüne kadar Türk kulüpleri, özellikle Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş, bu dönemde Şampiyonlar Ligi'nde grup aşamalarını geçemediği gibi, çoğunlukla ön eleme turlarında veya grup maçlarında elenerek organizasyonun dışında kaldı.

UEFA katsayı sistemi, takımların Avrupa maçlarında aldıkları galibiyet, beraberlik, son 16, çeyrek final gibi başarıları puanlandırıyor.

Türk takımları, bu başarıları sınırlı düzeyde elde ettiği için katsayı sıralamasında İngiltere, İspanya, Almanya, İtalya gibi ülkelerin kulüplerinin hayli gerisinde kalmış durumda.

Ayrıca, FIFA'nın katılım kriterleri arasında kıtasal şampiyonluk (örneğin, UEFA Şampiyonlar Ligi'ni kazanmak) veya ev sahibi ülkenin lig şampiyonu olmak da yer alıyor. Türkiye turnuvaya bugüne kadar ev sahipliği yapmadığı, yanı sıra hiçbir Türk kulübü Şampiyonlar Ligi'ni kazanamadığı için katılma kriterlerinin bir hayli uzağında durmakta.

Söz konusu organizasyonda yer alabilmenin gelmiş, geçmiş başarılarla orantılı olduğu göz önüne alınırsa; ülke olarak mazeret üretmeden ve kimseye kızmadan dönüp önce kendimize bakmamız gerekiyor.

Amiyane söylemle 'ne kadar ekmek, o kadar köfte'...

FİFA iddia edildiği gibi bize karşı önyargılı filan değil; Türk olmamızın da yaşanan sorunlarla alakası yok.

Açık ve net olarak 'organizasyonlarımızda şampiyonluklar kazanın; puanınız yükselsin, kriterleri karşılayınca sizi de aramıza alalım' diye mesaj göndermekte;

Uzun sözün kısası,

Leroy Sane'yi transfer edip; Victor Osimhen'i oynatınca bir yerlere gelmiş olmuyorsunuz !.

Özetlersek;

Bu tip organizasyonlara katılım için sürekli başarılı olurken, diğer taraftan da şampiyonluklar kazanmaktan başka bir seçenek maalesef söz konusu olamıyor.

FİFA ileri bir süreçte; tıpkı basketbol Euroleague'de olduğu gibi bir 'wild card' uygulamasına geçebilir mi onu da yaşayarak hep birlikte göreceğiz.

FİFA Kulüpler Dünya Kupası; dünya kupasının aslına yakın bir kopyası gibi.

Başarılıları ödüllendiren bu sistemi uygulamaya sonuna kadar devam edeceğinin de arkasında kapı gibi duruyor.