Yazarlar

Engin Aksöz
engin.aksoz@bursadabugun.comTürkiye kasırgası Polonya'yı dağıttı: 3-0
2023.08.30 23:30 - Son Güncellenme: 2023.08.30 23:30En korktuğumuz rakibimizdi Polonya; CEV Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonası'nın finale giden yolunda.
Son olarak ABD'de VNL (FIVB Voleybol Kadınlar Milletler Ligi'nde) şampiyonu olurken; en net yenilgimizi onlar karşısında almıştık. (0-3)
Şöyle bakınca;
Fizik olarak iyiydiler bir kere;
Uzun boy avantajlarını file önünde etkili bloklar yaparak değerlendiriyor;
Hücumda da Avrupa'nın sayılı pasör çaprazlarından Magdalena Stysiak ile smaçör Martyna Lukasık gibi iki skorer oyuncu üzerinden skor buluyorlardı.
Lukasık ve Rozanski'de İtalyan coach Stefano Lavarini'nin her koşulda spor opsiyonu olarak kullanabileceği stepne silahlarıydı.
Ama ben en çok; belki de 'Türk korkusu'ndan olacak; baş pasörleri Joanna Wolosz'un yeniden milli takıma dönmeye ikna edilmesine şaşırdım!
Oyunu back up'u Alicja Grabka'dan daha iyi organize edebilen, parmak hassasiyeti üst düzeyde, ayni zamanda iyi bir takım lideriydi Wolosz.
Maçın başlamasıyla birlikte; bizim kadınlarımız yukarıda çetelelerini çıkardığım Polonyalı hem cinslerini şeytan çarpmıştan beter ediverdi.
Belki iki set kafa kafaya geçmiş olsa da; mental, fiziksel ve moral olarak Polonya'dan çok daha fazla bir takım olduğumuzu gösterdik.
Tabii bu fazlalıklara değer katan detay; müthiş bir takım oyunu oynamamızdı.
Stysiak'la Lukasıc yapabilecekleri kadar oynamaya çalıştılar.
Maçın temposunu değiştirebileceği düşünülen pasör Wolosz'da; Cansu Özbay'ın performansı karşısında şapkadan tavşan çıkartamadı!
Öyle iyi hazırlanmıştı ki kadınlarımız bu maça;
Santarelli neleri çalıştırmışsa onlar üzerinden yüklendik Polonya'ya.
Rakibin etkili kontralarında sarsılsak da yıkılmadan ayakta kaldık.
Kendi düzenimizde ve planlanmış hücum opsiyonlarıyla tokatları peş peşe atıyorduk.
Servislerimiz harikaydı, manşetlerimiz neredeyse hiç aksamadı.
Pasör Cansu'ya da bir iki istisna dışında oyunu organize etmek düştü.
Baş rollerde Melissa Vargas ile Ebrar Karakurt'da döktürünce; maç öncesi kazanabilmek için hayali senaryolarla algı operasyonları çekmeye çalışan Polonya'nın bütün çıkış yolları tıkanıverdi.
İki köşeden açılan bu yaylım ateşi; maçın son sayısına kadar şiddetinden bir şey kaybetmedi!
Özetleyecek olursak;
Oyunumuza 'kusursuz fırtına' benzetmesi yapmak bile hafif kalır!
Kasırga gibi esip dağıttık Polonya'yı.
Başlarını bile kaldıramadan kaderlerine razı oldular.
Bu anlamlı galibiyetin 30 Ağustos'a denk gelmesi farklı anlam kattı sevincimize.
'Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kızları' bunlar; yanına kimse öyle kolay yaklaşamaz ki.
101 yıl önce Dumlupınar'da Yunan'ın topu tüfeğine; göğsünde imanı, silahının ucuna takılı süngüsü ile hücum ederek dar etmişti ataları;
101 yıl sonra onların torunları olan kadınlarımız; bu kutsal günün anlamına yakışır bir jestle atalarının ruhlarını huzura erdirdiler.
Ben bu maçta takımın flu görüntüsünün netleşerek; eskisi gibi parlamaya başlamasına sevindim.
Melissa Vargas'la Ebrar Karakurt; sonuna yaklaşılan şampiyonada kendi gerçek kimlikleri ile oynayarak büyüklüklerine toz kondurmadı.
An itibariyle dünyanın en iyi köşe hücumcuları ikisi birlikte.
Performansları zaman zaman dalgalansa da; kendi standartlarını yakaladıklarında durdurabilmek çok zor.
İki oyuncumuzun otomatiğe bağlayarak oynadığı karşılaşmaları Türkiye'nin kaybetmesi mümkün değil.
Şu ayrıntı da unutulmamalı.
Polonya'yı salt hücum performansımızla değil; saat gibi çalışan dublaj ve manşetlerimize; duvar gibi blok örerek katkı sunan (başta Zehra Güneş) file üstü savunmamızla devirdik.
Böylece üst üste 13. galibiyetini elde eden filenin sultanları; üst üste 5. kez de yarı finale yükselerek istikrarlı performansını sürdürmüş oldu.
Sıra geldi yarı finale ve İtalya'ya.
1 Eylül Cuma günü saat 18.00'de final vizesi alabilmek için Türkiye tek yürek olmuş bir şekilde ekranlarının başına oturarak: Sultanların yeni zaferini kazanmasına odaklanacak.
İnanıyorum ki finale kalacağız.
İnanıyorum ki; rakip Sırbistan ya da Hollanda fark etmez; onu da yenerek şampiyon olacağız...
Polonya maçında sultanlarımızın sayı dağılımına gelince;
Melissa Vargas % 56 ile ikisi ace'den 24 sayı, 3 blok; Hande Baladın birisi ace, 9 sayı, 2 blok, Eda Erdem Dündar 4 sayı, Zehra Güneş 5 sayı 3 blok, Ebrar Karakurt % 48 ile ikisi ace'den 14 sayı, 2 blok ile oynarken;
Polonya'da Stysiak 12 sayı, 3 blok, Korneluk 13 sayı, Lukasık 16 sayı, Rozanski 8 sayı, 2 blok üretti.
Yazarın diğer yazıları
- 'Sanchez Ahmet' TMOK'nin yeni başkanı oldu 28 Mart 2025 Cuma, 17:36
- Kendisine ait tesisiyle, stadının zemini iyi olmayanı 3. Lig'e almasınlar!... 27 Mart 2025 Perşembe, 17:16
- Bursaspor 'şampiyon gibi'... 26 Mart 2025 Çarşamba, 17:34
- 3-2-4-1 , 3-1-4-2, 4-1-4-1'leri daha önce duymuş muydunuz? 24 Mart 2025 Pazartesi, 17:49
- Efe Evan Postel'in ideali 'Mike James gibi' olmak 20 Mart 2025 Perşembe, 17:22
- Nilüfer Belediyespor lige tutundu: 3-0 19 Mart 2025 Çarşamba, 17:52
- Hiç kimse Bursaspor'dan daha büyük değildir... 17 Mart 2025 Pazartesi, 17:22
- Bursaspor bu hafta da cepten yedi 16 Mart 2025 Pazar, 17:25
- Bu hafta Kuşadası'nda iki rakiple oynayacağız! 14 Mart 2025 Cuma, 16:57
- Bu hafta Kuşadası'nda iki rakiple oynayacağız! 14 Mart 2025 Cuma, 16:57
Yazarlar
- Siyaset yeniden hareketleniyor: AK Parti, CH... Hasan Boztürk
- Türk firmalarında siparişler düştü! Elif Didem Danacıoğlu
- "Şampiyon takımı" izledik, çok keyif aldık! Çetin Sabırlı
- 'Sanchez Ahmet' TMOK'nin yeni başkanı ... Engin Aksöz
- Bursa'nın dağ ilçesinde imar çıkmazı! Hasan Yalçın
- Kahramanmaraş'a selam, 3 puanlara devam! Binay Kazan
- Bir güne neler sığıyor bu ülkede... Metehan Demir
- Konut fiyatları ve konut sahipliği meselesi Levent Yılmaz
- En çok satan markalar elektriğe çok uzak Emre Özpeynirci
- Heybedeki turplara bir de bu açıdan bakalım Ramazan Başan
- Cin mi, cinli mi, cin gibi mi? Ece Sarı
- Cemal Nadir Evine Dönüyor sergisi Kamuran Vatansever
- Bayram Telaşı mı, Alışveriş Çılgınlığı mı? Yeşim Mutlu
- Bursa'nın turistik bölgesindeki o yol çözüm ... Fatma Öztürk
- Kişisel verilerin korunması kanunu kapsamınd... Av. Emircan Pirinççi
- Davut Aydın konuşur mu, konuşmaz mı? Pınar Yeniyiğit