Türk futbolu nereye gidiyor?

2023.12.21 17:41 - Son Güncellenme: 2023.12.21 17:44
A

Türk futbolunda son günlerde yaşananlar gerçekten tüyler ürpertici.

Bir spor yazarı olarak haber yapmaya, yorumlamaya kendi payıma utanır oldum.

Başarıları bir taraf bıraktık;

Adliye muhabiri gibi adli vakalarla uğraşıyoruz!

'Kim kimi dövmüş, kim kime saldırmış' işimiz bu...

Sıralayacak olursak;

Hakem dövmeler,

Maç oynanırken sahadan çekilmeler,

Son olarak da maç bitince rakibine uçan tekme ile saldırarak canına kast etmeler.

Burada durur muyuz, yoksa yaşanan rezaletleri yenileri mi takip eder bilemiyoruz.

Avrupa spor kamuoyu şaşkınlık içinde Türkiye'yi takip ediyor.

Geleceğimizden endişe duyan bile var!

O kadar vahim futbolumuzun genel görünümü yani.

Gazetelerin 'Türk futbolunda kaos' manşetleriyle çıkması her şeyi anlatıyor.

Bizden daha çok şaşırıyor ve üzülüyorlar.

Bunlar yaşanırken; futbolun paydaşlarının suskunluğuna anlam veremiyoruz.

'Kaos' diyerek yine en nazik tanımlamayı yapmışlar...

Kaosun çok ötesindeyiz.

Bu yaşananlara olsa olsa barbarlık, gaddarlık denir.

Başka bir şey değil.

Bizim dışımızda bir ülkede 40 yılda görülecekleri biz Allah'a şükür 15 güne sığdırarak Guinness Rekorlar Kitabına girdik!

Artık konumuzun içine girelim mi?

Hakem Halil Umut Meler vakası iki ucu pisli değnek gibi.

Neresinden ve hangi gözlükle baktığına bağlı.

Siyaset farklı, spor kesimi daha başka düşünüyor.

Örneğin;

Dayakçı başkan Faruk Koca'nın geleceğiyle ilgili tahmini senaryolar öyle böyle değil, kan dondurucu.

İlk duruşmada tutuksuz yargılanmak ve yurt dışına çıkış yasağıyla getirmek koşuluyla tahliye edeceklermiş!

İnsan kendi kendine 'bir hakemi sahanın ortasında linç derecesinde darp etmenin bedeli bu kadar mı olmalı?' diye sormadan edemiyor.

Siyaset tam anlamıyla olayın içinde ve pozisyonunu almış gibi sanki;

Fire vermek istemiyorlar!

Çıkarsa da şaşırmayalım.

Çünkü burası Türkiye.

Dayak yiyen hakem Halil Umut Meler, 'Emre Belözoğlu özür dilemedi' diyor;

Emre Belözoğlu ' hayır yalan söylüyor 4 kere diledim' diyor.

Maç sonu kamera görüntülerinde Emre  ile Meler koridorda kol kola yürüyorlar!

'Kim yalancı, kim doğrucu' meçhul, kocaman bir soru işareti!

Aslında o koridorda kaosla, algı birlikte kol kola yürüyorlarsa da;

Farkına varmak kimsenin işine gelmiyor!

2024'de Türkiye; Almanya'da yapılacak Avrupa Futbol Şampiyonası finallerinde boy gösterecek.

Rakiplerimiz oraya başları dik giderken; bizim utancımızdan başımızın eğik olmasını içimize sindirebilecek miyiz?

'Hakem döven, sahadan takım çeken, uçan tekme atan' bir ülke olarak yaftalanmak gurur kırıcı bir durum.

O günler geldiğinde birilerinin utancından yüzü de mi kızarmayacak?

Şimdiden merak ediyorum.

Birikti, birikti, sonunda biriken o gaz bomba gibi patlayıp cam, çerçeve, duvar bırakmadı.

Türk futbolu iyi yönetilemediği için bu sorunlarla yüzleşmek zorunda kalınıyor.

Çünkü yönetenle kurullarını camiada kimse sevmiyor, kimse güvenmiyor.

Kendisine hayrı olmayandan futbola ne hayır gelir ki?

Federasyon Başkanı Mehmet Büyükekşi statü gereği kendini inkar edemez!

Sadece o görevinden 'sen bu işi beceremedin' diyerek alınır.

Sayın cumhurbaşkanı Türk futboluna iyilik yapmak istiyorsa eğer; bir işe yaramayan bu zatla, tayfasını bir an önce görevden almalıdır.

'Yeter' diye kulüplerin bağırması gerekirken; kendisi ayni tonda feryat figan sureti haktan görünmeye çalışıyor.

Korku dağları bekleyince insan kabuğuna çekilirmiş.

Kırın kabuklarınızı zamanı geldi,

Sesinizi yükseltip, hakkınızı arayın.

Her şey gün gibi ortada.

Büyükekşi ve ekibi yönetmeyi beceremedi; beceremiyor, böyle giderse beceremeyecek de.

O zaman,

Yapamayan gider, işin üstesinden gelecek birisi gelir.

Zamanı geldi geçiyor; daha fazla geciktirilmemeli.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları