Alperen Şengün NBA'deki 3. sezonunda Houston Rockets formasıyla fırtınalar estirmeye devam ediyor.

Bireysel başarılara hasret kaldığımız şu günlerde Alperen Şengün'ün manşetleri süsleyen haberleriyle gururlanmamak elde değil.

Bir Türk oyuncunun basketbolun merkezi kabul edilen NBA'de bu kadar ağır bastığı bir dönem hiç yaşanmamıştı.

Bu ligi iyi bilenler için Mehmet Okur'la, Hidayet Türkoğlu'nu pas geçmiş değilim.

Onları da anarak devam etmek istiyorum.

Memo NBA'de şampiyonluk yaşayan ilk Türk olmasının yanı sıra (Detroit Pistons formasıyla) All Star' a da seçilerek kariyerini perçinlemişti.

Sonradan gittiği Utah Jazz'da da başarılı çizgisini sürdürerek; kulüp tarihinin 'en iyi 10 yabancısı'ndan birisi olarak ismini ölümsüzleştirdi.

Elbette hakkının verilmesi gerekiyor;

Bir başka gururumuz Hidayet Türkoğlu'da Orlando Magic ile final oynamış (Los Angeles Lakers ile karşılaşmışlardı); yanı sıra ilerlemiş bir yaşında (!) sezon sonu değerlendirmelerinin 'en çok gelişim gösteren oyuncusu' ödülünü almaya hak kazanmıştı.

Buna da itirazım yok;

Alperen'i ikisinden bir tık yukarıya taşıyıp, daha farklı bir kategoriye oturtan ana faktör;

Üçüncü sezonunda kulübün vazgeçilmez ana karakteri haline gelmesidir.

Hücumda neredeyse bütün setlerin onunla başlayıp, bununla bitiriliyor olması;

Nijerya asıllı coachu İme Udoca'nın takımın maç içi detaylarında karar verici olarak Alperen Şengün'ü ön plana çıkartması.

Perdelemelerden sonra (screen) içeriye ilk devrilenin;

Baby hookla pozisyonları bitiren; ya da ayak hareketleriyle potaya yüklenenin;

Kendine özgü 'no look' paslarıyla (başka bir yöne bakarken ters yöne pas atma) stilini geliştirerek fark yaratmasının Alperen olması;

Kendisini takımın lideri haline getiriş durumda.

Dışarı çıkıp üçlük kullanan;

Orta mesafeden stop sonrası yüzdeli şutlar sokan;

Faulleri neredeyse kaçırmadan sayıya dönüştüren;

Savunma ve hücum ribauntlarında her topa elini uzatarak, iki üç maçta bir çift haneli istatistikler yakalayan Alperen'den başkası değil;

Coachunun kendisine tanıdığı özgürlükle neredeyse 'Houston'un ana kumanda merkezi' haline gelen oyuncumuz an itibariyle ligin de gözbebeği isimlerinden birisi oldu.

Sayı, asist ve ribaunt departmanlarında üç haneli istatistikleri zorlaya başlamasıyla; ligin 'en değer verilen ve dikkat edilmesi gereken' oyuncularından birisi haline halen Alperen medyanın da radarına girerek sık sık röportajlar vermeye başladı.

Performans itibariyle ligi domine eden bir başka Avrupalı yıldız Denver Nuggets'ın Sırp pivotu Nikola Jokic'le kıyaslanmaya başlanması; oyuncumuzun nereden nereye geldiğine verilecek en güzel örnektir.

Houston maçları 'izlenmesi gerekir' statüsüne çıkmışsa; burada Alperen Şengün'ün katkısı çok büyük.

Mehmet Okur ve Hidayet Türkoğlu oynadıkları takımlarda bir çok maçın kazanılmasında öne çıkmış olsalar da;

Alperen Şengün seviyesinde dominant olamadılar.

Hep bir yerlerde eksiklikleri vardı.

Peki Alperen Şengün dört dörtlük ve kusursuz mu?

Asla...

Bu ligde oynayan bir uzun için yavaş sayılacak ayaklarıyla, sınırlı atletizmi en büyük handikapları.

İkisi için de doğuştan yetenekli olmanız gerekiyor.

Yani soy ağacından katılımsal bir kazanımınız yoksa, olmayan genlerinize tıpta ilaveler yapabilmek mümkün değil!

Böyle fazla sıçrayamadan devama mecbursunuz!

Benim kriterlerimle Nikola Jokic hantal ve yağlı gövdesiyle Alperen'den daha yavaş bir oyuncu.

Ne var ki Allah vergisi yetenekleriyle tam 5 pozisyonu birden oynayabilme gibi çok özel bir farkındalığa sahip.

Gerekirse oyun kurucu gibi top getirirken;.

Bir kısa gibi yüzdeli üçlükler sokup, içeriye devrildiğinde sırtına rakibine dayayarak post up üzerinden yarı hook atışlarla skor üretebiliyor.

Alperen Şengün Jokic'in bir model düşüğü olsa da; kendine özgü stiliyle bu ligin 'en iyi beyaz oyuncuları' ndan ikincisi.

Hatta;

İçeriye devrilince sırtı dönük oyunlarda adam eksilterek bulduğu sayılarda ondan bile daha maharetli.

NBA tutkunu Türk basketbol severleri 'Houston taraftarı' yapan oyuncumuz All Star oylamasında bir aksilik olmazsa sezonun karmasında kendisine yer bulabilecek gibi görünüyor.

Kulübün efsane isimlerinden Nijeryalı eski pivot Hakeem 'The dream' Olajuwan ile bire bir idmanlar yaparak; 5 numaradaki yeteneklerine her maç biraz daha eklemeler yaparak yoluna devam eden Alperen Şengün Houston için adeta can suyu gibi.

Vazgeçilemeyen bir oyuncu.

Yazımı oyuncumuzun Portland Trail Blazers maçından sonra coachu Ime Udoka'nın faul almaya yönelik çembere gitmemesiyle ilgili sözlerini hatırlatan muhabire verdiği yanıtıyla tamamlamak istiyorum.

"Bu oyunumun bir parçası. O kadar kolay değişmiyor. Udoka bana pek çok şey söylüyor, ben de uygulamaya çalışıyorum, öğreniyorum. Her gün öğrenmeye devam edeceğim.

Böyle bir mağlubiyetten sonra tabii ki herkes çok kızgındı. Veteran oyuncularımız bu durumu çözmeye çalışıyorlar ve tabii ki yardımları oluyor. Bize bir arada kalmamızı söylediler. Birlikte kaybediyor, birlikte kazanıyoruz. Birbirimize güvenmemizi söylüyorlar.

Bu sezon yakın geçen pek çok maçta takım benim üzerimden oynadı. Ben de bunun altından kalkmaya ve maçları kazanmaya çalışıyorum. Maç sonlarını güçlü oynamaya çalışıyorum."

Ülkemizin ismini NBA'de başarıyla duyuran Şengün'ün sakatsız ve sağlıklı bir sezon geçirmesini diliyorum.