Türk basketbolu nereye gidiyor?

2023.09.15 23:14 - Son Güncellenme: 2023.09.15 23:19
A

Uluslararası Basketbol Federasyonu (FIBA), Dünya Kupası 2023'ün tamamlanmasının ardından, yeni dünya sıralamasını açıkladı.

Şampiyonayı dördüncü sırada bitirerek Olimpiyat Oyunları'na katılma hakkı kazanan ve FIBA AmeriCup 2022'yi de bronz madalya ile tamamlayan ABD 786,6 puanla liderliğe yükseldi.

Şampiyona öncesi 537 puanla 16'ncı sırada yer alan Türkiye ise şampiyona sonunda 8 basamak birden gerileyerek 445,8 puanla 24'üncü sıraya oturdu.

Sıralamadaki yerimizi hak ediyor muyuz?

Kesinlikle!

Son üç önemli organizasyonda hiç bir başarı gösterememek; aslında kapasitemizle ters orantılı bir istatistik.

Yerimiz daha yukarısı olmalıydı.

Ama bunun da değişik nedenleri var.

Hemen aklınıza gelen soruyu az çok tahmin edebiliyorum!..

'Türkiye'yi kıskanıyorlar da ondan!'

Hiç alakası yok, spora siyaset girer de; ona sadece bizde rastlarız (!)

Basketbolu yöneten en üst kurum; performansına göre Türkiye'ye bir değer biçmiş; böyle bakmak gerekiyor.

Geriye doğru gidilirse;

Avrupa'da yoktuk.

İsmini belki de ilk kez  duyduğumuz Güney Sudan Dünya Kupası'na katılırken; Türkiye'nin esamesi okunmadı!

Seneye 2024'de Paris'te düzenlenecek Yaz Olimpiyatlarında da ismimizi sadece kataloglarda görebileceğiz.

Özetlersek;

'Sıfıra sıfır elde var sıfır'ız yani.

Alt yapılardaki bir kaç başarı; züğürt tesellisi yerine geçmiş.

(U19 erkek takımının bu yaz dünya şampiyonasında üçüncüsü olması)

Geneliyle sürekli kan kaybeden basketbolumuz için zaman geçirilmeden acil eylem planı hazırlanmalı.

Düşündüren tablonun nedeni; birilerinin bizi çekemeyip, kapsam alanı dışına çıkarmaya çalışması değil, kendi eksikliklerimizin büyüyerek çözümü zor bir sorun haline gelmesidir.

İhmal ettik, önemsemedik, sonunda buralara kadar gelindi.

Bir hatırlatma daha.

Kulüplerimizin yabancı ağırlıklı kadrolarıyla elde ettiği şampiyonlukların da; ulusal düzeyde bir karşılığı olmuyor ne yazık ki.

Sıralama bunun net bir göstergesi.

Başka ülkeler en üst düzeyde yararlansa da; bizim devşirmelerin Türk vatandaşı olmayı aidiyet duygusunun bir gereği olarak değil, çifte vatandaşlık statüsüyle daha çok para kazanma amaçlı tercihleri; 'neden işler istediğimiz gibi gitmiyor' sorusunu da sordurmuyor değil.

Yani;

Fark ettireceklerine; fark yediriyorlar!

'Sakatım, hastayım' ayaklarıyla Shane Larkin'le Scotty Wilbekin'e milli görevden kaçmaya çalışmalarının faturası ödetilse de; baştan önlem alınamadığı için hayal kırıklığı yaşamak kaçınılmaz oldu.

Olan da ikisinden birine endeksli kadro kurgulamaya çalışan coach Ergin Ataman'ın yaptığı hesap kitaba oldu.

Kimya yeniden oturtulamayınca; yerli artı NBA takviyeli kadronun böyle turnuvalar için yeterli olmadığı güç de olsa anlaşıldı.

Gelelim sadede...

Bu başarısızlığın bir kısmı Hidayet Türkoğlu Federasyonu'nun ise; yarısından fazlası, bir kaç istisna dışında kulüplerimizindir.

Bakınca büyük çoğunluğu istisnalar dışında alt yapılarına basketbolun gerektirdiği kriterlerde yatırım yapmaktan imtina ediyorlar.

'Yapar gibilerle 'dostlar alışverişte görsün' misalı göz boyayanlar da bir başka sıkıntı.

Nedeni de ekonomik.

Antrenörlerle, genç oyunculara para vereceklerine; yabancılara sığınarak günü kurtarma çabası vazgeçilmez bir trend.

Birisinde uzun vadeli çalışma ve sabır, diğerinde kısa vadede başarılı olma hedefi var.

Sponsorlar da ucundan tutmadıkları için alt yapılar iyice ihmal edilmeye başlandı.

Daha açık söyleyelim;

Parasının bir kısmını oyuncu yetiştirmeye harcamayı zul kabul eden sakat düşünce; aslında basketbolumuzun geleceğinin altını oyuyor.

'Alt yapıya yatırımı' laftan öteye geçiremediğimiz sürece; basketboldaki irtifa kaybını önleyemez;

En kötüsü;

Başta Tofaş olmak üzere genç oyuncu eğitimi ile yetiştirilmesine ciddi olarak önem veren bir kaç kulübün de süreç içinde iştahını kaçırtıp, hevesini törpüleriz.

Yakından takip ettiğim için biliyorum.

Bursa basketbolunun kilometre taşı Tofaş; alt yapısı için ayırdığı bütçesini gelecek yıllarda daha da büyüterek; Türk basketboluna Berke Büyüktuncer örneği yeni yıldız adayları yetiştirme kararlılığını titizlikle devam ettirecek.

FİBA'nın yeni ülke sıralaması Türk basketbolunun yüzüne tutulan bir ayna gibi.

Oyuncu çıkartamazsak; yabancıların istilası eksilmeden artar.

Sadece yetiştirmek yetmez; onlara takımlarında süre vermeyi de mutlaka başarmalıyız.

Federasyon bu günler için var.

Gerekirse yabancı sayısında Türkiye Ligi maçları için kontenjan kısıtlaması dahil (en fazla üç) ciddi yaptırımlarla ibreyi tersine çevirebilmek için vakit hala geçmiş değil.

Örnek istenirse kadın voleyboluna bakılmalı.

Her kategorideki müthiş ivmelenmelerini; federasyonun büyük bir çaba ve azimle sürdürdüğü alt yapı kaynaklı çalışmalara borçlular.

Kadroda Melissa Vargas dışında devşirme yok; her oyuncu bir şekilde voleybola başladığı kulübünden yetişme.

Melissa'da da performansı ve potansiyeliyle dünyayı dize getiriyor.

Mehmet Akif Üstündağ'ın yaşama geçirdiği bu güzel projeyi; basketbol yaşamının büyük çoğunluğunu ABD'de geçirmiş başkan Hidayet Türkoğlu neden yapamasın?


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları