Manisa BŞB Spor yenilgisinin üzerine ilaç gibi geldi Tofaş'a BCL'nde elde ettiği Cholet galibiyeti.

84-71'lik net skor Tofaş'ın iyi oynadığında neler yapabileceğinin de kanıtıdır aslında.

'Neler yapabileceğinden' kastım; takımın hem savunma, hem de hücumdaki performansı.

İleride, geride yani sahanın iki bölümünde kusursuz oynanınca Cholet benzeri skorlar Tofaş'a çok yakışıyor.

Olması gereken de bu zaten.

Cholet karşısına Manisa BŞB Spor maçında sakatlanarak oyunu tamamlayamayan Marcus Denmon ve Tolga Geçim gibi iki önemli silahından yoksun olarak başlayan Tofaş iki oyuncusunun eksikliğini elindekilerle telafi etti.

Savunmada vidaları hiç gevşetmeden, hücumda da top çok iyi paylaşılıp, eli sıcak oyuncular üzerinden bulunan sayılarla ara açılınca; Cholet için maça tutunma şansı sıfırlanmış oldu.

Takım halinde kazanma arzusu ile savunmadaki iştahlı görüntünün; temsilcimizin Türkiye Süper Ligi'nde de gerçek yüzü olması gerektiğini düşünüyorum.

Ne var ki düşünmekle, uygulamak her zaman birbiriyle örtüşmüyor.

Sezon başından beri elindeki kadroyu Türkiye Süper Ligiyle BCL'ne formatlamaya çalışan, çalışırken de sıkıntılı günler yaşayan Orhun Ene'yi de artık bir huzura kavuşturmalıdır takımın oyuncuları!

Tofaş gruptaki bu maçını daha da farklı kazanabilirdi.

Son çeyrek skor belli olduktan sonraki dakikalarda takımın kalitesine yakışmayacak top kayıplarıyla, şut seçimindeki yanlış tercihleri peş peşe gelince, Cholet bitiş kornası öttüğünde 14 sayı fark yediğine şükretti.

Performanslarıyla arkadaşlarından birer adım öne çıkan oyunculara gelecek olursak...

'Homesley'in şovunun tadı damaklarda kaldı' diyerek başlamak istiyorum.

Alev aldığında izlenmesi insana keyif veren bir oyuncu ABD'li skorer forvet.

Çok ama çok iyi bir şutör;

Ne var ki bu maça kadar hep 'bir gün sakat, bir gün düzgün; 'bir gün kötü, bir gün iyi' oynayarak geldiği için (!); Cholet maçındaki performansına  tribündeki seyirci 'gördüklerimiz bir rüya olmasın sakın' tereddüdü ile yaklaştı.

Neredeyse logodan şuta kalkarak, üçlükleri sıraladı Homesley.

O attıkça salonda uğultu tavanı delip, adeta arşa ulaştı!

Abartı değil gerçekten öyle...

O özgüvenle de kendi potasından, karşı potaya topu göndermediği kaldı!

'Yor artık' değil mi!?

Caleb Homesley'in yeniden parkelere dönüşünde Cholet maçını milat kabul edebiliriz.

Sanırım bundan sonra her maç üzerine koyarak ve skorunu arttırarak seyirciyi şaşırtmaya devam edecektir.

Takımın buldozeri Austin Wiley'de maçın görünmeyen kahramanlarındandı...

Standardı olan bir uzun ve performansı hiç aşağıya ivmelenmiyor.

Atletik olmasa da; rakip uzunlara fiziği ile büyük üstünlük sağladığı bir maçını daha başarıyla tamamladı.

Ribaunt ve blok katkısı ile kadronun vazgeçilmezlerinden.

Hücum sekansında çemberden seken toplar üzerinden yaptığı takip smaçlarına Cholet maçında yenilerini ekledi.

Orta mesafeli şutları ile faulleri biraz daha yüzdeli atabilse; takıma katkıda sınır tanımayacak.

J.J. O'Brian ilk izleyene 'bu adam basketbolcu mu?' izlemini verecek kadar farklı konseptte bir oyuncu.

Neredeyse hiç dış şut kullanmadan; sırtını rakibine dayayıp ve dribblingle çembere yaklaşıp işi bitiriyor.

Süper Lig'in 'post up üzerinden' ekmeğini taştan çıkartan açık ara en iyi yabancısı.

Sanıldığı gibi atletizmi de yok; şutu da.

Fizik olarak güçlü olduğu için; bire birlerde hiç pes etmeden sonuna kadar gidebiliyor.

Maç bittiğinde bir bakıyorsunuz çift haneli skorları bulmuş.

Farklı konseptteki oyunuyla Orhun hocanın vazgeçilmezlerinden.

Sezon başında neredeyse liste dışı kalmak üzere olan oyun kurucu Cassius Winston sanırım bu sezonu Tofaş forması altında bitirmeyi garantiledi gibi!

Defolu portföyüne karşın (savunmayı sevmiyor) Ene'den istediği süreleri fazlasıyla almakta.

Şutunu fazla riske etmeden; birebirler üzerinden çembere giderek bu maçı da hiç fena sayılmayacak istatistiklerle tamamlamayı bildi.

Zeljko Sakic'le, Omar Prewitt kadronun yabancı kontenjanında dakika alan diğer isimleriydi.

Potansiyellerinin müsaade ettiği sınıra kadar oynayarak maçı tamamladılar.

Bursaspor tribünlerinin başlattığı alışkanlığı Tofaş'ın maçlarında da görmeye başladık.

Oyuncuların maç sonu seremonisi bitince, doğu tarafındaki pota arkasına koşarak (Teksas Tribünü) taraftarı selamlaması alışkanlık yapmaya başladı.

Oyuncular küçük taraftarlardan gelen talepleri geri çevirmeyip, onlarla birlikte fotoğraf çektirip, imza da dağıtıyorlar.

Basketbol onun için 'özel, güzel ve farklı' bir spor.

Skor ne olursa olsun; seyirci oyuncunun velinimetidir.

Dün akşamki maçı Bursaspor İnfo Yatırımlı yabancı oyuncularla, teknik kadrosu da izledi.

Basketbol Bayanlar Süper Ligi'nde mücadele eden Bursa Uludağ Basketbol'un menaceri Cemre Altınay ile takımın ABD'li basketbolcuları da maçı izleyenler arasındaydı.

Basketboldaki Bursa dayanışmasını önemsiyorum.

BCL'ne an itibariyle kısa bir ara verildi.

Şimdi pazar günü Bursa'da oynanacak Aliağa PETKİM maçı; Tofaş'ın play-off hedefinin gerçekleşebilmesi adına büyük önem kazanmış durumda.

Kendilerine başarılar diliyorum.

Maçın en iyilerine gelecek olursak;

Tofaş:

Caleb Homesley: 22 sayı (6/10 üçlük), 2 ribaund, 5 asist, 2 top çalma, Austin Wiley: 16 sayı, 10 ribaund, 2 blok, J.J. O'Brien: 12 sayı, 9 ribaund, 5 asist, 2 top çalma, 1 blok, Cassius Winston: 11 sayı, 3 ribaund, 5 asist, 1 top çalma, Zeljko Sakic: 10 sayı, 2 ribaund, 5 asist

Cholet Basket:

Craig Randall II: 14 sayı, 3 ribaund, 6 asist, 1 top çalma, Neal Sako: 13 sayı, 17 ribaund, 2 asist, TJ Campbell: 13 sayı, 1 ribaund, 3 asist, 2 top çalma, Tidjane Salaun, 11 sayı, 5 ribaund, 1 top çalma