Tofaş üçüncü çeyrekte bir ara 17 sayı geriye düştüğü, 4. çeyrekte ise 21-4'lük seri ile ve 41 saniye kala Milaknis'in üçlüğüyle 81-78 öne geçtiği maçta Galatasaray NEF'e son 34 saniyede 'McGee faktörüyle' 83-81 yenilerek kendini ateşin ortasına attı.

Galatasaray'ın süper bücürü karar anlarında (crunch time ) müthiş oynayıp, skoru belirleyen oyuncu olurken; Tofaş'ta topun el yaktığı anlarda sorumluluk alacak oyuncu çıkmaması düşündürücüydü.

Aslına bakarsanız maçın bütün hikayesi son 41 saniyede yazıldı.

Bu maça özgü çok kritik atışları sokmayı başaran. Litvanyalı şutör Arturas Milaknis'in 41 saniye kala kestiği cezadan sonra (81-78) Galatasaray'a buradan maçın verilmemesi gerekirdi.

İki faul hakkı daha bulunmasına karşın oyunun yükselen tansiyonundan bunun farkına varamayan Tofaş; yanı sıra ceza atışlarını kullanacağını tribündeki seyircilerin bile farkına vardığı McGee'ye bir türlü önlem getiremedi.

Skorer guard önce bitime 34 saniye kala sağ çizgiye yakın bir yerden ve savunmaya karşın el üstünden inanılmaz bin üçlük sokarak skoru yeniden dengeledi. (81-81)

Basket sonrası Milton Doyle'nin kontrolünde gelişen hücumda; bu oyuncu eli sıcak arkadaşını arayacağı yerde, kalabalığın içine bodoslama dalarak top kaybı yapması sanki 'sonun başlangıcı' gibi oldu.

Bitime 1 saniye kala son topu McGee üzerinden kullanan Galatasaray NEF bu oyuncunun çembere giderek bitirmesiyle 83-81 öne geçti. Faul bilerek kaçırılsa da McGee'den çemberden seken topu; bitime 0,1 saniye kaldığı için Tofaş'ın işine yaramadı.

Galatasaray NEF bu sonuçla galibiyet sayısını 9'a çıkartıp yeniden play-off hesapları yapmaya başlarken, son 4 maçını kaybeden Tofaş 7 galibiyette kalarak düşme potasına iyice yaklaştı.

Bitime daha 9 maç olmasına karşın yapılan Orhun Ene ve yeni oyuncu takviyelerine karşın Tofaş'ın kalan haftalarının stres yüklü geçeceği gün gibi ortada.

Şimdi bundan sonra takım halinde kazanma alışkanlığı unutulduğu için her maç 'acaba' kuşkusuyla ve eller titreyerek oynanacaktır.

Psikolojik olarak yaşanan bu çöküntünün bir an önce giderilmesi için; kazanılması elzem maçların yanı sıra; ekstra galibiyetlere de ihtiyacı var Tofaş'ın.

Örneğin bu hafta Bursa'da oynanacak Anadolu Efes maçı.

Euroleague'de ve kendi liginde kötü bir sezon geçiren Anadolu Efes son olarak evinde, sezon başında her kesin 'ortak düşme adayı' olarak gösterdiği Onvo Büyükçekmece'yle yenilince ilk iki şansını iyice zora soktu.

Buna benzer galibiyete Tofaş'ın da şiddetle ihtiyacı var.

Takımda her oyuncu sorumluluğunun bilinciyle oynar, özellikle had safhalara çıkan top kayıpları en aza indirgenirse 'neden olmasın' ki.

Deplasmanda oynadığı Beşiktaş maçını rekor düzeyde yaptığı top kayıpları nedeniyle kaybeden Tofaş, Galatasaray maçında da benzer bir görüntü içindeydi.

Özellikle yeni transfer Milton Doyle bu kayıplarda başı çeken isim konumunda. Galatasaray NEF maçının son saniyelerinde yaptığı top kaybı maçın skorunu belirledi.

Bursa basketbolunun tartışmasız kilometre taşı olan böylesine köklü bir kulüp, şimdi maalesef sezon başı yanlışlarıyla hak etmediği bir pozisyonda ligi tamamlayama çalışacak.

Ne lüzumu vardı dışarıdan yabancı antrenör getirmeye?

Yunanlı coach Priftis ile kan uyuşmazlığı yaşandığı gibi, transferinde dahli olduğu yabancılar da kalitesiz çıktı.

Bundan sonra yapacak fazla bir şey yok.

Artık oynanacak her maçın kendine özgü önemi olacak.

Özellikle düşme hattına yakın iki rakip Aliağa PETTİM ve Gaziantep Basketbol'u deplasmanda yenmek zorundalar.

İçeride de Darüşşafaka ve Bahçeşehir karşılaşmaları iyice önem kazanmış durumda.

Oyuncu tercihlerine antrenör karar verir. Biz de görüşümüzü söyleriz.

Galatasaray NEF maçında skorer guard Rob Gray yabancı kontenjanına takıldığı için maçı kenardan izlemek zorunda kaldı. Yapılan bu tercihle Milaknis kadroya girerken, yeni transfer Milton Doyle'da 1 ve 2 numaralarda oynatıldı. Avustralya'dan transfer edilen eski Gaziantepli skor olarak beklentileri karşılasa da; yaptığı son top kaybı deyim yerindeyse 'bir çuval inciri berbat etti'.

Doyle oynatılmayıp da Gray'a şans verilseymiş sanırım her şey çok daha farklı olabilirdi.

Tabii bu benim kişisel görüşüm.Böyle anlık tercihler takımın patronuna aittir.

Tofaş sezon başından beri 5 numarada ciddi sorunlar yaşamakta.

Afrika asıllı (Senegal) pivot Toure bu pozisyon için yeterli değil. En iyi bildiği şey, çember altında eline top düşerse smaç yapmak!. Post up'u olmadığı için savunması da kolay.  

Bu maç savunma ve ribauntlarda biraz kıpırdanmış olsa da; genel performansı itibariyle Tofaş kalibresinde bir takımın uzunu olmaktan uzaklarda.

Hani derler ya 'keşke kalsaymış' diye.

Keşke kontrat teklif edilmeyince Aliağa PETKİM'e giden Jeremy Simmons bırakılmasaymış!

Simmons Ege takımında harika bir sezon geçiriyor.

İçeri devrildikten sonra yüksek yüzde ile soktuğu orta mesafe şutlarının yanı sıra, ribaund ve savunma katkısıyla ligin en formda 5 numaralarından birisi an itibariyle.
'Keşke' deyince de bir şey değişmiyor elbet.

Yeni transfer beyaz 4 numara Brady Manek bu maç vasat bir performans sergiledi. Beşiktaş maçında köşelerden kaçırmadan soksa da, Galatasaray maçında yüzdesi düşük kaldı.

Yerli rotasyonda kaptan Berk Uğurlu skor olarak daha üretken oynamaya çalışmalı. Uzun bir sakatlıktan dönen Tolga Geçim ise henüz hazır görünmedi.

NBA draftlarına aday gösterilen genç yetenek Berke Büyüktuncel sezon başı performansının hayli uzağında. Gençlerin adı medyada dolaşmaya başlayınca nedendir bilinmez havaları kaçıveriyor.

Dikkat et Berke; daha alacağın çok uzun yolun var.

Günün birinde Tofaş için 'inşallah küme düşmezler' bağlamında bir yazı yazacağımı hiç düşünmemiştim.

Avrupa'da bile benzeri çok az olan şahane tesisleri, üretken alt yapısı ve sosyal sorumluluk projeleriyle Türk basketbolunda bir marka olan Tofaş'ın bir an önce ayağa kalkmasını bekliyoruz.

Son olarak Galatasaraylı Sadık Emir Kabaca ile ilgili birkaç şey söylemek istiyorum.

Kendini her yönüyle müthiş geliştirmiş. Mesafe tanımaksızın soktuğu üçlükleri, çember altına devrildiğinde bire birler üzerinden skor yapışı, savunmadaki sertliği ile şahane ötesi bir oyuncu.

Frutti Extra Bursaspor'un alt yapı koordinatörü Ahmet Gürgen'in Türk basketboluna hediyesi olan Sadık Emir Kabaca Türkiye'nin açık ara en iyi yerli 4 numarası.

Kendisini kutluyorum.