Tofaş bu sezon çok farklı.

Kadrosu, staffı, oyuncuları, seyircisi, takımın kimyasıyla;

Kısacası her şeyiyle;

Geçen yıllarda bir oyuncu oynayamasa 'dünya başlarına yıkılmış' gibi olurdu.

Bu sezon maşallahları var.

Eksik, gedik, sakat fark etmeden kiminle çıkarsa çıksın; her maçını müthiş bir hırs ve enerji ile oynayarak sonunda kazanmasını beceriyorlar.

Ligin zirvesini 11/10 ile ve Fenerbahçe BEKO ile birlikte paylaşmaları bunun bir göstergesi.

Kimsenin şans tanımadığı Fenerbahçe BEKO maçını da az kalsın kazanıyorlardı.

Son çeyrekte geri dönerek kanarya ile kafa kafaya geldiler.

Alex Perez'in son saniye üçlüğü girebilse; bugün ligin yenilgisiz tek takımı olarak zirvede keyif çatacaklardı.

Bu yılın Tofaş'ı; 1999-2000 sezonlarında 5 kupa kazanarak ligin tozunu atan Tofaş'ını çok anımsatıyor.

Oyuncular farklı olsa da; mantaliteler birbirine çok yakın.

Farklı geriye düştükleri bir çok maçı, pes etmeden ve sonuna kadar ayni enerji ile oynayarak kazanmayı başardılar.

Motivasyonları zirvede;

Takım olma kimliğiyle, kimyaları da öyle...

Eksikliklerle, sakatlıklardan fazla etkilenmeden parkeye çıkınca nasıl gerekiyorsa öyle oynuyorlar.

Türk Telekom gibi ciddi bir rakip önünde önemli eksikliklerine karşın kazanırken; yine savaşçı kimlikleriyle ön plana çıktılar.

Yerlisi, yabancısı, genci ile takım halinde müthiş savunma yaptılar.  

Tolga Geçim ve Marcquise Reed gibi iki önemli eksikliğe karşın elde kalanlar kusursuz oynadı.

Maçın kritik dakikalara girildiği bir sırada; takımın dinamolarından, skorer oyun kurucu Alez Perez'in sakatlanarak kenara geldiği sürecin sonrasını iyi yöneterek değerli bir galibiyet elde ettiler.

'Alarm zillerinin çalması' beklenen bu dakikalarda genç Özgür Cengiz'in 1 numarada sorumluluk alarak kariyer maçlarından birisini çıkartması; Tofaş'ın ekstra kazanımı oldu.

Bunca zaman kendini bekletmiştin.

O zaman silkinme maçının devamını da getirmelisin.

Yavaş yavaş takıma ısındırılan asistan coach Yalçın Küçüközkan'ın oğlu Cem Küçüközkan, şansını iyi kullandığı 3:43 dakikaya bir üçlük sığdırarak daha farklı görevlere hazır olduğunu kanıtladı.

Dalgalı performansı nedeniyle zaman zaman eleştirilen Sırp uzun forvet Uros Trifunovic hücumda 5/7 ikilik, 4/6 üçlük atıp, çizgiden de 5/7 ile sokarak toplam 27 sayılık katkı verdi.

Savunmada da rakibin etkili skorerlerini değişerek tutarak sezonun en verimli maçını çıkarttı.

Orhun Ene'nin bu maça özgü  karakteristik kurgusu; topu Perez 'le birlikte bir çok oyuncusuna emanet ederek hücuma çıkmasıydı.

Perez sakatlanınca Özgür Cengiz bu pozisyonda hiç sırıtmadan şahane oynadı. Kenardan Cem Küçüközkan'la Demircan Demir'den yararlandı.

Rakibin düzenini bozan en büyük hamle; 4 numarada oynayan J.J OBrian'la topu Telekom sahasına taşıdıktan sonra; ayni oyuncunun sırtı dönük post uplarıyla çembere yaklaştıktan sonra skor bulunmasıydı.

J.J. OBrian kendine özgü post uplarıyla eşleşme sorunu yaşattığı Telekom'u her çembere atak edişinde cezalandırarak maçın X faktörü oldu.

Trifunovic'le birlikte 27 sayı atarken, 5/7 ikilik, 4/6 üçlüğünün yanında çizgiden de %80 le 8/10  faul kullandı.

Tofaş'ta bu maçlık skor olarak kısır kalan iki uzun  Pasecniks'le Kristeon Bnakston, bu açıklarını sert savunmalarıyla telafi ederek rakibin atlet uzunlarını çembere fazla yaklaştırmadılar.

Yerli rotasyonda Yiğitcan Saybir'le (12 sayı) Berk Demir (8 sayı) 4 numaradan verdikleri katkılarını bu maçta da devam ettirerek coach Orhun Ene'nin maç içinde elini güçlendirdiler.

Maçın gerilimli dakikaları da vardı.

Berk Demir'in diskalifiye edildiği pozisyonda; Tofaş alt yapısından yetişen Berkan Durmaz çember altında koluna girerek bu oyuncuya hakemlerin görmek istemediği (!) çok net bir faul yaptı.

Göremezseniz (!) oyuncu da yüklenen adrelaninle istenmeyen eylemlere başvurur.

Berk'in erken erken soyunma odasına gönderilmesine eyvallah da; Berkan'ın Berk'in boynuna tırnaklarını geçirerek attığı o imzayı görememek de tam bir felaket ve kör gözlülüktü.

İvmelenmiş performansıyla yıllar sonra seyircisini yeniden salona çeken Tofaş; kulübün 50. kuruluş yıldönümünde kusursuz bir görüntü çizmekte.

1999-2000 sezonlarının başarılarını tekrarlamak çok zor olsa da; mevcut kadrosuyla Tofaş Avrupa'da ve Türkiye'de en azından bir final oynayıp, bir kupa kazanmayı fazlasıyla hak ediyor.

Hidayet Türkoğlu Federasyonu yeniden seçileli epey zaman oldu.

Ne var ki hala federasyondan kurullarıyla ilgili bir çalışma yok;

Yani durmak yok, kaosa devam!..

Gecikmenin nedenini ise Türkoğlu dışında kimse bilemiyor !..

Neyi bekliyorsunuz bir anlayabilsek.

Hakemler basketbolda bu sezonun çıban başları.

En tepedeki adamdan kaynaklanan eksiklikle kafalarına göre maç yönetmeye devam ediyorlar.

Standart dışı düdükler o kadar arttı ki 'acaba hangisi doğruydu' merak içindeyiz.

Eyyamcılık yapmayan hakem kalmadı gibi.

Daha da uzatırdım ama nasılsa bir şey değişmeyecek !.

O zaman şöyle bitireyim.

Arkadaşlara tepeden tırnağa eğitim gerekiyor!...

Yoksa kan gövdeyi götürecek.