Tofaş evinde zorlanırken, Bursaspor İstanbul'da kazanmanın eşiğinden döndü

2024.01.01 20:27 - Son Güncellenme: 2024.01.01 20:28
A

Hafta sonu Türkiye Basketbol Erkekler Süper Ligi'nde oynayan iki Bursa takımının maçlarını salondan ve televizyondan izledim.

İzlemezsek, yazmazsak olmuyor.

Oynandı bitti, sıra değerlendirmelerinde.

İkisi bir arada ve ayni yazı içinde olunca; format değiştirerek farklı bir pencereden yazmaya karar verdim.

Yani çok fazla teknik terimler kullanmadan, her kesin anlayabileceği bir şekilde ve yalın bir dille.

Bursa'da oynadıkları ve ilk maç olduğu için önce Tofaş.

Farklı bir detaya değinerek başlamak istiyorum.

Salonu bu sene bir türlü dolduramıyorlar.

Bunda alınan kötü sonuçlarla, oynadıkların keyifsiz basketbolun da etkisi büyük.

'Hadi bu gün/ bu akşam / basketbol maçına gideyim' diyen en tarafsız seyircinin bile ilgi alanından çıkmış durumdalar.

Kötü oynuyor, beklenmedik yenilgiler alıyorlar.

Oysa bu yıl kulübün 50. kuruluş yıl dönümü.

Yani hedefler önceki sezonlara oranla biraz daha yukarılara revize edilmiş durumda.

En azından şube yönetimiyle, staffın sezon öncesi açıklamaları bu yöndeydi.

Çok çok iddialı olunmasa da; ilk 5 sıra içinde devam edebilecek bir takım kurulması planlanırken;

Ayni zamanda da BCL'nde final four beklentisini gündemde tutacak bir yabancı kadronun transfer edilmesi düşünülüyordu.

An itibariyle iki hedefte de büyük sapmalar söz konusu.

Bakılınca;

İçeride ilk 5'e girebilmek bayağı zora girmiş durumda;

Şampiyonlar Ligi'nde de play-off için, play-in itibariyle evde oynama avantajı kaçırıldı.

Yani genel görüntü oldukça flu.

İçeride play-off yapılması koşullar ne olursa olsun yine güçlü bir olasılık.

Ama BCL'ne play-in aşamasında veda edilirse sürpriz olmaz.

Yabancılar Caleb Homesley ve Austin Wiley dışında beklentileri karşılayamadı.

Yerli rotasyonunun da devamlılığı yok.

Genç yetenek Özgür Gengiz 1 numaranın back up'u olarak iyi başlamış olsa da; şu an bir iniş içinde.

Kötü oynamaya başladı;

Sezon başındaki özgüveninin de yerinde yeller esiyor.

Bir genç oyuncu olarak bu kadar çabuk düşüşe geçmesi düşündürücü.

Mustafa Kurtuldum sakatlıklar sonrası kavuştuğu formasıyla son iki haftayı iyi oynayarak avantaj dönüştürdü.

Kısa rotasyonda 1'den 3'e kadar her yeri oynayabiliyor.

Köşeden atışlarında isabet oranı yükselirken; savunmayı da iyi yapmaya başladı.

Tolga Geçim'in hala şut sorunu var.

Atışa kalktığında ' kesin sokar' diyemiyorsunuz.

Uzun pozisyonunun back up'u devşirme Ege Demir için ' nazar değdi çocukcağıza' diyeceğim!..

Başı bir türlü sakatlıklardan kurtulama gitti

Oynayamadığı maçlarda olağanüstü atletizmiyle, çember altındaki blok caydırıcılığı fazlasıyla arandı.

Bahçeşehir maçına gelecek olursak;

Son haftalarda olduğu gibi düşük bir enerji ile ve kötü bir oyunla başladılar.

Dış şutlar girmedi, savunmada da ilk iki çeyrek etkisiz kadılar.

Üçüncü çeyrek silkinerek iyi savunma yaptılar.

Son çeyrek maç iki takım arasında gidip geldikten sonra bu kez şans Tofaş'a güldü.

Yabancılardan her zamanki gibi öne çıkanlar Caleb Homesley ile Austin Wiley idi.

Homesley'in tam ritmini bulmuşken kolay çalınan iki teknik faulle diskalifiye edilmesi çocukçaydı.

Bir profesyonel oyuncu böyle kolay atılmamalı.

Wiley skor yapmasının yanı sıra; ribaunt ve blok performansı ile de takıma çok faydalı bir oyuncu.

Bu maçta eski günlerinin aksine oyun kurucu Cassius Winslow düzelen performansıyla skora iyi katkıda bulundu. Çembere giderek pozisyonları bitirirken, çizgiden de 8/10 gibi yüksek bir yüzdeyle faul soktu.

Son çeyrekte farkı 8 sayı kadar çıkardıktan sonra; acele atışlar ve top kayıplarıyla rakibe yakalanarak maçı son topa bırakınca eller ayaklar titredi.

Özetlersek zor kazanılan bir maç daha oldu Tofaş için.

Marcus Denmon'un gelmesi 1 ve 2 numaralarda kuşkusuz iyi bir alternatif.

Camia ile şehri yakından tanıması ise en önemli avantajlarından.

En azından dış şut yüzdesine olumlu etkisi görülecektir.

Şimdi ikinci gelenle, gidecekler kimler olacak?

Formayı unutan Luke May'in yanı sıra, J.J. O.Brian ya da Zeljko Sakic'den bir tanesi ile vedalaşılacak gibi duruyor.

Beklentileri karşılayamayan Omar Prewitt'in bile bu denklemin içinde olacağını düşünüyorum.

Ayakları çabuk, şutu da iyi bir 4 numara takviyesi ile gecikmeli de olsa toparlanma sağlanabilir.

İkinci maça gelirsek;

Bursaspor İnfo Yatırım için Fenerbahçe BEKO maçı; önem sıralamasında çok gerilerde bir yerdeydi.

Ama takım üç çeyrek iyi oynayıp, maçın skorunu son çeyreğe bırakınca umutlar çoğaldığı gibi 'neden olmasın' diyenlerin sayısı arttı.

Sonuna kadar kafa kafaya götürdükten sonra; son 1,5 dakikada maçı kaybetmek en kötü olasılıktı; yani kazanmanın eşiğinden dönüldü.

Fenerbahçe BEKO rotasyonla oynamış olsa bile; o gün Bursaspor'un karşısında sahada yer alan herhangi bir oyuncunun fiyatı; neredeyse bizim bütçemiz kadardı.

Bir de olaya bu gözle yaklaşalım.

Fenerbahçeli tribünlerinin fark beklediği bir maçın skorunu sonlara bırakmak Bursaspor için büyük başarı sayılmalıdır.

Ezilmeden kafa tuttular.

Yabancılar üzerlerine düşeni yaptılar. Özelikle Jordan Floyd süper bir maç çıkardı.

Deliksiz bir şutör olmasının yanı sıra, dışarıdan sayı bulamazsa içeriye yani çembere atak ederek bitirebiliyor.

Bursaspor'a bugüne kadar gelmiş bir çok  yabancı; kendi performanslarını katladıktan sonra daha iyi yerlere Euroleague'e transfer yaptılar.

Allerik Freeman, Derek Needham, Marial Shayok, Xavi Munford, Chris Jones bunlardan bir kaç tanesi.

Floyd'un Euroleague'ye çıkış opsiyonu var mı bilemiyorum ama; bu sezon olmazsa, seneye mutlaka çok daha iyi bir kulübe transfer yapabilir.

Ligin açık ara 'en iyi 2 numaraları'ndan birisi. 1 numarada Michineau'nun kötü olduğu günlerde topa yön de verebiliyor.

Fenerbahçe maçında Floyd'u yanı sıra Michael Young ve Johnny Hamilton'da  iyi bir performans sergiledi.

Young çok ekstra şutları sokarak hesapta olmayacak kadar iyi bir görüntü verdi.

İti takım da savunmaların gevşek tutulduğu maçta geçiş hücumları üzerinden skor bulurken, Fenerbahçe BEKO'da kariyer maçlarından birisini oynayan İsrailli oyun kurucu Yam Madar arkadaşlarını yönlendirmenin yanı sıra; tempoyu elinde tutması ve skor katkısıyla ile maçın belirleyici faktörü idi.

Sertliğin görülmediği açık alan basketbolunda Fenerbahçe'ye ayni oyunuyla karşılık veren Bursaspor öyle görülüyor ki 1 numarada devam eden sıkıntısı ile sezonu bitirecek.

Her takım gibi Fenerbahçe BEKO'da maçı Dave Michineau'nun şutunu riske ederek kazandı.

Oyun kurucuların istikrarsız şut performansları; maçların kazanılıp, kaybedilmesinde önemli bir faktör olma özelliğini sürdürüyor.

Yazımı bağlarken şunu söylemek isterim;

Fransız oyuncu ile back up'u Ömer Utku Al şutlarını düzene sokana kadar (!) Bu yıl Bursaspor maçları her sonuca gebedir.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları