Tofaş'a bir şeyler oldu!..

2023.01.11 20:51 - Son Güncellenme: 2023.01.11 20:51
A

Tofaş'ın maçlarını izleyebilmek için en başta geniş yürekli olmanız gerekiyor.

Sıkıntı çekmek, stress yapmakta cabası.

'Ucu, kulbu yok' yani bu takımın.

Güvenemiyorsunuz kazanacaklarına.

Hele maçların sonları amiyane söylemle 'tam bir ızdırap' modunda tamamlanıyor.

Frutti Extra Bursaspor'a kaybettikleri lig maçının Avrupa versiyonunda adeta bir kopyası yaşandı dün akşam Nilüfer'deki salonda.

Berbat bir üçüncü çeyreğin sonrasında başlanılan karar dakikalarına harika bir geri dönüş  yaptıktan son saniyelere sığdırılan iki akıl almaz hatanın; ne mantıklı bir izahı olabilir, ne de mazeret üretilebilir.

Tek kelimeyle beceriksizlik, tek kelimeyle basiret bağlanması.

Suleiman Braimoh en azından maçı uzatmaya götürecek o kritik şutu sokamadıktan sonra bu takımda artık bir saniye bile durmamalı.

Olmuyor işte; potansiyeli bu kadar.

Kullanma tarihinin çoktan sonuna gelmiş Arturas Miraklis' de yaptığı o top kaybından sonra kendi kendine öz eleştiri yaparak' ben bu maç itibariyle basketbolu bıraktım' diyerek, ülkesine dönmelidir.

Hep getirip, getirip sonlarında kaybediyor maçlarını Tofaş.

Yani maçların final dakikalarını oynamasını beceremiyor.

Ligde genel görüntüleri iç açıcı değil;

Şampiyonlar Ligi macerası da çok erkenden sona erdi.

Kıyaslama yapacak olursak;

Yunan temsilcisi AEK'yı bizim ligde oynatın, olsa olsa düşmemeye oynarlar.

O kadar vasat bir kadroları var.

İşte bu vasat takıma bile diş geçiremeyip, evinizde yeniliyorsunuz.

Hiç  yakışmadı, hiç olmadı, bundan sonra insanlara maça gelmeleri için ne vaat edecekler bilemiyorum.

Sorun bir yerde değil, her yerde çünkü.

Genel bir değerlendirme yapacak olursak;

1 numaralar en iyisi kadronun.

Sakatlıktan iyi dönen Berk Uğurlu ile; şutundan daha çok takımı oynatmaya çalışan Tyler Ennis'in çabaları da maçı ve turu kurtarmaya yetmedi.

Gerçek yeri 2 numara olsa da; zaman zaman bu pozisyona kaydırılan Rob Gray en kötü maçını bile çift haneli skorlarla bitiriyor.

İnişli çıkışlı oynasa da kadronun vazgeçilmezi.

Sokamazsa bire birler üzerinden çembere giderek bitiriyor.

Priftis AEK karşısında üç kısayı rotasyona sokarak 1 numarada kullansa da maçı çeviremediler.

Kazanmak için bir, iki kişinin değil, takımın toplu halde iyi oynaması gerekiyor.

Sorunun büyüğü de burada zaten.

Üç kısanın dışındakilerin katkısı yetersiz kalınca; ibre bir anda AEK'ye dönüverdi.

Kaybede kaybede özgüvenleri de dip yapmış durumda takımın.

Moral motivasyon, enerji, dik duruşla, maçın içinde karakter koyma.

Göremedik, göremiyoruz.

Sözün özü; özgüven kaybı; sporda başarısızlığın ana faktörüdür.

Özgüven olmadığı içindir ki;

İyi başlanılan sezonun yarısına daha yeni yeni gelinmişken Avrupa'da yoksun, ligde play-off sınırının dışındasın.

'Düzelir; neden olmasın ki diyebilirsiniz' ama; bunun için de mutlaka radikal kararlar gerekiyor.

Bu kararın en keskini;

Kadroya acilen nokta bir şutör, yani 3 numara takviyesi yapılmasıdır.

Çembere bakınca eli titreyenlerle maç kazanılmaz;

Nereden, nasıl bulunur bilemem ama; o pozisyonu rektifiye etmeden Tofaş için bu lig kolay kolay bitmez.

Eldekilerle olmadığı için de; hiç hak etmediği yerlerde dolanıyor Tofaş.

Yabancı için kontenjan hala açık mıdır bilemiyorum ama; önünü görebilmesi için şapkadan tavşan çıkartmaya mecbur camia.

Tabii bir de şunu sorgulamak kaçınılmaz.

Bugüne kadar sergiledikleri performanslarıyla eldeki kadro için yetersiz oldukları gün ışığı gibi ortada Braimoh'la Milaknis'i Yunanlı coach Priftis'mi istedi; yoksa menacerler allayıp pullayarak mı zorla dayattılar?

İki oyuncu iki maç üst üste son saniyelere sığan tercihleri ve yaptıkları top kayıpları ile Tofaş'ın bu sezon için geleceğini kararttılar;

Soru;

Sezonun kalanında da oynamaya devam edecekler mi; yoksa yolun sonu geldi mi oyuncular için?.

AEK kendisini son 16 turuna bırakan rövanşın üçüncü çeyreğinde Tofaş kısalarına ön bölgede adam değişerek şahane savunma yaparken, hücumda da ters eşleşmeleri kullanarak skor üretti.

Son çeyrekte sorumluluk alan Strelnieks ise; 'eli en sıcak oyuncu' pozisyonunda kullandığı şutlarda tutturduğu yüksek yüzdeyle 'maçın X faktörü' olmayı başardı.

Bitime 1.12 kala Ennis ile beraberliği bulduktan sonra (78-78) maçı çevirebilecek kritik hücumda Braimoh'a o zor görevi bırakmak; oyununun kendi inisiyatifi değilse eğer; kesinlikle bir coaching hatasıydı.

Girmeyen şutun üzerine Milaknis'te topu Berke yerine dışarı atınca; Tofaş için Avrupa macerası hüzünle tamamlanmış oldu.

Hiç alakası olmasa da; maç bitince aklıma hemen 3 Nisan 1997'de ARİS ile Bursa'da oynanan Koraç Kupası'nda final maçının rövanşı geldi.

11 sayı farkla Selanik'te kazanılan maçın rövanşını; evimizde 18 sayıyla kaybederek kupayı Yunanlı rakibimize bırakmayı, o günü yaşayanlar hala unutabilmiş değil.

Maçın çıkan olaylar nedeniyle salonun boşaltılmasından sonra tamamlanması da ayrı bir trajediydi, aradan 26 yıl geçmiş olsa da hafızalarda sıcaklığını korumaya devam ediyor.

Avrupa gerilerde kaldı, dönelim kendimize.

Kupa şoku çabuk atlatılmazsa, alttan toparlanmaya başlayan takımların devreye girmesiyle lig de zor geçecektir Tofaş için.

'Aman dikkat'...


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları