Maç bitttiğinde gördüklerimi yazıya dökerken neresinden başlayacağıma bir türlü karar veremedim!.

Manşeti ayrı, teferruatı farklı olunca insana kafayı yedirtiyor resmen; düşündüm, taşındım; sonunda şöyle bir ana fikir çıkıverdi ortaya.

Manşet kesinlikle Frutti Extra Bursaspor'un 7days EruoCup'da Yunanlı rakibi Promitheas Patras'ı eksilmeler ve sakatlıklar nedeniyle; bırakın rotasyon yapmayı, kenarda oturup soluklanmaya bile izin vermeyen kadrosuyla evire çevire yenerken 'ben koşul ve ortamda dimdik ayaktayım' mesajı vermesiydi.

Ama ya teferruatı.

Özünden çok sevmenin en güzel ifadeyle can bulmuş şekli yani...

Şöyle desem nasıl karşılarsınız!..

Cepte para kısıtlı olunca etli yemeği pas geçip, 'pilav üstü az kuru' istemeye benzeyecek belki söyleyeceklerim ama; bana sorarsanız cuk oturacak bu benzetme; neyi anlatmak istediğimi okuyunca çakarsınız!...

O zaman şöyle diyelim mi maçı kaçırmış o talihsiz sporseverlerimiz için...

'Teksas üstü seyirci (!)...'

Ne alaka mı?

Açalım içini o zaman...

'Teferruat Teksas'; o gece öyle bir sahiplendi ki takımına, öylesine coşkulu ve ateşliydi ki yeminle abartmıyorum kuracağım her cümle kifayetsiz kalacaktır kaçırdığınız bu görsel şöleni tanımlamaya.

İşte bu tarifsiz sinerji; salonun diğer köşelerine sıkışmış binleri de bir paratöner gibi kendine çekiverdi.

'Hayret' diyeceğim ama gerçeğin ta kendisi; sosyete silkindi; VİP'in biti kanlandı; parkedeki maçı izleyeceği yerde kankasıyla eş dosta akıllı telefonundan mesaj atıp, whattsApp'ından görüntüler paylaşmayı tercih eden ne kadar 'kel alaka alakasız' varsa; oldu mu birer alev topu!..

Nelen neler vardı izlenmesi gereken oysa; neler, neler kaçırdılar 'hava yağmurlu ve soğuktu' diye evlerinde kalarak televizyonu seçenler.

Salı akşamı sadece Teksas'ın konuşlandığı doğu tarafındaki pota arkası değil, salonun her bir köşesi köşesi 'birer Teksas'dı';                             

Sıfır küfürle (!), safi destek; belki de yaşamlarında böyle bir seyirciyle ilk kez tanışan parkedeki oyunculara kol kanat takıvermiş gibi oldu adeta.

'Eksiğimiz gediğimiz var ama' mazeretinin arkasına sığınmadan  yüreklerini ortaya koyarken;  saha içi disiplini de elden bırakmayıp; sonu mutlu biten 'love story' tadındaki basketbol şöleninin en güzel paydaları olmayı başardılar.

'Gelmeyenler kına yaksın' diyeceğim de(!) bu şölenin devamını cumartesi akşamı yine Nilüfer'deki salonda oynanacak Galatasaray maçında görebilirsiniz, o halde hiç olmazsa bir yerinize not edin de 'nasıl da kaçırdım' babında mazeretiniz olmasın.

( En çok üzülenin sevgili Ömer Kızıl olduğunu düşünüyorum. Keşke o önemli konuklarıyla birlikte maçta olabilseymiş. Alıp başını giden eserinin nirvanaya ulaşmış son hali öylesine mutluluk vericiydi ki; kesin kes ağlardı, çok sevinirdi, havalara zıplayıp kendinden geçerdi. Ben söylemiş olayım)                                                 

Frutti Extra Bursaspor; Euro Cup grubundaki sıralama için büyük önemi olan karşılaşmaya; CSKA Moskova'ya transfer olan en önemli skor opsiyonu ABD'li skorer guardı Allerik Freeman'dan yoksun başlamasına karşın; sanki hiç etkilenmemişçesine telaşsız ve sakin bir oyun sergiledi.

Üstüne daralan rotasyonunda üç kısa pozisyon adına önemli bir opsiyon olan Tolga Geçim gibi bir değerini sakatlığa kurban verdi.

Tolga'nın bu beklenmedik sakatlığı hem kendisi, hem de Bursaspor adına büyük bir şanssızlık.

Üç sezondur Anadolu Efes'te doğru dürüst forma şansı bulamayan oyuncunun başına gelen; sadece gelişimi adına değil, geleceği için de tarifsiz bir handikap oldu.

Frutti Extra Bursaspor'da oynayarak kendisini daha çok geliştirecekken, şimdi bir sezon daha onun adına başlamadan bitti. Bursaspor ise zor zamanlarında sığınacağı liman gözüyle baktığı potansiyel bir skorerini kaybetti.

Dilerim eskisinden daha sağlıklı bir şekilde döner parkelere Tolga Geçim.

Kendisine bu köşeden geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

Dusan Alimpijevic eli kolu bağlı kalsa bile şapkadan tavşan çıkartan, en zor koşullarda bile sorunlara bir şekilde çözüm üretirken; elindeki dar rotasyonu çok iyi değerlendiren bir coach.

Üstelik diğer nobran yabancılar gibi 'bana şunu alın, olmazsa yokum,  bunu da istedim' demeyen karakterde birisi.

Oyuncularıyla diyalogu da kusursuz.

İki örnekle açmak istiyorum.

Egemen Güven'in ayrılmasından sonra uzun pozisyonunda back up'u kalmamasına karşın yeri bir istekte bulunmadı.

4 numara oyuncusu Dudzinski'yi bu yerin asıl oğlanı Hayes'in kenarda olduğu sıralarda 5 numaraya çekerek; çaresizliklerde de yaratacağı olunabileceğini göstermesi;  ligin burnu havadaki yerli yabancı coachlarına ders olmalıdır!..

Freeman'ın eksikliğinde 1 ve 2 numarada Derek Needham'la Andrew Andrews'le birlikte oynayarak aslında risk alınsa da; mevcut kadro yapılanması içinde başkaca bir alternatifi de yok coach'un.

İkili en büyük handikapları olan faul sorunu yaşamadığı sürece; Alipijevic'in bu sistemle oynamaya devam edeceğini düşünüyorum.

Zaten Promitheas galibiyeti de; hem savunmadaki yardımlaşmaları, hem de tepeden ikili oyunlara katkılarıyla birbirini çok iyi tamamlayan bu ekürünün şahane performansları sonucunda geldi.

Asıl gizli kahraman ise; hemen her maçta aldığı gereksiz faullerle 'acıların çocuğu' haline dönen Kevarrius Hayes'in ilk iki çeyreği pas geçtikten sonra, üçüncü çeyrek itibariyle silkinerek, maça damgasını vurmuş olmasıydı. 

İttire kaktıra, Needham'ın alley-oops  paslarını smaçlaya smaçlaya kendisini seyirciye sevdirmesi; maçın en aykırı detayıydı  bana sorarsanız.

Çember altında rakip uzunlara yapılan yardımlaşmalı sert savunmaların maç kazandırdığı bu maçta da bir kez daha test edilmiş oldu. Show up'larda da (sıralı perdelemeler) Onuralp Bitim'in caydırıcılığı giderek artmaya başladı. ' Süre verirseniz gelirim' koşuluyla Bursasporlu olan Onuralp; oynadıkça açılan bir oyuncu.

Başka bir kulüpte oynuyor olsaydı; bu kadar çabuk aşama kaydederek, kendini yeniden kanıtlama şansı bulamazdı bana sorarsanız.

 Ve gecenin en güzel anları...

'İzmir'in dağlarında çiçekler açar'ını;

'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' sloganıyla düet yapan o efsane tribünler...

Osmanlı torunu Teksas'dan büyük Atatürk'le ilgili bu güzellemeyi hem de en yüksek perdeden duymuş olmak  bir ömre bedeldi doğrusu...

O zaman 'şahaser uyandı;' diyebiliriz; aramıza hoş geldiniz arkadaşlar...