'Tayyare' Mustafa'yı da ebediyete uğurladık...

2023.03.17 17:02 - Son Güncellenme: 2023.03.17 17:02
A

Rahmetli amigo Yaşar'la, Fikret Akdağ'dan farkı; mesleğini tribünlerden çok sokaklarla, kavşaklarda icra etmesiydi!

Elinde flüt benzeri bir borazan; öttürürde öttürürdü stadyumun önünde Mustafa.

Stada girince de tribünleri bir uçtan diğer uca kat ederken, zamanla bir replik haline gelen 'tayyare' nidalarıyla; sahadaki futbolculara taktik vermeye çalışırdı.

İsmiyle müsemma 'Tayyare' sıfatını bunun için yakıştırmışlardı Mustafa Akın'a.

Henüz 'tayyarecilik' oynamadığı yıllarda; çalıştığım gazetenin Fomara Han'da bulunan bürosunun en kadim misafirlerinden birisi olarak tanımıştım kendisini ilk kez.

Gelir, saatlerce oturur, bir sürü istekte bulunup giderdi!.

Bazıları özele girdiği için yazamıyorum (!); ruhu şad olsun.

Mustafa'nın şehirle aşina oluşu; elinde yeşil beyazlı bayrak; Heykel'den başladığı yarı maratonunu çoğunlukla Cavit Çağlar'ın sahibi olduğu Nergis Fabrikası'nda tamamladığı yıllara dayanırdı.

Kapıya gelince de 'Cavit baba' diye bağırarak geldiğini belli etmeye çalışırdı.

Sekreterinden bile iyi bilirdi patronun o gün orada olup olmayacağını!

Çünkü o kadar yolu tepmenin sonunda kendisine güvenlik kapısından zarfla teslim edilecek hatırı sayılır bir harçlık vardı!.

Alışkanlığı zamanla devamlılık kazansa da; uğruna kilometrelerce yol kat ettiği kapıdan çevrilmeyeceğini iyi bilirdi Tayyare Mustafa!

Yıllar içinde güzergahı da değişmeye başlamış;

Gürsu yolu üzerindeki Olay Medya'nın hemen yanı başındaki Yeşim Fabrikası yeni adresi olmuştu;

Gel zaman git zaman Cavit başkan; başının tatlı belaları Ardiles (Fikret Yorgun), Mustafa ve Erhan'a ayda ayda zarf içinde para vereceğine 'en iyisi mi toplu halde gelin Yeşim'de çalışın' diyerek hepsine büyük bir kıyakçılık yapmıştı!

Bursa'da sigortalı amigoluğu(!) çok sevdikleri patronlarının hoşgörüsüyle maaşa döken üçlü ne iş olursa yapıyorlardı Yeşim'de.

'Ayakçılık' tabir edilen; fabrika içinde birimden, birime evrak ve benzeri getir götür işi onlara havale etmişti.

Bir süre sonra işin cılkını çıkardılar.

Araziye uyuyor, gözden kayboluyorlardı.

Bir gün toplu halde ve mesai saatleri içinde ürün çuvallarının üzerinde şekerleme yaparken yakalandılar sorumlu oldukları kişiye!.

Uyarı, ihtar, ricalar da işe yaramadı;

Şikayetlerin ardı arkası kesilmeyince; günün birinde üçü birden işe girdikleri kapıdan, toplu halde dışarı yolcu ediliverdi!

Ardiles'in Yeşim turları hız kesmeden devam ediyor olsa da; an itibariyle Erhan'dan sonra Tayyare Mustafa'da bu fani dünyaya veda etmiş durumda.

Ondan geriye kalanlar ise kadirşinas Bursasporluların hafızalarda yaşamaya devam edecek.

Merinos kavşağında Bursaspor maçları öncesi yaptığı kendine özel açma germe hareketleriyle; gelip geçen araçların içinden 'yeşil' diye seslenenlere 'beyaz' diye karşılık vermesini kim kolay kolay unutabilir ki?

Kendi halinde, kimseye zararı olmayan Bursaspor sevdalısı 'Tayyare Mustafa''nın Merinos sahasında başlayan amigoluk serüveni; bir hastane odasında sessiz sedasız yaşama veda etmesiyle son buldu ne yazık ki.

Şairin dediği gibi;

'Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş''

Yaşadıkların ve yaşattıklarınla hiç unutulmayacaksın sevgili Mustafa Akın;

Tıpkı Amigo Yaşar, amigo Fikret Akdağ, Hızlı gitmez Tahir'le Minali Enver (Keçi) gibi..

Sevenlerinle yakınlarına baş sağlığı ve sabırlar diliyorum.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları