Sultanlara bu dünyada rakip aranıyor!

2023.09.23 22:20 - Son Güncellenme: 2023.09.23 22:20
A

Rüya gibi bir sezonu geride bırakan kadın voleybolcularımız; Milletler Ligi ve Avrupa Şampiyonluğundan sonra; Tokyo'da yarın / bugün / sonuçlanacak 'Paris 2024 Olimpiyat Elemeleri'nde de fırtına gibi eserek büyüklüğünü bir kez daha ortaya koydu.

Artık olimpiyat bileti cebimizde, yer kürede rakibimiz kalmadı.

Brezilya gibi bir voleybol ülkesini bir gün önce 3-0 gibi net skorla devirerek yolu yarılayan Sultanlar; bugün/dün/de kendisini bu maça saklayan ev sahibi Japonya'nın gözünün yaşına bakmadan fişi çekiverdi. (3-1)

Voleybolun üç önemli organizasyonunun ikisinde şampiyon olup, birisinde de olimpiyatlara katılma hakkını elde etmek; tek kelimeyle olağanüstü bir başarı hikayesi.

Nelere katlanmadı, nelere sabretmedi ki sultanlar; şöyle bir hatırlayalım.

Neredeyse 4 aydır (Mayıs ayında hazırlıklara başlamışlardı) evlerinden, eşlerinden, ailelerinden uzakta ay yıldızlı milli forma uğruna voleybol topunun peşinden koştururken; bir kaç günün dışında tatil yapamamak fedakarlığın en büyüğü olmalı.

Otel odalarıyla, salonlarda geçen bu uzun başarı hikayesinin öznesi olan kadınlarımızı, gösterdikleri özveri nedeniyle ülke olarak ayağa kalkıp alkışlamalıyız.

Gerçekten bu takım oyuncu ve teknik ekibiyle 'Sultan' sıfatına sonunu kadar hak ediyor.

Hiç yüksünmeden ve şikayet etmeden dolu dolu geçen bu dört ayda voleybolla yatıp, voleybolla kalkan bu oyuncu grubu; aynı zamanda gönüllerimizin de tartışmasız şampiyonudur.

Her maç misafir oldukları odalarımızda dualarla servis atıp, alkışlarla sayı alan yine onlardı.

Ağladık, sevindik, yüreklerimiz parkede ter döken kadınlarımızla birlikte attı.

Galiba yine sayelerinde koca bir ülkenin erkeği, kadınıyla spor alışkanlıkları değişti sanki;

Bence bu detay kazanılan şampiyonluklardan daha önemli ve dikkat çekici.

Evet  artık o dillere pelesenk olan slogan gibi 'Türkiye bir voleybol ülkesi';

Daha önemlisi artık futbol; eskisi gibi erkeğin gözdesi ve bir numarası değil.

Evlerde futboldan daha çok filenin sultanlarının maçlarının izlenmeye başlanması, 'değişmez' sanılan tutkulara yeniden format atıldığının belgesidir.

Brezilya'dan daha zorlu geçmesini düşündüğüm Japonya maçı beklendiği heyecanın zirve yaptığı, uzun rallilerle, yere düşmeyen topların yürek atımlarıyla, nabız sayılarını arttırdığı bir karşılaşma oldu.

Türkiye gibi 5/5 yaparak ve hiç set kaybetmeden karşımıza çıkan Japonya; disiplinli oyunu ve yüksek konsantrasyonu ile başladığı maçı, seyircisinin de desteğini de alarak 4. sete kadar istediği gibi götürdü.

Atletik oyuncularıyla geri alanını çok iyi savunan, dublaj ve manşette kendi standartlarının üzerine çıkan Japonlar kazandıkları ilk sette hızlı oynamalarının meyvesini aldı.

Pasörlerinin iyi manşet aldığı pozisyonlarda sürekli ortadan Watabane ile çabuk hücum ederken; köşeleri de Arisa İnoue ve Sarina Nishida ile  etkin kullandılar.

İlk set istediğimiz ritmi yakalayamadık. Japonlar çabuk oynamaya devam edip skoru bir anda 23-16'ya getirdi.

Sonra birden Eda, Vargas, Hande üçü birden silkinerek Japon surlarında gedik açmaya başladılar!. 24-22'ye kadar getirdiğimiz seti sonlarda basit hatalar yapınca 25-22 kaybettik.

İkinci set parkede Türkiye fırtınası esti. Eda, Vargas, Hande, Zehra vitese takarak oynamaya başladılar. Japonya hücum üstünlüğümüzün çok bariz arttığı bu süreçte Watabane ile direnmeye çalıştı.

Yine yakalanıp rakibe 2 set sayısı atma şansı versek de; bu kez sonlarda hata yapmayarak skoru dengeledik. (25-22)

 3. sette kötü oynayan Ebrar'ı kenara çeken Santarelli 4 numarada Hande ile oynattı takımı.

Eda Erdem kendine özgü klasik tek ayak üstü smaçlarıyla Japonların dengesini bozarken, Vargas'da blok üstü smaçlarıyla farkını ortaya koymaya başladı.

Hande'nin şahane oyunu adımıza çok ekstra oldu. Ayni Hande savunmada iki manşeti üst üste kaçırınca Japonlar yeniden toparlanıp skora denge getirdi. (22-22).

 Son iki sayı iki takım arasında gitti geldi. Yine iki kez set sayısı atsalar da Sultanlar bunu da çevirerek 26-24'lük set sayısıyla skoru 2-1'e getirdi.

Dördüncü setin tek hakimi Türkiye idi. Ucuna kadar getirip kazanamadıkları 2. ve 3. setler Japonların psikolojisini bozunca üstünlük bize geçti.

Moral motivasyonumuz tavana vurunca; neredeyse hiç hata yapmadan sayıları peş peşe toplamaya başladık.

Hande kariyer maçını oynuyor, Vargas karşılanması zor smaç servislerine, blok üstünden yaptığı smaçlarını ekleyerek; adeta maçı tek taraflı bir oyuna dönüştürüyordu.

Bu sette 'Türk duvarı' Zehra bloklarıyla ortayı kapattı;  Eda tek ayak hücumlarına kaldığı yerden devam etti.

İki köşeden de adeta mitralyöz mermisi gibi yağdık Japonların alanına.

Sıfırı tüketen ev sahibi takım, fizik olarak da çökmüştü.

Ne savunma yapabiliyor, ne de hücum edebiliyorlardı.

Son Japon hücumunu da Eda bloklayınca set 25-12, maç 3-1 bitti.

Son söz;

Bu dünyada galiba rakibimiz kalmadı!

Eski dünya, olimpiyat ve Avrupa şampiyonları İtalya, Sırbistan, ABD; Brezilya önümüzde diz çökerken;

Bir umutla karşımıza çıkan Japonya'yı da suşi niyetine afiyetle yalayıp yuttuk!

Başkası?

Başkası kalmadı, yenilerini bekliyoruz

Milletler Kupası'ndan sonra 21/21 yaparak müthiş bir seri tutturan Sultanlar; Paris 2024 Olimpiyatları'na kadar 'dünyanın bir numarası'.

Bileği bükülmez; bloğu geçilmez, servisi karşılanmaz, hücumu tutulmaz bu kadınları omuzlarımızda taşısak azdır.

Atatürk'ün kızlarına bu köşeden ve yürekten kocaman bir selam gönderiyor ve ''helal olsun sizlere' diyorum...


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları