Uludağ İçecek'in Bursaspor basketbol şubesinden sponsorluğunu çekeli iki aydan fazla oldu.

O günden bugüne de şube yönetimi yeni birisini bulabilmek için çabalıyor.

Süreç neye bu kadar uzadı, kontak kurulanlar varsa; görüşme aşamasında çekimser kalmalarını gerektiren faktör ya da faktörler nelerdir bilemiyoruz.

'Ekonomi kötü de ondan' diyerek sıyrılamazsınız.

Kriz varsa; girmediği delik yok ki!.

Bir şekilde aşılıyor.

En güzel örneği Voleybol Federasyonu.

İki önemli sponsor katkısıyla kadınlarımızın Milletler Kupası'nda şampiyon olmasının önünü açacak mali olanakların sağlanması; tek cümleyle iş bitiriciliktir.

Kendini karşındakine projelerinle iyi anlatacak, elindeki dokümanları kullanacak, olmuyorsa 'Burası Bursa, başka bir şehir değil' diyerek masaya yumruğu vurup, gerekirse yardım isteyeceksin.

Kulüp dışındakilerle iletişim kurmayı ihmal edersiniz; yaptırım gücünüz de kalmaz.

Bursaspor basketbol yönetimi; sponsor bulma noktasında yazılı, sözlü ve sosyal medya ile ortak hareket etmeyi, nedendir bilinmez hiç düşünmedi, düşünemedi.

Yardım istenmiş olsa adresimiz belli, seve seve koştururduk.

Futbolu bir kenara bırakırsak; Bursaspor'un basketbolu mücadele ettiği her platformda başarılarıyla kendini kabul ettirmiş bir marka.

İki sezon önce Eurocup'da kimsenin hayal bile edemeyeceğini büyük finalin bir ayağı olmayı başarırken; sadece Bursa değil, Türkiye heyecanlanmıştı.

Geçen yıl Avrupa'da bu başarı yinelenemese de, Süper Lig'de normal sezon beşinciliği ile takıma play-off yolu açılmıştı.

 Eşleşilen P.Karşıyaka ile İzmir'de oynanılan çeyrek final ilk maçı Andrews'in girmeyen son saniye üçlüğü sonunda kaybedilmese; yarı finale çıkmak bile sürpriz olmayacaktı.

Nereden nereye geldi şube; üzülmemek elde değil.

'Kendisini kabul ettirmiştir' diye düşünürken; Bursa'nın hatırı sayılır iş adamlarıyla sanayicilerinden çık çıkmıyor !..

İlk akla gelen iş hacimleriyle isimleri Bursa sınırları  dışına taşmış inşaat şirketlerimiz.

İsim sponsorluğu karşılığına şubeye aktaracakları kaynak; taş çatlasın iki üç villa ya da lüks daire parası eder.

Bunu da şubenin sezon içindeki başarılarının getireceği popülariteyle  telafi etmeleri pekala mümkün.

Örnek vermek gerekirse; Bursa'nın kapı komşusu Yalova'nın basketbol takımının ana sponsoru 'Semt 77 'isminde bir inşaat şirketi.

Ortaklık üçüncü yılına girdi.

Teyit ettirdiğim kadarıyla 'Süper Lig'e çıkıp kalıcı olana kadar devam, arkanızdayız' garantisi verilmiş kulübe.

Bu sektörün Bursa'dan yıldızı parlayanlarını ben de iyi biliyorum;

Ama boşu boşuna da reklamlarını yapmak istemem !.

'Belki de görüşmeler devam ediyordur' umuduyla daha önemli bir konuya girelim.

Belirsizliğin en ağır maliyeti spor kulüplerine çıkıyor.

Özellikle sporcu ve teknik adam kesimi çok hazımsız.

Uludağ İçecek'in bırakmasıyla 'sanki her şey dünyanın sonuymuş gibi', yerli,yabancı kim varsa; arkalarına bile bakmadan çekip gittiler.

Her şeye 'para gözüyle' bakan profesyonelliğin getirdiği yozlaşmanın sonucu bu içi boşalmalar.

Dışarıdan getirilmiş  profesyonellerin şehir ve kulübüyle gönül bağları söz konusu olmadığı gibi, 'ahde vefa' gibi duygular da nasır bağlıyor maalesef.

Eskilerden yabancı kimse kalmadı; yerli rotasyondan da bildiğim kadarıyla Enes Berkay Taşkıran ile Ömer Utku Al sözleşmeleri devam ettiği için kulüple devam ediyorlar;

En kötüsü;

Zaman Bursaspor'un aleyhine işliyor;

Kulüplerin bir çoğu özel maçlarıyla, katılacakları turnuva takvimleri açıklamaya başladılar bile.

Bursaspor'un ise geleneksel hale getirme aşamasında büyük mesafe kat ettiği 'Frutti Extra Turnuvası'nı bu yaz yapıp yapmayacağı bile soru işareti!.

 'Ortada oyuncu yok ki, organizasyon olsun!' dediğinizi duyar gibiyim.

Onun için de en geç Ağustos başı gibi şube yönetiminin 'biz buradayız, merak etmeyin' tarzında bir açıklama yaparak; spor kamu oyunda giderek derinleşen endişeleri gidermesi gerekiyor.

Diğer taraftan FİBA'ya 'Şampiyonlar Ligi'nde oynama garantisi' verildiğine göre; umutsuz da olamıyorsunuz.

Merakınızı giderme amacıyla bilgi vereyim.

Sponsorla para bulunursa eğer; yabancı oyuncu getirme noktasında bir sıkıntı yaşanmaz.

Arz oldukça geniş; ne var ki piyasanın en iyileriyle, iyi düzeydekiler; yeni sezonda formalarını giyecekleri  kulüplerini çoktan buldular bile!.

Tepsideki börek parçaları azaldıkça, dibindeki kırıntılara kalırsınız.

Biraz daha gecikilirse o kırıntıların iyileri de bir yere gider; size de en dibinde yenilmeyecek kadar lezzetsizler kalır ki; Bursaspor'u bekleyen en tehlike  de bu.

Transferden söz ederken; yerli havuzunun dar ve yeterince kaliteli olmaması nedeniyle fazla alternatifin kalmadığını da ekleyelim.

Bu bağlamda ayrılan Yiğitcan Saybir'le, Onuralp Bitim'in yerlerini doldurabilmek an itibariyle mümkün değil.

Alt yapıdan dişe dokunur oyuncularla takviye yapılması dışında da başka bir seçenek görünmüyor.

Bu saatten sonra geriye dönerek ağlanmayı da bir kenara bırakalım.

Giden gitti; kalanlarla yeni gelenlere bakmalıyız.

Yönetim; sponsor noktasında 'B Planı' olmadığı için gafil avlansa da; Uludağ İçecek'in yeni sezonla ilgili 'önce devam', üzerinden bir kaç gün geçmeden de 'biz artık yokuz'' çıkışında bulunması; akılların ucundan bile geçmeyen en son ihtimaldi.

 Hazırlıksız yakalanınca da; devam eden süreci yaşamak kaçınılmaz oldu.

Aldığım son duyumu paylaşarak yazımı bitirmek istiyorum.

Yönetim ' olur da sponsor bulunmazsa' olasılığına karşın; kendi arasında toplayabildiği 1 milyon dolarla transfer yapmayı düşünüyormuş.

Yeni coach Sloven Jure Zdovc'un dışarıdan, yine yeni menacer Özgün Önver'in de yurt içinden oyuncu aramaya devam ettiklerini öğrendim.

Zdovc'un takımın eski oyuncusu power forvet Metin Türen'i (Geçen yılı Gaziantep Basket'te geçirmişti) sorarak, boşta ise alınmasını istediği de transfer dedikoduları arasında.

 Dip not: Transferlerin yanı sıra, sponsorlarla ilgili bilgi alabilmek için ulaşmaya çalıştığım şube idari as başkanı ve başkan yardımcısı Mustafa Demiralay ile menacer Özgün Önver'den telefonlarıma dönüş yapılmadığını bilmenizi isterim. Okuduğunuz köşe kendi istihbaratımı kullanarak yazılmıştır)