Birer birer ayrılıyorlar aramızdan;

Vadesi gelen ilahi daveti geri çeviremeyip ebediyete göç ediyor,

Dün Mesut'la, Ersel; bugün de Fethi Heper.

Biraz anlatalım mı sizlere kendisini;

'Fethi Heper kimdi' diyenler tanıyıp, öğrensinler.

70'li, 80'li yıllardaki Bursaspor Eskişehirspor rekabetinin en önemli simgelerinden birisiydi Fethi Heper.

Mekanları cennet olsun Bursaspor için Mesut Şen, Ersel Altıparmak neyi ifade ediyorsa; Eskişehirsporlular içinde karşılığı Nihat Atacan, Fethi Heper'le, Ender Konca idi.

İple çekilirdi aramızda oynanacak maçlar.

'O gün gelse de maça gitsek' diye istihareye yatardık.

Altıparmak Caddesinden stadyuma uzanan asfalt caddeyi insan yoğunluğu içinde omuz omuza, dip dibe kat ettiğimizi hala unutabilmiş değilim.

Öyle kalabalık olurdu Eskişehirspor maçları.

'En çok seyirci şu maçta; en çok hasılat bu maçtaydı' diye istatistik üzerinden bilgiçlik taslayanlara pek inanmayın derim.

Uzun sözün kısası; üç büyüklere atfedilmiş rekorların hepsi birer hikayedir !.

Bursaspor'un kayda geçmemiş ilk rekorları Eskişehirspor'la oynanan maçlara denk gelmiştir; hafızama güvenerek iddia ediyorum.

Salkım saçak o günün tribünlerinde futbolun temaşa zevki sayılırdı bizim değerlerimizle, Eskişehirsporlular'ın bağırlarına bastıkları.

Tatlı bir rekabet yaşanırdı aramızda geçen 90 dakikalarda;

Bir istisna dışında hır, gür çıkarmadan, taşlı sopalı döğüşmeden (!) yıllarca idare etmiştik;

Bir kurban bayramına denk gelen o talihsiz buluşmayı

da nazar boncuğu gibi göğsümüze takarak yıllar yılı yaşadık, yaşattık!..

Bitti ve orada kaldı, bir daha da tekrar etmedi.

Fethi Heper'in öldüğünü okuyunca buz gibi oldum;

Gençlik yıllarımdan hafızama kazınmış bir futbol efsanesini daha yitirmenin tarifsiz acısıyla bir süre kendime gelebilmek için mücadele ederken; oyuncu ile ilgili eski yaşanmışlıklarım bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçip gidiverdi.

Her şeyden önce Eskişehirliler'e özgü bir futbol beyefendisi idi Fethi Heper.

Futbolculuğun yanına akademik kariyerini eklemiş, mezun olduğu Eskişehir İTİA'dan sonra giriş yaptığı Anadolu Üniversitesi'nde maliye profesörlüğüne kadar yükselerek oradan emekli olmuştu.

Oğullarına 'okumayıp ta ne yapacaksın, futbolcu mu olacaksın' diyen eski kafalı babalara inat, önce futbolcu, sonra profesör olarak (!) süreci tersine çeviren bir fenomen olmanın ayrıcalığıyla zamanı tersine çevirerek yaşamak kaç kişiye nasip olmuştur biliyor musunuz?

Fethi Heper'in dışında kimseye...

O rekabet yıllarında bir ara Bursaspor'un da transfer gündemine giren Fethi Heper, kulübün Heykel'de tarihi İskender Kebapçısı üstünde yer alan ilk kulüp binasında zamanın yöneticileriyle pazarlık yapmış, anlaşma sağlanamayınca yeniden Eskişehirspor'a dönmüştü.

Heper'in Bursaspor'la masaya oturduğu haberi kısa sürede şehirde duyulunca Kebapçı İskender'in önünde toplanan tarihi kalabalık polis çemberine alınarak kontrol edilebildi.

'Bildi' diye cümlemi bağladım, çünkü o gün 'ben de oradaydım!..' 

Taraftarların lehine yaptığı tezahüratlarına arada bir cama çıkarak eliyle karşılık veren Fethi Heper'in bu görüşmesini o zaman diliminde ve taraftar kimliğimle izlemiş birisi olarak; yeri ve zamanı geldiği için sizlerle paylaşmak istedim.

Eskişehirspor'un gol kralı kaptanı, ilk milli futbolcusu, rahle-i tedrisinden geçmiş binlerce öğrencisinin profesör hocası Fethi Heper'i de ebediyete uğurladık.

O kuşağı severek büyümüş ve futbolu sevmiş bir fani olarak Fethi Heper'le yere düşen bu yaprağın son yaprak olmasını dilesem de; zamana dur elimizde değil.

Ne güzel komşumuzdun sen Fethi Heper.

Yıkılarak yok edilen o stadımızda Mesut, Erselle diğerleri kadar, seni, Nihat'ı Ender'i, Süreyya'yı, Kamuran'la, Necdet'i de unutamadık.

'Nihat, Fethi, Ender filelere gönder'...

Taraftarının ruhuna işlemiş bu sloganınla birlikte sonsuza kadar ve huzur içinde yattığın yerde uyumanı diliyorum.

Mekanın cennet olsun...