Bugün BPFDD'nin 13 Ocak tarihinde (kongre muhtemelen 20 Ocak tarihine sarkar) yapılacak 'olağanüstü seçimli idari ve mali genel kuruluna başkan adayı olarak hazırladığı Sinan Bür'le yeniden görüştüm.

Tam beklediğim gibi yanıtlar aldım.

Bilinmeli ki;

Hayal satmaya gelmiyor;

'Tahta kesin açılacak' türünden taraftarın gazını alacak vaatlerde bulunmuyor.

Eldeki kadroda yer alan çocuklara güvenini ifade ediyor;

En önemlisi 'bu çocuklarla lige devam edeceğiz' diyerek; daha yolun başında stratejisini net olarak ortaya koyuyor.

Yukarıdaki satırları okuduktan sonra 'madem tahtayı açamayacaksa niye geliyor? Recep Günay'dan ne farkı var ki' diyorsunuzdur?

Lafın arkasından dolanırken, takla attırmaya hiç niyetim yok.

O zaman dümdüz ve kıvırmadan sorayım;

Kulübün mali durumu ile mevcut adayların ekonomik potansiyelleri ortadayken;

Başkanlık için isimleri geçen diğer adaylardan hiçbirisi tahta filan açamaz, açtıramaz!

Sadece laf üretir, hayal tacirliği yaparlar;

Yapıyorlar da zaten...

Bekir Ön;

Raşit Barışıcı;

Ersoy Saitoğlu;

Melik Ramisoğlu;

Ve bu saatten sonra çok zor görünse de; olası potansiyel adaylar;

Sorum şu;

Hangi kulüp delegesi diğer adayların kulübün borçlarını sıfırlayamasa da; transfer yapabilmesi için öncelikli koşul olan tahtanın açılmasını samimi olarak sağlayabileceğine inanıyor?

Bekir Ön'mü,

Raşit Barışıcı mı?

Ersoy Saitoğlu'mu?

Gökten yağmur gibi para yağdı, bir yerden gömü buldular da yaptılar diyelim?

Geçici refahla düzlüğe çıkılmaz ki?

Giderken verdiklerini hibe edebilecekler mi?

Borç nerelere dayanır tahmin edebiliyor musunuz?

Aslında yazarken bile yüreğim daraldı ama gerçeklerden kaçamayız;

Bursaspor zaten düşmüş durumda; 'Bundan sonra ne yapılır, nasıl kurtulup düzlüğe çıkabilir?' onun stratejisi planlanıyor.

Kabul edilemese de gerçek bu; güneş balçıkla sıvanmıyor ki?

Sinan Bür'ün en büyük avantajı;  futbolu bıraktıktan sonra yıllarca federasyonun Bursa Bürosu'nda eğitici-seçici olarak görev yapmasının kendisine sağladığı engin birikimle, yönetebilme becerisi;

Dün konuşurken bunun detaylarını da anlattı.

'Altın jenerasyon' olarak tanımlanan '2008'li yaş grubunu ilk fark eden kişi olarak, kendilerinden en iyi şekilde yararlanacaklarını söyledi.

'Bu çocuklarda bir ışık görmeseler neden birçok kulüp dünyanın parasını vermeye razı bir şekilde peşlerinden koşsun ki? dedi;

'Hiç birisini satmayacağız. Diğer yaş gruplarından da kimsecikler bir yere gitmeyecek';

'Bunların motivasyona, sırtlarının sıvazlanmasına, yani morale ihtiyaçları var. Bu işi de en iyi benim de içinde bulunduğum dernek bilir' diye ekledi;

Tek hedefleri var; Bursaspor'u yaşadığı tüm olumsuz koşullara karşın bu sezon için kümede bırakabilmek;

'Yaparız, yapacağız, kendimize güveniyoruz' düsturuyla yola çıktıklarını, en geç de yarın mesai saati bitimine kadar 100 imzayı toplayacakların inanıyor Bür.

Ben yazımı yazarken 60 imzayı geçtiklerini öğrendim.

Yönetimine kimleri alacağıyla ilgili isim vermemesini; ihtiyatı elden bırakmamasına bağladım.

Tek verdiği tüyo; Ömer Furkan Banaz ekibinden bazı isimlerin listesinde yer alacağı yönündeki subliminal mesajı oldu.

Tahmini konuşuyorum; Mehmet Zahit Yanar, Selim Yolgeçen, Rıdvan Gültekin, Enes Can Demir, Rıdvan Gültekin gibi isimlere kesin teklif yapılmıştır.

Sinan Bür'ün listesinde ağırlıklı olarak BPFDD'in üyeleri de yer alacak.

A.Suphi Evke, Sinan Oral, Cemal Vardar, İsmail Ertekin, Recai Özdemir, Erkan Öncel gibi dernek üyelerinin seçim kazanıldığı taktirde yönetimde aktif şekilde görev almaları bekleniyor.

Böyle bir yapılaşmada Bursalı antrenör ve menajerlerin dışında farklı isimlerin çalışması elbette söz konusu olamayacak.

Zaten tercihler de bu yönde yapılacak.

Kuşkusuz bellidir de; öğrenmek için biraz daha beklemek gerekebilir.

Kendi oyunculuk dönenimin başkanları pek kalmadı gibi;

Ama kulüpte menajerlik yaptığı yılların yöneticilerinin birçoğu hala hayatta.

Acaba zaman tünelinde yolculuğa çıkılarak; camianın hala unutamadığı fenomen isimler üzerinde bir ikna çalışması, nabız yoklama yapılmış olabilir mi?

Aklıma geldiği için sordum;

Yapılıyormuş...

'Göreve talip olmama sıcak bakan yöneticilerden bazılarıyla ile ön görüşmeler gerçekleştirdik' bilgisine ulaştım.

Yarın imza toplanması için son gün...

Her adayın şansı eşit gibi görünüyorsa da; ben Sinan Bür ve ekibiyle kulübü yönetmenin en gerçekçi tercih olacağını düşünüyorum.

Yapabileceğine dair en somut örnek de rahmetli Orhan Özselek'in başkanlık dönemleri.

O hiç yalan konuşmamış; hayal satmamış;

Gücü ve bilgisi oranında yetiştiği camiasını yönetmeye çalışmıştı.

Buradan kendisine bir kez daha rahmet diliyorum.

Şimdi üzerine alınan çıkarsa benim için bir sıkıntı yok!

Kendi payıma bazı adayların nereye kadar ve ne zamandır Bursasporlu (!) olduğundan kuşku duyuyorum.

Kulübümüzü; alınca nerede bırakacakları şüpheli maceraperestlere teslim edemeyiz.

O bakımdan iyi düşünmek gerekiyor!