Galler- Türkiye arasındaki milli maçı; cumartesi günü yazdığım için önemli bulduğum detayların teferruata girmeden özetle altını çizmek istiyorum.

Olur ya; işiniz vardır, dışarıda yemeğe gitmişsinizdir, ne bileyim misafir gelmiştir ya da canınız çekmediği için izleyememişsindir.

Merak edip birilerine sormadan ben duyurayım size o zaman.

Bir şey oynamadı milli takım dün gece!

Kötüydü; ne ilk yarıda, ne ikinci yarıda oyunu domine edemedi, önde basamadı, iki pozisyon dışında rakip kalede tehlike yaratamadı.

Kaleye tehlikeli bir şut atamadan bir maçı bitirmeyi başardı!

Çok şükür Allaha; vallahi büyük başarı!

Eften püften gereksiz kartlar görüp, sonunda 62. dakikada Barış Alper Yılmaz'ın ikinci sarı karttan atılmasıyla 10 kişi bile kaldı!

'İyi ya eksik, meksik 0-0 berabere kalarak Galler gibi bir rakipten hem de deplasmanda 1 puan almış takım. Nesini beğenmiyorsun' derseniz;

İzlemediğiniz için böyle konuşuyor olsanız da; bu takım da , oynadıkları futbol da benim gözümde eksik, yanlış ve defoluydu.

O zaman anlatmaya başlayalım.

2024 Avrupa Şampiyonasını forvetsiz oynayarak bitiren (!) Türkiye'nin aradan geçen onca sürede bu pozisyonu doldurabilme adına bir hamle yapamaması düşündürücüdür.

Dün gece de forvetsiz oynadık (!);

Barış Alper Yılmaz, Arda Güler, Kenan Yıldız triosunu o mevkiinin açığını kapatsınlar diye bir sağa, bir sola, bir ortaya koşturduk durduk!

85 milyonluk Türkiye; Avrupa'nın iştahını kabartan statlar, salonlar, pistler, havuzlar yaptı;

Bir tek futbolcu yetiştirmeyi beceremedi!.

Yetiştiremediğimiz gibi; futbol oynamasını da bilmiyoruz!

Bu kadar nüfusun içinden forvet çıkmıyorsa futbolu yönetenler oturup düşünmelidirler.

Çıkmıyorsa kabahat onların;

Çok mu zor birisini bulup yetiştirmek!

Vincenzo Montella milli takımı çalıştırdığı için dünyanın parasını alıyor; O zaman bulacaksın sevgili hocam, işin bu senin; neden bu süreçte forvet karakterli birisini takıma monte edemedin?

Başkaları sormasa da ben sorarım kusura bakma...

Düşündük mü acaba bunu? Federasyon başta olmak üzere kulüpler bu zaafımızın öz eleştirisi yaptılar mı?

Hiç sanmıyorum...

Bastır parayı getir Osimhen'i, Rafa Silva'yı, Edin Dzeko'yu;

Ama bir tane kendinden olan Türk forvet yetiştireme;

Zorunluluktan Barış Alper Yılmaz; Arda Güler, Kenan Yıldız gibi çakmalarla oyna!

Bu düzenle nasıl büyüyecek, rakiplerini nasıl yakalayacak Türk futbolu?

Hiç bir zaman...

Bana sorarsanız 'çıkmaz ayın son perşembesine';

Maç sonunda antrenör görüşlerini dinleyemedim.

Montella 'şöyleydik, böyleydik; şanssızdık' filan demişse sakın inanmayın!

Doğruyu söylememiştir....

İlk yarı Galler sürekli önde bastı; biz ise çaresizlik içinde ayağa iki pas yaparak hücuma çıkamadık.

İlk yarıda kornerimiz, şutumuz, atağımız yoktu.

İlk köşe vuruşunu ikinci yarının 47. dakikasında kazandık!

Organize ilk atağımızı da yine bu yarıda Arda Güler, Barış Alper Yılmaz işbirliğiyle geliştirebildik.

İlk yarıda top Galler'in % 70 gibi rekor bir istatistikle ayağında kaldı.

İkinci yarı bu istatistiği biraz dengelesek de; olgun atak geliştiremediğimiz için 'bir puan hiç yoktan iyidir' diyerek geriye yaslanıp  0-0'a yattık.

Şimdi yaygın medya 'Türkiye 10 kişiyle 1 puan aldı' diye zafer çığlıkları atarsa hiç şaşırmam.

Bu kadar kötü bir günümüzde alınan bir puan gerçekten iyidir;

Önemli olan sonrasında ne yapacağımız.

Bu kafa ve oyunla bir daha böyle büyük balık yakalayamayız.

Şans yanımızdaydı, rakip ise şanssız ve beceriksizdi.

Maçın özeti budur; ister inanın, ister inanmayın.

Avrupa Şampiyonası'ndan sonra 'sıfıra sıfır elde var sıfır' pozisyonumuz aynen devam ediyor.

Stat yaptık, tesis yaptık iyi güzel de;

Biraz da adam yetiştirin arkadaş; santrfor yani forvet bulun;

Lütfen!...