Dün sanki içime doğmuş gibi yazmıştım; 'Futbol Federasyonu Başkanlığına Mehmet Büyükekşi dışında her kes aday olabilir' diye.

İşte 'Büyükekşi olmasın da kim olursa olsun' diye öngördüklerimin en güçlüsü Servet Yardımcı bu /dün/ akşam üzeri yaptığı yazılı bir açıklama ile sadece adaylıktan değil, 7 yıldır yapmakta olduğu UEFA İcra Kurulu Üyeliği ve UEFA Avrupa Ulusal Federasyonlar Komitesi Başkanlığı görevlerinden de çekildiğini ifade etti!

Böylece meydan; Hollanda maçını Berlin Olimpiyat Stadı'nda elini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın omzuna koyarak izleyen Mehmet Büyükekşi'ye kalmış oldu!

Delegelerin büyük çoğunluğunun desteğini alan ve kazanacağı neredeyse garanti olan Servet Yardımcı'nın son dakika operasyonuyla devre dışı bırakılmasında kimlerin parmağının olduğunu bilmeyen ya salaktır, ya da geri zekalı!

Ben şimdi daha fazla konuşmayayım da; sözü Yardımcı'nın istifasına neden olan gelişmelere bırakayım isterseniz;

"Değerli futbol kamuoyu,

TFF'nin 18 Temmuz 2024 tarihinde olağanüstü seçim kararı almasının ardından, Türk futbolunda ve UEFA yönetiminde elde ettiğim bilgi ve deneyimleri, futbolumuzda temiz, şeffaf ve kurumsal bir yapı kurulması için seferber etmek amacıyla kullanmak üzere başkanlığa aday olmaya karar vermiştim.

UEFA'da yedi yılı aşkın zamandır devam eden görevim sırasında; 2019 Süper Kupa finalinin, Cumhuriyetimizin ve TFF'nin 100. yılını taçlandırmak adına 2023 Şampiyonlar Ligi finalinin, 2026 UEFA Avrupa Ligi finalinin, 2027 UEFA Konferans Ligi finalinin ülkemize kazandırılmasında, sayısız toplantı ve etkinliğin Türkiye'de gerçekleştirilmesinde, İtalya ile ortak düzenleyeceğimiz Euro 2032 Avrupa Futbol Şampiyonası'nın ev sahipliğinin kazanılmasında, kulüplerimiz için Avrupa kupalarına katılma izinlerinin alınmasında, yüzlerce konu ve davada kritik rol oynadım.

En büyük hedefim ve hayalim, Türk futbolunda ve UEFA'da elde ettiğim birikimi ülkemize kazandırmak ve Türk Futbolu'nun hak ettiği marka değerini elde etmesini sağlamak olduğu halde; sahip olduğum karakter ve terbiyem ile tamamen ters, yaptıklarımla ve tecrübelerimle asla örtüşmeyecek iftiralarla dolu kirli bir operasyona maruz bırakıldım.
TFF başkanlığına adaylığımı açıklamamın ardından, malum kirli yapı tarafından mevcut sistemin devam edebilmesi adına başlatılan kumpas, Rizeli Yardımcı ailesinin ve benimle birlikte yola çıkan insanların geçmişiyle ve ahlâkıyla asla bağdaşmayacak şekilde, yalanlarla, iftiralarla, kumpaslarla, şahsım, ailem, onurum, haysiyetim, itibarım, hedef alınmıştır.

Sahip olduğum aile terbiyem, edebim, yetiştirilme şeklim, böyle kirli bir düzenin karşısında durmamama, bana inanan, benimle birlikte yola çıkan insanların da kumpaslarla karşı karşıya kalmasına asla izin vermez.

Türkiye'nin her kesimi tarafından değiştirilmesi talep edilen bir futbol yapısının devam edebilmesi adına böyle bir operasyonla karşı karşıya bırakılmak, tüm futbol ailemiz adına da büyük bir sorundur.

Halen, seçimi kazanabilmek için yeterli imza sayısı ve destek elimizde olmasına rağmen, TFF başkan adaylığımdan, yedi yıldır devam eden UEFA İcra Kurulu Üyeliği ve UEFA Avrupa Ulusal Federasyonlar Komitesi Başkanlığı görevlerimden çekildiğimi saygılarımla yüce milletimize arz ederim.
Bugüne dek bana güvenen, destek olan, yanımda olan herkese teşekkür ederken, başta kulüp başkanlarımız olmak üzere herkesin haklarını helal etmelerini istiyorum"

Görüyorsunuz değil mi; Yardımcı'yı bir darp etmedikleri kalmış kısa zaman diliminde.

Sadece kendisini isteyenlerin değil, bu düzenin devam etmesini istemeyenlerin de açık ara en büyük başkan adayıydı Yardımcı ama; bir katakulli ile o makamdan uzaklaştırılmak istenenler tarafından tuzağa düşürüldü!

Çirkin düzenin savunucuları bu kumpasla amaçlarına ulaştıklarını sanıyorlarsa yanılıyorlar.

Er ya da geç bu kirli senaryonun yazarları deşifre olarak Türk futbolunun vicdanında yargılanacaklardır.

Sayın Büyükekşi;

Halil Umut Meler'in sahanın ortasında dövüldüğü günün akşamı federasyonun kapısının önünde kulüplerimizi kast ederek 'artık yeter' diye bağırmıştın hatırlatın mı?

Şimdi de biz senin için 'artık yeter' diye ses yükseltiyoruz.

Gerçekten yeter artık;

Başarısızsın;

Bir şeyi beceremedin;

Kulüpleri birbirine düşürdün;

Bir dediğin, bir dediğini tutmadı;

Cep telefonlarından çıkan 'by lock uygulamalarının' hesabını verememiş birisi (!) bırakın Türk futbolunu, kendi işlerini bile yönetemez !.

Siyasi iradenin icazetiyle yol alacağını düşünüyorsan da hiç heveslenme; daha fazla sürdüremezsin.

Kendin bırak git;

Yapacağın en büyük iyilik bu olacaktır.

Bakalım 18 Temmuz günü sandıkta birilerinin 'ille de olsun' diye işaret ettiği Mehmet Büyükekşi'mi kazanacak; yoksa bugün itibariyle şansını arttıran Trabzonspor'un eski başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu'mu?

Kulüpler o gün sadece başkan seçmeyecek, ülke futbolunun geleceği için de kararını verecek...

O bakımdan her kes aklını başına toplayarak oyunu kullanmalıdır.