12 yıl önce bu gece yani 14 Eylül'de;  

Şimdi yerinde yellerin estiği tarihi Atatürk Stadı'nda 'Şampiyonlar Ligi' müziğini dinletmişti taraftarlarına Bursaspor.

Rakip İspanyol devi Valencia idi.

90 dakikanın sonunda skor hezimet olsa da (0-4) Trabzonspor'dan sonra bu platformda mücadele eden ikinci Anadolu takımı olmanın gururunu yaşamış, sonucunu kafaya bile takmadan evlerimize dönmüştük.

Ne güzel günlermiş o günler.

Bugün de 14 Eylül idi;

Aradan geçen yıllar içinde rakiplerin ismi, ligin de adı değişti;

Yükseleceğimize düştük, büyüyeceğimize küçüldük.

Düşe düşe 2. Lig'e; Çorum FK ile rakip olana kadar getirdik işi!.

Eleştirmeyeceğim demiştim geçen hafta Bursaspor'u,

Vakıfköy ürünü körpecik çocuklara ihanet olacaktı dokunduracağım her satır.

Kaçanlarla, paraya tapanlar arkalarına bakmadan sıvışırken; kalkıp da bu körpe fidanlara insafsızlık yapamazdım.

2-1 yenildik; beklenilen skordu.

Ne bekliyordunuz ki?

Beni kahreden faktörler farklı.

Skordan ziyade; donan youtube yayınlarına katlanmak canımı acıtıyor!.

Hele 'Bursa kümeye' sloganlarını duyunca içimden bir şeyler kopup gidiyor, kahroluyorum.

Çorum'da dostça karşılanmışız !.

İyi de maç içinde ayyuka yükselen 'kümeye' sloganları dostluğun eseri miydi, yoksa gerçeği mi yüzümüze tokat gibi çarptı Çorumlu, Batmanlıdan sonra pek karar veremedim!.

Pankarta yazıp, stadyuma asmakla olmuyor çünkü kardeşlik denilen şey.

Bu türden tribün tablolarına alışacağız.

Böyle skorlara da...

Yapacak bir şey yok; bu kadarız, fazlası olamaz.

Yönetimle, Alinur başkana sabahtan akşama saydırsanız da bu kadarız, yarınlarda da.

 İkinci yarı öncesi bir mucize olur da tahta açılıp transfer yapılana kadar.

Yapılamazsa daha kötülerini yaşarız, her şey gün gibi ortada.

Top tutamıyor, pas yapamıyor, ileride çoğalamıyoruz.

Çünkü açığımız yok, orta sahamız yok, forvetimiz yok.

İki de bir donup kalan youtube yayını yüzünden ilk yarıyı neredeyse hiç izleyemedim.

Golleri de göremedim.

İkinci yarı ise şöyle böyle;

Rakibin gollerini Mehmet Akyüz ile Burak Çalık atmış.

Bizimkini de kadronun en genç isimlerinden Mustafa Genç.

Gollerini bile izleyemediğim bir maçın neresini eleştireyim ki !?

O zaman;

Şehir ve taraftar olarak sabredeceğiz, desteğimizi sürdüreceğiz, bu çocukları asla ve kata yerden yere vurmayacağız.

Bugünün suçunu onlara yüklemek hem günah, hem haksızlıktır.

Haydi bakalım Tahsin Tam hocam hocalığını göster de oyuncularının eksiklikleri pozitife dönüşsün.
Sonra da kazanmak için sahaya çıkmaya başlayalım.

Sosyal medya yıkılmıştır yine; 'o gitsin, bu gitsin, o hain, bu bilmem ne' diye atıp tutmalarla.

Ben de diyorum ki daha iyisini bilenlerle, paraları olanlar gelsin, kurtarsınlar kulübü !.

Daha 2011'de altımız oyulmaya başlanmışken tek kelime söyleyemeyenlerin; bugünle ilgili yapacakları eleştirilerinin hiç bir kıymet-i harbiyesi yoktur.

Ben verdiğim sözün sonuna arkasındayım, bugün de yarın da tek satır olumsuz yazmak yok;

İsterse amatöre düşelim.

Nokta...