Sakatlanmanın dayanılmaz hafifliği!

2024.06.24 17:37 - Son Güncellenme: 2024.06.25 08:50
A

Nazar değmiş olmasın Almanya'da mücadele eden 'bizim çocuklara'!

Baksanıza sakatlanan sakatlanana!..

Kaleci Mert Günok'tan sonra şimdi rezerv kalecilerden Doğan Alemdar'ın dün geceki antrenman sırasında sol diz ön çapraz bağları kopmuş!

Mecburiyetten kaleci yeterliliğini sağlama adına RAMS Başakşehirli Muhammed Şengezer Almanya'ya davet edilmiş. (Bursaspor'un eski kalecisi)

Mert Günok'un Gürcistan maçının bitiminde sahayı turp gibi terk edip, sabah kalkınca sakat olduğunun ortaya çıkması ister istemez insanın aklına' acaba uykusunda mı sakatlandı!' sorusunu akla getiriyor.

İşin esprisi tabii;

Ama yine de aklınızı kurcalıyor bu garip sakatlık;

Oyunun içinde rakip forvetlerle bire bir temastan kaynaklı bir darbe almamışken nasıl oluyor da birden bire oynayamayacak olanların kervanına katılıyor?

Sizce de öyle değil mi?

Real Madrid'de düz koşuda yaşadığı sakatlığa menüsküs tanısı konulduktan sonra ameliyat olan ve süreci rehabilitasyon görerek atlatan (!) Arda Güler'in eski günlerine dönüşünden işaretler vermesi başka bir sıkıntı.

Kasık ağrıları devam ediyormuş çocuğun;

Onun için Portekiz maçında sonradan oyuna sokulmuş;

Bir gün sonra yapılan idmanda da iyice elden ayaktan düşmesin diye düz koşularla ve tek başına çalışması öngörülmüş.

'Böyle tamamlamasını' isteyen hocası Vincenza Montella;

Yanında, yakınında ve sürekli iletişim halinde olduğu oyuncusunu korumaya çalışırken; 45 saniye bile tutmayan bir video görüntüsü üzerinden sosyal medyada lince uğrayan İtalyan hocanın sanırım önce bu ülkenin  'öküz altında buzağı aramada' açık ara önde giden tutucu ve bağnaz kafalarını rehabilite etmesi gerekecek.

Ne yapsaydı yani?

Yüklenmeye devam ederek iyice ıskartaya çıkmasını mı isteseydi?

Milliyetçi refleksle milli Takımın yanında saf tutmaya çalışırken; en az bizler kadar kadrosundaki her oyuncusunun sağlığını düşünenlere hamasi eleştirilerle hırpalamanın kime ne faydası olabilir ki?

Buraya kadar işin bir tarafıydı;

İkinci tarafında ise milli takım çalışmalarının teknik kurmaylar tarafından olması gerekenden daha ağır yüklemelerle sürdürüldüğü iddiaları var;

Kendi kulüplerinde bu tarz çalışmalara alışkın olmayan bünyelerin bu yüklenmeler sonucunda ağır sakatlıklar yaşadıkları sürekli tartışılıp, konuşuluyor.

Bu tarz idman programlarına kulüp aşamasında başlatılmasının tek çözüm olduğu ise işin uzmanlarının ortak görüşü.

Futbolda sıkça yaşanan ve gereksiz bir şekilde medyaya eleştiri konusu olan bu tartışmaların bir odağını da voleybolda yaşadık, yaşıyoruz.

Zehra Güneş'le Hande Baladın'ı FIVB Milletler Turnuvasında formalarından eden uzun süreli sakatlıklarının ağır idman programlarının bir sonucu olduğu öne sürülse de;

Olayın sporcu cephesine pek eleştiri yöneltenini ben kendi payıma görmedim!

Sporcunun hiç mi suçu yoktu bu sakatlıklarda?

Örneğin kendilerine ne kadar dikkat ettiler!

Özel yaşamlarından gereği kadar özveride bulundular mı?

Birbirinden farklı bu iki faktör bir bütün olarak değerlendirilebilirse daha sağlıklı bir sonuç elde edebileceğimizi söyleyebilirim.

Geçmiş olsun sakatlık geçiren kalecilerimiz Mert Günok'la, Doğan Alemdar'a;

Geçmiş olsun Türk futbolunun gözbebeği Arda Güler'e;

Tabii Zehra Güneş'le, Hande Baladın'a da;

Kendinize daha çok dikkat edin bundan böyle;

Yediğinize, içtiğinize, özel yaşamlarınıza;

Hatta uykunuza bile;

Sizlerin bir tarafına bir şeyler olunca; tasası 85 milyonun 'pireyi deve yapmada' uzman olan azınlığına düşüyor!

Bilip bilmeden, sorgulamadan açık kovalayan bu azınlık aslında bu güzel ülkenin ortak sancısı...


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları