Meslektaşlar Ergene Velimeşe-Bursaspor maçına neresinden girerek yazmaya başlayacaklar bilemem ama;

Benim gündemim Bursaspor bu ligde oynamaya mecbur kaldığı sürece sahaların rezilliği olacak!

Yazıktır, günahtır, ayıptır beyefendiler;

Sormayalım da, ne yapalım istersiniz?

Bu nasıl Spor Hizmetleri Genel Müdürlüğüdür?

Teşkilatlarınız hiç mi denetlemiyor, sorunlarını dinlemiyorsunuz?

Sayın Genel Müdür Vekili Prof. Dr Veli Ozan Çakır;

Sayın Spor Bakanı Osman Aşkın Bak;

Kayseri Erciyes'te garibanın kursağını çoktan unutan sucuk, köfte ile mandal partisi yapacağınıza (!) arada bir de olsa  elinizin altındaki tesislerle, görevlileri denetleyin!

 Neydi Tekirdağ'daki o sahanın zemini öyle?

'Tarla' demek yeminle 'tarlaya' ayıp olur!

Acayip bir yerlerde oynatılıyor 3. Lig maçları.

Futbolla hiç alakası olmayan; adına 'stat' denilen garabet mekanlarda...

Tekirdağ'daki 'Mustafa Kemal Atatürk' Stadı'nın zeminini tam olarak tarif edemediysem kusuruma bakmayın...

Hiç mir şeye benzetemedim çünkü!

'Ayın yüzü; Marsın yüzü' bu garabetten daha iyi çıkabilir!

Atatürk'ün adına hürmeten insan biraz özen gösterir değil mi?

İlk maçta Düzce rezaletti;

Bursa 100. Yıl Atatürk ise hayal bir kırıklığı;

Dün de Tekirdağ'da rezaletin son perdesiyle yüzleştik.

Düzce ve Tekirdağ'ın Spor İl Müdürleri ne işe yarar acaba?

'Çim üzerine toprak karışımı desem mi ki!

Ahmet İlhan Özek penaltı atacak; bir dakikaya yakın kirecin dibini kazıdı topu yerleştirebilmek için!

Beyaz yuvarlağa koyduktan sonra da vururken sakatlanmamak için!

Futbolcuların sağlıklarıyla oynuyorlar resmen;

Allah korusun sakatlık olsa sezonu kapatırlar.

Vicdan, insaf beyefendiler;

Çaresi elbette var; kesin ve net çözümü söylüyorum o zaman.

Futbol Federasyonu yeni sezon itibariyle 3. Lig kriterlerini kesinlikle değiştirmelidir.

Adam gibi çim zemini ile stadı olmayan ili, ilçeyi, kasabayı, lige kabul etmesinler.

'Prosedürmüş, yasaymış' bırakın Allah aşkına.

Önce futbol oynanacak ortamı sağlasınlar, sonra profesyonelliğe soyunsunlar...

Becerebilenleri alırlar, yapamayan da gider kumda, toprakta oynamaya devam eder;

Bu kadar basit;

Daha ortada maç filan yok; henüz giremedim dikkat ettiniz mi?

'Kim nasıl oynadı, taktik neydi goller nasıl atıldı, 3-5-2, 4-4-2, 4-2-3-1 filan umurumda değil.'

Önemli olan futbolcunun, sporcunun sağlığı.

Bursaspor Ergene Velimeşe'nin Nuh Nebi'den kalma Mustafa Kemal Atatürk Stadından çok değerli üç puan çıkardı.

Neredeyse hiç zorlanmadı.

Futbolcular sadece rakibe değil, milat öncesinden kalma zeminine karşı da amansız bir mücadele verdiler.

İki pas yapmanın çok zor olduğu böyle bir ortamda düdükle birlikte oyunu rakip alana yıkarak pozisyon üstüne pozisyon yakaladılar.

Kazanılan sağlı sollu köşe vuruşları bunun bir kanıtı gibiydi.

Rakip kendi yarı alanından ileriye neredeyse hiç çıkamadı.

14. dakikada kazanılan köşe atışında Furkan Özyapı, Yiğitali Bayrak'ın sağdan ortasında savunmanın uzaklaştıramadığı topu yayın üzerinde yakalayıp harika bir sol ayak içiyle kalecinin sağından doksana taktı. (0-1)

Jeneriklik bir vuruş sonrasında gelen gol takımı oyuna daha da motive etti.

Sağdan Ahmet İlhan Özek, soldan İlhan Depe'nin bindirmelerinde Ergene Velimeşe kalesinde zor anlar yaşadı.

İlhan Depe; Ahmet İlhan Özek'in servisleriyle yakaladığı iki  net pozisyonda ağları görebilse maç ilk yarıda kopup gidecekti.

İkinci yarı Bursaspor'un rakipten ziyade sahanın fiziki zorluklarıyla mücadelesi hız kesmeden devam etti.

53. dakikada İlhan Depe'nin soldan getirdiği topta rakip savunmada tam bir kaos yaşandı. Mücahit Can Akçay arkası dönük bir şekilde ve zor durumda vuruşunu yapacakken  formasından çekilerek düşürülünce; hakem tereddütsüz penaltıyı verdi.

Faulü yapan Arif Özerli'de ikinci sarı karttan kırmızı ile oyundan atıldı.

Ahmet İlhan Özek penaltı beyazının bulunduğu tümsekteki teferruatları eliyle eşeleyip attıktan sonra (!) topu ve kaleciyi ters köşelere göndererek Bursaspor'u rahatlattı. (0-2)

59. dakikada Mücahit Can Akçay topsuz alanda ve hiç gereği yokken Sefa'ya dirseğiyle vurunca direkt kırmızı kart görerek takımını 10 kişi bıraktı.

Bu yarıda risk alarak ileri çıkan rakip savunmanın arkasına geriden atılan uzun toplarla sarkan Bursaspor yine böyle uzun bir topta ve 80. dakikada; 'dünyaları kaçıran' İlhan Depe ile üçüncü golüne kavuştu.

Oyuncunun yayın üzerinden ve yerden yaptığı sert vuruşta kaleci zeminin azizliğine uğrayıp kontrpiyede kalınca skor 3-0 oldu.

Pablo Martin Batalla kenardaki sakin ve heyecansız görüntüsüne karşın; yaptığı dokunuşlarıyla farkını göstermeye başladı.

Bu maçta da her hamlesi yerinde ve doğruydu;

İkinci yarının başında Eren Tunalı'nın yerine giren defansif sağ oyuncu Hamza Gür; sahanın içine getirdiği aksiyonla kanat hücumlarını yönlendirmeye başladı.

Kazanma olgusu yerleştikçe oynanan futbolun da seviye atlayacağına inanıyorum.

Geniş ve potansiyelli rotasyonumuzla rakiplere ilk başından göz dağı vermek de önemli bir artısı gibi duruyor Bursaspor'un.

Ev sahibi takım yöneticilerinin jestiyle tribünlerde belirlenen kontenjanın çok üzerinde Bursaspor taraftarı vardı.

Hiç susmadan maç boyunca verdikleri tertemiz destekle Bursaspor'a güç verdiler.  

Bursaspor'u tekrar Süper Lig'de görme temennilerini asılan pankartla dillendirmelerini çok önemsedim.

Teşekkürler Tekirdağ; teşekkürler Ergene Velimeşe;

Sporda dost kazanarak yol yürümek kadar güzel ve anlamlı başka bir şey daha yok;

Böyle görüntülerin devamını başka şehir ve statlarda da görebilme dileğiyle.