Kimsenin tarafı olmadan 1 saat 5 dakika 'bursadabugün''ün canlı yayınında Bursaspor'u tartıştık Başkan Recep Günay ile...

Masaya oturmadan peşin, peşin 'her şeyi sorarım, ona göre' dedim...

Çekince koyanları iyi bildiğim için yanıtı biraz şaşırtıcı oldu.

'Ben hazırım. Hiç fark etmez. Aklına gelenlerle, sana gelen sorularda dahil, ne varsa hepsini sorabilirsin' dedi.

Programa tam hazırlık gelmiş.

Elinde tomarla dosyalarla, arasına sıkıştırdığı kağıt notlar;

Sarı bir fosforlu kalem; sürekli getirdiklerinin üzerini çiziyor !.

Daha sonra açıkladı.

Sorulursa; yanıt verirken yayın sırasında sayfa karıştırmamak içinmiş!

Pratik olmayı; kulübün dava dosyalarının takip ederken öğrenmiş!

Şimdi yazımın içeriğinden bağımsız olarak ve her şeyi bir kenara bırakarak altını çizmek istiyorum.

Bursaspor'da bir çok başkanla bire bir çok sayıda röportajlar yaptım.

İçtenliğimle söylüyorum; hiç birisinde Recep Günay'ın birikimi ile karşılaşmadım.

Karşıma sanki bir kulüp başkanı değil de; bir avukat oturmuşum!

Her konuya vakıf olması beni şaşırttı.

Anında yanıtladı, hiç duraksamadan.

Elindeki belgeler kim bilir kaç yıllıktı.

Çantaya sokup çıkartırken kırılıp buruşmuş dosyalar;

Çizik atmaktan üzerine çizik atacak yer kalmamış not kağıtları!

Bir es daha vererek araya girmek istiyorum.

Recep başkanı eleştirecekseniz eleştirdiğiniz konularda onun kadar bilgili ve donanımlı olmak zorundasınız.

Yoksa çırak çıkmanız kaçınılmazdır!

Para, pul, itibar, kariyer zayıf olsa da; kulüpten götürenlerle, götürdüklerinin üzerine yatmaya çalışanların o hayatta olduğu sürece temize çıkma şansları neredeyse sıfır!.

Biraz iddialı bir cümle oldu sanırım.

Ama benim gibi ayni masaya otursanız; fikriniz 'yüzde yüz' değişecektir kalıbımı basarım.

Hepsini tek tek yapanlarla birlikte (!) mahkemeye vererek takibine geçmiş.

Hukuki sürecin bitmesini bekleniyor.

Kendisini 'benim Bursaspor'dan 5 kuruş menfaatim yok. Tersine kulübün gasp edilmiş paralarının takibini yapıyorum' şeklinde savundu.

Şaşırmamak elde değil konuşmaya başlayınca.

Çünkü;

Seveni istisnalar dışında yok gibi; eleştiri, hakaret küfürse gırla.

Röportajımızın bir yerinde onu da sordum kendisine.

'Seninki de iş değil, madem bu kadar istenmiyorsun bırak git, herkes bunu bekliyor senden'...

Çok ilginç bir yanıt geldi Günay'dan. 'Ben bırakırsam bir hafta sonra tesisin elektrikleriyle, doğalgazı kesilir. Takım sahaya çıkamaz. Deplasmana gidemez. Antrenörler görevini bırakır.'

Parayı nereden buluyor peki?

Kendisinde de yok, yönetiminde de !.

Belediye çoktan resti çekmiş.

Sponsorları olmalı.

Sıkıştırınca 'buluyoruz bir yerden' dedi, ötesini açıklamadı.

Aklımdan şunlar geçmedi değil.

'İnsan istenmediği yerde durur mu?

İki hafta için geldi, koltuğa iyice yerleşti !.

Galiba bırakmaya hiç niyeti yok.

Normal seçim takvimi beklenecek.

Ne diyorsun başkan!?

'Ciddi bir aday çıksın yarın bırakmazsam namerdim. İsmi geçenlerin kendilerine hayrı yok!..

Bursaspor'u çulsuzlara teslim edemeyiz.

Divan Başkanı Galip Sakder'e teklifte bulundu, 'gelsin başkan olsun kulübü yönetsin' diye.

Eski futbolcu, takım kaptanı ve genel menacer Sinan Bür ve ekibine dönerek;

'Ekibiyle imza topladı. Liste yapsaydılar?

Neden adam arıyorsunuz ki? 

Bursasporlu Profesyonel Futbolcular Derneği, Bursa Fan Club olarak etkinsiniz. Şimdi de aday çıkartabilirsiniz. Buyurun. Tarih verin karar alalım. Almazsam o zaman konuşun.'

Hep üfürecek değil ya; bu çıkışına kim hayır diyebilir?

Sahi neden çıkmıyor kimse!?

Haksız da sayılmaz.

O zaman muhataplarına dönelim. 'Elinizden tutan yok, Bursaspor'u seven buyursun er meydanına...

Eski başkanlardan, siyasetçi ve iş adamı Cavit Çağlar'ın kendisini ziyaretinden sonraki süreci de masaya yatırdık.

Hiç bir somut adım atılmamış bu görüşmeden sonra;

Anlatmak istemese de, eski başkan ve siyasetçi iş adamı bir rüzgar estirdikten sonra köşesine çekilmiş; ya da ben öyle yorumladım!..

Nerede eski başkanlar; nerede fırsatını bulunca Bursaspor'u çok sevdiklerini dile getirmekten çekinmeyen iş ve sanayi çevreleri?

Kimsecikler yok, ortalık ıssız ve sakin!

Kimin kapısı çalındıysa eli boş çıkmışlar dışarıya.

Sözün özü Bursaspor'u sevmek hikaye (!), batarsa batsın.

Ve şöyle bir itirafta daha bulundu ki; altına tereddütsüz imzayı atarım.

'Engin ağabey, kulübü şampiyon yapıp, yeniden Süper Lig'e çıkarmışsın. O başkanın Bursa'da 4-0 yenildiğimiz bir Fenerbahçe maçı sırasında ölmüş babasına küfür ediyorsun. O baba ki Bursaspor'da yöneticilik de yapmış. Aileye ağza alınmadık hakaretler; o başkan da üçüncü golden sonra stadyumu ağlayarak terk ediyor. Bir daha gelip o koltuğa oturmak ister mi?

İstemez gerçekten, istememekte de haklı...

Diğer eski başkanlarda onun için gelmek istemiyorlar zaten.

'Hem paramı vereceğim, hem küfür yiyeceğim. Yok böyle bir dünya' diyorlar.

Bir kısım taraftar olaya kendi penceresinden bakıyor.

Sırf kendisi için düşünüyor. 

Kulüp için değil.

İnsanları soğuttular bir kere.

Öz eleştiri yapmazsınız doğruya ulaşamazsınız'

Günay giderse kulüp düzlüğe çıkabilir mi?

Bırakırsa kulübün kayyuma kalacağı iddiasında.

Ona göre;

'Kimse çıkmaz, kimse gelmez. Hadi buyursunlar hodri meydan'.

Ben de buradan sizlere topu atıyorum.

'Var mı bildiğiniz bir babayiğit bu yükün altına girebilecek kalibrede?

Varsa medya olarak elimizi taşın altına koyarak; hep beraber o aslan yüreklileri yönetime seçelim?

Bence yok...

'Recep Günay gitsin' dışında tartıştığımız başka bir konu var mı Bursaspor'un üzerine. ?...

Duymadım da, görmedim de...

Sözün özü;

Çoktan ölmüşüz, ağlayanımız yok.

Bu röportaj, bu satırlar da yarın; bilemediniz iki üç gün sonra unutulup gidecek.

Sonra tekrar eski gündemimize döneceğiz.

'Recep istifa, bırak o koltuğu, Bursaspor'a ihanet etme !'

Recep giderse yeni birisi mutlaka gelir de;

Ama nasıl birisi?

Söyleyeyim mi?

Yine parasız, yine güçsüz, yine sıradan birisi!

Bir hafta geçmeden de hep beraber ağlanmaya başlarız.

'Ben kulübün bu kadar batık olduğunu bilmiyordum. Yoksa gelmezdim!.'

Günay'da ayni şeyleri söyledi dün bana canlı yayında.

'Biliyordum ama; bu kadar batık olduğumuzu bilmiyordum' diyerek.

Ben de gelecek adaylara sormak istiyorum.

'Bilmiyorsanız niye oturdunuz o koltuğa o zaman!'

Siz olmadan da nasılsa yönetiliyordu kulüp bir şekilde;

Ekstradan bir çözüm öneriniz, paranız, pulunuz, lobiniz, arkanız yoktu da niye ikide bir ' o gitsin, ben geleyim' derdine düştünüz!

Yok ki birbirinizden farkınız;

Bilmem anlatabiliyor muyum?

Son not: Recep Günay Futbol Federasyonunun ulusal lisans alma kriterlerinin ikinci ligi kapsamadığını iddia etti.

'Böyle bir durum söz konusu değil; Kimseye uygulamamışlar, bize uygulanırsa art niyet arar, dava açarız' yanıtını verdi.

Bunun takibini yapacağız.

Alt yapıdaki altın jenerasyondan üç futbolcunun Fenerbahçe'ye satılması konusuna gelince;

Böyle bir olasılık biraz zor görünüyor.

Oyuncuların yaşı tutmadığı için transferleri kulübün vereceği izne bağlı...

Tek başlarına çekip gidemiyorlar.

Oyuncular gitmeyi kafaya koymuş olsa bile; Bursaspor satmak istemedikçe bir yere kıpırdayamıyorlar.

Kulübün geleceği için çok önemli bir konu; peşini bırakmayacağız.