Bursa'nın çiçeği burnunda Gençlik ve Spor İl Müdürü Rahmi Aksoy ilk röportajını bursadabugun.com'a verdi.

Salih Başparmak'tan görevi devralan Aksoy; Osmanlı'nın önemli payitahtlarından Bursa'ya devletin de desteğini alarak en iyi şekilde hizmet vermeye geldiğini söyledi.

1970 Erzurum doğumlu Aksoy, Erzurum Atatürk Üniversitesi Eğitim Fakültesi mezunu. Yaklaşık 17 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı'nda Eğitim Dairesi Başkanı olarak yeni görevine başlamış.

9 yıllık görev süresinin sonunda bakanlığın statü değiştirmesinden sonra yine aynı yerde bakanlık baş müfettişi olarak 2,5 yıl daha çalışmış.

Haziran ayı içinde de şimdiki görev yeri olan Bursa'ya Gençlik ve Spor İl Müdürü olarak ataması yapılan Aksoy sporun her dalıyla yakından ilgilenmeye çalışıyor. Ayrıcalıklı olduğu dal ise yüzme. Geç yaşlarda başladığı bu sporda hatırı sayılır dereceleri var Aksoy'un.

4 kez İstanbul Avrasya, bir kez de Çanakkale Yüzme Maratonu'na bilfiil yüzücü olarak katılarak dereceler elde eden yeni müdürümüz, bu alışkanlığını sürdürmeye devam ediyor. Her sabah düzenli olarak yüzdüğünü söyleyen Aksoy'un en büyük hedeflerinden birisi; ileride görev yaptığı Bursa'da da uluslararası çapta bir yüzme organizasyonunun yaşama geçirilmesine ön ayak olabilmek.

Bursa görevine başlar başlamaz müdürlük personelinden tesislerle ilgili brifingler alan Aksoy'a ilk sorumuz gözlemlediği önemli eksikliklerle ilgili oldu.

'Bursa'nın tesis bağlamında eksiği değil, fazlası var' diyen Aksoy şöyle devam etti.

'Açıkçası beklediğimden daha da iyi durumda bir tesis potansiyeliyle karşılaştım. Sadece merkezle bağlı kalmayıp, şehrimizin uzak ilçelerine kadar giderek bilgi edinmeye çalıştım. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Bursa tesis olarak hayli zengin bir şehir ve öyle önemli eksikliklerimiz yok.

Sadece onarılması gerekenler var. Bunlarla ilgili de yoğun bir şekilde çalışıyoruz.

İhale aşamasına gelmiş olanların da bütçe olanaklarımız ölçüsünde yaşama geçirilmesi için gerekli gayreti sarf ediyoruz.

Kendimize denk illerle ya da muadillerimizle bir mukayese yapılınca eksiğimizin değil, fazlamızın olduğunun altını çizebilirim. Zaten Cezayir'de devam etmekte olan 19. Akdeniz Oyunları'nda Bursalı sporcularımızın elde ettiği başarılar bize; ilimizdeki mevcut tesislerin her birisinin performanslarına olumlu yönde katkı yaptığını gösteriyor.'

Bir diğer sorumuz; Bursa'nın uluslararası organizasyonlar düzenleyebilmesi noktasında öncelikli olarak gözlemlediği bir eksikliği var mıydı?; buna da şöyle yanıt verdi.

' Bu konu Bursa İl Müdürlüğü olarak bizim olduğu kadar, devletimizin de sorumluluk alanı içinde. Ülke olarak her branşta, Avrupa ile rahatlıkla rekabet edebilecek tesislere sahibiz. Her türlü uluslararası organizasyonu da çok rahatlıkla ve başarıyla yerine getiriyoruz. Bu noktada Bursa olarak bize de bir görev düşerse, genel müdürlümüzün katkılarıyla alt yapı olarak karşılamaya hazırız. Yeni tesislerin yapımı için bakanlığımıza öngörülerde bulunabiliriz. Tespitlerimi yapıp, ihtiyaçlarımızı belirleyerek bakanlığımızla istişarelerde bulunacağız. İlgili birimler nezdinde de takibini yapacağız. Kısa sürede yaptığım gözlemlerimden Bursa'nın üzerine düştüğü taktirde her türlü uluslararası organizasyonu düzenleyerek, bunun altından başarıyla kalkabileceği bilgisini edindim'. Özetlersek; bize yönlendirildiğinde herhangi bir uluslararası organizasyonu kaldırabilecek alt yapı zenginliğine sahibiz şehir olarak.'

Peki henüz görevinde yeni olmasına karşın Bursa için aklından geçen herhangi bir organizasyon var mıydı yeni müdürümüzün, bu konuda da çok farklı bir çıkışı oldu.

'Yüzen ve yüzmeye meraklı birisi olarak, Bursa'da İstanbul Boğazı'nda olduğu gibi bir yüzme maratonu düzenlenmesi için çalışmalar yapılabilir. Bursa şehir olarak bu sporu yapmaya çok müsait bir bölge. İstanbul gibi kıtalararası olamasa da, yakın ülkelerden katılımcılarla birlikte çok güzel bir yarışma düzenlenebilir. Bunu yıllar içinde geleneksel hale getirebiliriz de. Tabii bu tür yarışmaların Bursalılar tarafından da benimsenmesi şart. Algısı,felsefesi ve düşünmesiyle top yekun bir çalışma gerektiriyor, bir de neyi istediğimizi bilmemiz; fizik olarak uygun mu bakılması gerekir. Bazen insanın her istediği şey olmayabiliyor da.'

'Cezayir Oran'da altın madalya kazanan Bursalı sporcuları dün / önceki/ akşam İstanbul'da karşılayarak Bursa'ya kadar refakat ettiniz. Bu çocukları ödül yönetmeliğinin dışında nasıl onore edebiliriz?' şeklindeki sorumuza da kendi bakış açısıyla şöyle yanıtladı Aksoy.

'Marifet iltifata tabidir demiş büyüklerimiz. Sadece Bursa için değil, Türk sporu adına da çok değerli bu çocuklar ve yurt dışında bayrağımızı dalgalandırıp, İstiklal Marşımızı dinletirken, göğsümüzü de kabarttılar. Elbette taltif edilmeleri gerekiyor. Biz karşılamalarını yaptık. Sayın valimiz de kendilerini kabul edecekler. Sadece mülki erkanın, protokolün değil; şehrin, iş adamlarımızın da kendilerine sahip çıkmalarını, karınca kararınca ödüllendirmelerini bekliyoruz. Yerel ve ulusal medyada haber ve yorumlarıyla katkı sunmalılar. Kısacası ortaklaşa bir sahiplenmeyi yaşama geçirmeliyiz. Gelecek kuşak yollarını çizerken, bu çocuklarımızdan öykünmelidirler.'