'Oynar gibi' yaparak, kendimizi kandırıyoruz...

2024.05.08 17:07 - Son Güncellenme: 2024.05.08 17:09
A

Maç bittiğinde yorulduğumu hissettim!

(PSG) Paris Saint Germain-Borussia Dortmund arasındaki Şampiyonlar Ligi yarı final rövanş karşılaşmasından söz ediyorum.

Ekran başındaydım;

Yürümedim, koşmadım ama yoruldum!

Nasıl mı?

Pozisyon zenginliğinden;

İki takımın müthiş tempolu futbolundan;

Direkleri mitralyöz gibi döven o birbirinden sert, füze misali şutlardan;

En çok da gözlerim yoruldu;

Bir sağa, bir sola fıldır, fıldır dönmekten!

Daha nasıl anlatayım size!

Türkiye'de futbol insana sadece 'laf kalabalığı' demek olan geyik muhabbeti yaptırırken;

Avrupalı teferruatı bir kenara bırakıp, salt göze ve ruha hitap ederken; bu sporun en ikircikli nüanslarını sanatçı edasıyla ve müthiş bir kompozisyonla sunuyorlar seyirciye...

Bayılıyorsunuz;

Diğer taraftan da yorulurken, doyuyorsunuz...

Futbolun aklınıza gelebilecek bütün detayları bu ligin özeti gibi...

Yani Şampiyonlar Ligi;

Orası bir başka dünya, Türkiye ikinci kategoride kendisine sığınacak liman arayan bir statüden ötesine geçemiyor.

Hiç bir şeyimiz, oranın hiç bir şeyine denk değil;

Sürat, hız, teknik, pas kalitesi, şut sürati, geçiş hücumu, çalım, son vuruş;

Biz bu mevkilerin yolcusu değiliz;

Haddimizi bilelim yeter!

Niye bu kadar mı karamsar konuştum?

Niye kendimizi yerden yere mi vurdum!

Hep birlikte görüyoruz arkadaş; mal meydanda!

Öyle bir oynuyorlar ki nefesiniz kesiliyor;

Bu kadar sayıp döktüysem; sebebi Paris Saint Germain ile Borussia Dordmunt'tur!

Döktürdüler, mest ettiler...

Paris Saint Germain'in farklı kramponlardan 5 şutu adeta direklerle arkadaş oldu;

Üstü, altı, dibi, köşesi nişanlamadık yer bırakmadılar!

İki tanesi çerçeveyi tutsa Dortmund rezil olurdu;

Şans melekleri yanlarında olunca attıklarının üzerine yatarak finale çıktılar.

Ama bir dakika bile olsun futbolu çirkinleştirmediler.

Savunmada akıllıydılar, orta sahada çok adamla birikerek ve topu olabildiğince kontrollerinde tutmaya çalışarak ayakta kalmayı başardılar.

Bu tarz oyun da bir futbol sistemidir.

Dan dun yok, rast gele oraya buraya vurmak yok, yere yattıktan sonra dakikalarca 'sakatlandım' ayağına numara çekerek zamana oynamak yok...  

Her şey edebince ve kararınca...

Onun için Şampiyonlar Ligi'nin verdiği keyfi hiç bir organizasyona değişmiyorum;

Futbolda da öyle, basketbolda da.

'Champions League, Euroleague'

O kadar...

Avrupa Şampiyonası ile dünya kupalarına bile değişmem...

Dün akşam bir kez daha bunun farkına vardım...

Şimdi;

Bizim büyükler tayfası iki üç maç sonra sezon bitsin geyiğe başlarlar!

'Şunu getiriyoruz, bunu getiriyoruz '.

'Seneye hedef Şampiyonlar Ligi'nde derece yapmak!'

Getireceklerini de göreceğiz, oynayacakları futbolu da!

Getirir getirir; son dakikada ikinci sınıf birisinden tokadı yiyerek geri dönerler!.

Fenerbahçe öyle yapmadı mı?

2000'den beri kulüpler düzeyinde Avrupa'da derece yapamıyoruz...

Tam 24 yıl olmuş...

Paris Saint Germain- Borussia Dortmund maçı bittikten sonra kendi kendime 'bir 24 yıl daha bekleriz' dedim...

Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin ilk başkanlarından Samim Var (Arap Samim), yıllar yıllar önce yaşadığı İsviçre'den hezimetle biten bir milli maçımızın sonunda yazısını çalıştığı gazetesine aktarırken 'Biz Türkler futbol oynamasını bilmiyoruz, daha kötüsü futbol oynayamadığımızı bile bilmiyoruz!' şeklinde kinayeli bir cümle kullanmıştı.

Rahmetlinin mekanı cennet olsun;

O günden, bugüne Türk futbolunda çok fazla bir şey değişmedi!

Oynar gibi yaparak, kendimizi kandırmaya devam ediyoruz!


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları