Tofaş; FIBA Euro Cup normal sezonu A Grubunda karşılaştığı Güney Kıbrıs temsilcisi Petrolina AEK önünde maçın son 4.05 dakikasını yerli oyuncularıyla tamamladı.

Coach Orhun Ene oyuna soktuğu Özgür Cengiz, Demircan Demir, Ali Taşkın, Cem Küçüközkan ve Berk Demir'in bu süreçteki ufak tefek hatalarını tolera ederek hiç değiştirmeden maçı tamamladı.

Genelde antrenörlerin hangi kategoride oynarlarsa oynasınlar kadrolarındaki yerli oyunculara göstermelik süreler tanıyarak maçlarını tamamladığı göz önüne alınırsa; Orhun Ene'nin bu hamlesi çok dikkat çekici ve taktire şayandı.

Belki iddialı bir söylem olacak ama; baktım, araştırdım; başka birisine daha rastlayamadım.

Çoğu kulüpte yerlilerin yabancı bolluğu nedeniyle 'firugan muamelesi' görerek tribüne çıkartıldığı günümüzde Tofaş; bu devimini tersine çevirerek Türkiye'ye rol modellik yapmakta.

Oyuncular bu kulüpte performanslarının karşılığı kadar dakika alarak basketbol oynamanın ve basketbolcu olmanın keyfini çıkartıyorlar.

Çevrenize bakınca fark edeceksiniz.

Formalarını giydikleri kulüplerde oynadıkları maçlarda açılan farka karşın şans bulamamanın ezikliği içinde öz güvenlerini kaybederek körlenen o kadar çok sayıda yerli oyuncu var ki...

Daha önce de bir yazımda 'basketbolcu olmak isteyen yerli oyuncu varsa Tofaş'a gelmeli' diye altını kalın kalın çizerek anlatmaya çalışmıştım.

Yineliyorum...

Orhun Eneli Tofaş'a gelmek 'yeniden doğmak' gibi bir şey!

Basketbolcu olmanın niyetine giren bu camiada kendini göstererek hedefini daha yukarılara taşıyabilir.

Zaten belirli bir seviyede iseler; 'küllerinden yeniden doğarak' 'sen neymişsin be arkadaş' dedirtmek de ellerinde!

Örnek mi?

Bursaspor'da 'orta şekerli' oynadıktan sonra transfer olduğu Türk Telekom'da sezonun büyük bölümünü kenarda oturarak tamamlayan Yiğitcan Saybir  Tofaş'a geldikten sonra an itibariyle ligin en dikkat çeken yerli oyuncularından birisi oluverdi.

Yiğitcan savunma hırsı, çaldığı topları, hızlı hücum sonrası spektaküler smaçlarıyla Tofaş tribünlerinin en beğendiği isimlerden birisi an itibariyle.

Darüşşafaka'dan gelen Berk Demir ayni pozisyonu paylaştığı Yiğitcan Saybir'le giriştiği forma kapma rekabetinde performansını eski kulübünün bir tık yukarısına taşıyarak önemli bir hamle oyuncusu haline geldi.

Takımın 'yerli ağır ağabeylerinden' Tolga Geçim'i de her maç mutlaka parkede izliyoruz.

P. KSK' dan gelen Demircan Demir kendisini transfer ettirenleri mahcup etmeme adına aldığı süreler içindeki katkısını yukarılara çekmeye çalışırken;

AEK önünde 'ilk resmi maçını oynayan' Ali Taşkın bu seviyedeki bir oyuncu için çok iyi sayılacak 5.52 dakika ile Tofaş'taki ısınma turunu başarıyla tamamladı.

Bu sezonun transferlerini yaparken her pozisyon için yabancı getirten Orhun Ene sadece '4 numarayı' pas geçerek tercihini yerliler için kullanmıştı. (Yiğitcan Saybir'le Berk Demir)

Süreç Ene'yi bu seçiminde ne kadar doğru karar verdiğini kanıtlamaya yetti.

Başka coach olsa; oraya da bir ABD'li ya da Avrupalı getirterek boş delik bırakmazdı!

Onun için diyorum ki;

Yerli oyuncular Orhun Ene'nin değerini iyi bilmeliler.

Özellikle Özgür Cengiz'le, Demircan Demir.

Basketbolcu olacaksanız bu kulüpte olabilirsiniz.

Gelişemezseniz sizin hatalarınızdandır.

Bundan sonraki durağınız geriye gitmenizin başlangıcı olur;

Kenarda koltukları ısıtarak arkadaşlarınıza havlu ve su servisi yaparsanız başka bir şey değil!

Kendisini çok sevdiğimden ya da dostum olduğu için değil;

'Doğrusu bu' olduğu için söylüyorum.

Orhun Ene hem Tofaş, hem de Türk basketbolu adına büyük bir şanstır.

Yabancıların cirit attığı bir basketbol platformunda 'inadına yerli' diyerek onlara her türlü koşulda sınırsız özgürlük tanımak bir cesaret ve yürek işidir.

Elinde imkan varken işin kolayına kaçacağına, zoru seçen Ene'yi yürekten kutluyorum.

Yolu açık, şansı bol olsun...