Salı akşamı Galatasaray ile İstanbulspor arasında oynanan Süper Lig maçını izlerken dikkatimi çekmişti zemindeki gariplik.

Çünkü;

Düşen oyuncu ayağa yeşile boyanmış bir şekilde kalkıyordu!

'Ne olmuştu, ne yapılmıştı da oyuncuların formaları renk değiştiriyordu' kokusu sonradan ortaya çıktı.

Her kesin şaşırdığını tahmin ediyorum.

Özellikle yayıncı kuruluşun spikeri daha fazla dayanamayıp ağzındaki baklayı çıkarıverdi!

Faul sonrasında oyunculara bukalemun gibi renk değiştirten ve 'bu kadarı da olmaz' dedirten skandalın sebebini açıklayalım o zaman.

Mayıs ayında Şampiyonlar Ligi finaline ev sahipliği yapan Atatürk Olimpiyat Stadı'nın o zümrüt yeşili zemini aradan geçen süreçte yeteri kadar bakım yapılmadığı için yanmış (!);

İlgililerde çare olarak 'yeşil renge, yeşil makyaj yapmak' mantığıyla hareket ederek kelleşen bölümlere gıda boyasıyla fön çekmişlerdi!!

Olacak şey değil mi?

Doğal yeşile; gıda boyasıyla yama yapmak!

Bilgisizliğin yaşattığı bu katliam unutulacak gibi değil.

Belki de ömrünü bitirdiler o güzel zeminin.

Muhtemel bir daha eskisi gibi yeşermeyecek;

Kuruyup gidecektir.

Kelleşmiş bölgelere organik olarak yama yapılmış olsa; zemindeki çim; bir bilemediniz iki hafta sonra eskisinden daha sağlıklı büyüyerek, sezon öncesi yeşilliğine kavuşabilirdi.

'Akıllara takılan soru şudur' diye düşünüyorum.

Operasyon öncesi konusunda uzman bir Ziraat Mühendisi ya da çim uzmanına danışıldıysa zeminin geleceği için garantisi alındı mı?

Danışılmadıysa karar stadyumun personelinden mi çıktı?

Maçtan sonra bu büyük ihmalin üzerine gidilerek, sorumlularından hesap sorulacağına inanıyorum.

Galatasaray cephesi bu rezaleti; gece boyunca sosyal medyadan çizgi roman kahramanı 'yeşil dev adam  'Hulk' esprileri yaparak paylaştı.

Oyuncuların yeşile boyanmış formalarıyla, ekrana yansıyan görüntüleri sahadaki maçın da önüne geçerek eleştiri yağmuruna tutuldu.

Oynayanı da, tribünden ve ekrandan izleyeni de imrenilesi o güzel zeminin 4 ay içinde kelleşip, tarlaya dönüşmesini yeterli bakımının yapılmamasına bağlıyor.

Üstelik Olimpiyat Stadı; uzun yıllar önce yeni yapılan diğer statlardan farklı olarak çatı sistemi olmayan bir mimari ile inşa edilmişti.

Güneşi her cepheden ve sabah, öğle akşam olmak üzeri tam olarak alabilen böylesi bir zeminin an itibariyle iç karartan görüntüsü; ihmal edilmişliğin dışında başka bir olasılığı akıllara getirmiyor.

Evet doğrudur;

Bu yıl yaz ayları çok sıcak ve kurak geçti!

Güneş çimleri yakmış olsa da; Şampiyonlar Ligi finali için baştan aşağıya yenilenmiş sulama sistemi ne güne duruyordu?

Şimdi soruşturmanın sonucu merakla bekleniyor.

Olimpiyat Stadı zeminle ilgili en taze ve canlı örnek.

Peki son yıllarda peş peşe hizmete açılan  yeni statlar çok mu farklı sanıyorsunuz?

Asla...

Tartışmayıp, görmezden gelemeyiz.

Bursa başta olmak üzere Mersin, Adana, Antalya, Ankara, Gaziantep, Samsun, Alanya ve diğerlerini kast ediyorum.

Ligi yakından takip eden birisi olarak söylüyorum;

Hepsinin tarladan farksız zeminleri...

Biraz ironi olacak ama 'patates ekin, bir hafta sonra filizlenir!'

Elbette bakımları yapılıyor;

Sulanıp, gübre ekiyorlardır;

Sıkıntı orada değil ki, en tepelerde!

Bütün yeni statlar membran çatı sistemi kullanılarak inşa edildi.

Güneş ışığı bu çatı düzeninde stadın çimlerine günün belirli saatlerinde ve kademeli olarak yansıyor.

Daha anlaşılacak bir şekilde anlatayım;

Bir taraf günlük güneşlikken, diğer taraf gölgede ve karanlıkta kalıyor.

Tam olarak güneşle buluşamayan zeminde de çimler yeteri kadar büyüyüp, kök salamıyor.

Bu konuda uzman değilim, bilenlere sordum; aldığım  yanıt bu oldu.

Keşke devletin gücü olsa da; güneşe düşman bu çatılama sistemlerini  baştan aşağıya yenileyebilse.

Zümrüt yeşili zeminlerde maç izlemenin keyfi bir başka oluyor.