Mustafa Er'i dinlerken...

2022.05.25 17:33 - Son Güncellenme: 2022.05.25 17:33
A

Bursaspor'la sözleşmesi 1 Haziran tarihinde sona erecek olan Teknik Direktör Mustafa Er, bugün Özlüce Tesislerinde düzenlediği basın toplantısında sezonun değerlendirmesini yaptı.

Yazımıza başlamadan önce bir saptama yapalım.

Mustafa Er gözünü açtığı Bursaspor'u ikinci yuvası gibi görüyor.

Burada futbolla tanışmış, alt yapısında antrenörlüğe başlamış, en sonunda 'benim için büyük bir onur ve gururdu' dediği A Takımda belirli sürelerle görev yapmış.

Yetiştiği kulübünde sırası gelince yetiştiren bir öz kaynak hocası olmuş;

Yanı sıra üzüntüler, sıkıntılar, stresli günler;

Sevinçli taraflarıyla pek yüzleşemediği bir Bursaspor hikayesi anlatmaya çalıştı toplantısında.

Dinledik, notlar aldık, bir kaç da soru sorduk sıramız gelince.

Özetlemeye çalıştıklarıyla bana samimi ve içten geldi.

Ne var ki camiada bizim gibi düşünmeyenlerin sayısı da hiç az değil.

Bir ara not aktarmak isterim.

Öngörülerim bana; göreve devam etme kararı alan yönetimin kendisiyle yollarını ayıracağını söylüyor.

Çoğunluk yeniden anlaşılması taraftarı değil.

Bu durumu az çok kendisinin de bildiğini tahmin ediyorum.

Konuşmasını bitirdikten sonra kendisinden; 'Bursaspor'daki görevimden 1 Haziran itibariyle ayrılıyorum' demesini beklerdim.

Sanırım kendince topu yönetime atarak açık kapı bırakmak istedi.

Tabii bunlar bizim kişisel düşüncelerimiz;

Dileriz her şey gönlünden geçtiği şekilde gerçekleşir Er'in.

Konuşmalarından aktaracağım önemli detaylara gelecek olursam;

Bursaspor'da 3 farklı dönemde toplam dört sene çalışmış Mustafa Er.

Bu süreçle ilgili en çarpıcı anekdotlar ise;

Trabzon'daki tarihi maçta Süper Lig'e tutunurken, Bandırma'da oynanan karşılaşmada takımıyla birlikte 1. Lig'den 2. Lig'e düşmenin üzüntüsünü yaşamış olması;

Bursaspor adına maddi manevi her türlü fedakarlıkta bulunduğuna inandırmış kendisini.

Emin Adanurlu mesaisinden 'kariyerimde hiç yaşanmasını istemediğim günlerdi' şeklinde söz etti.

Kendisini en başından itibaren istemediklerini, yapılan transferlerin hiçbirisinden haberinin olmadığını, iletişim kuramayınca arkadaşlarıyla birlikte transfer listesini günde iki üç kez güncellemek durumunda kaldıklarını anlattı.

Bu süreçte kulübü malum menacerin dizayn ettiğini belirterek; 'Luka Capan'ın transfer edildiğini bile maçtan dönerken öğrendim' dedi.

Bu oyuncunun yanı sıra Ofosu, Tim Matavz, Massimo Bruno'nun teknik ekibe danışılıp, görüşü alınmadan Bursaspor'a kazandırıldığının altını çizdi.

Şilili Cristobal Jorquera'nın eski alacaklarına karşılık ve transfer tahtasının açılması pahasına sakat sakat alındığını söyledi.

'Matavz'la Bruno'nun maçtan iki gün önce geldiğini açıkladı.

Oyunculara verilen ev ve araba sözlerinin çoğunun yerine getirilmediğini, ödemelerin sürekli geciktirilmesinden şikayet etti. 'Çoğuyla ödenemeyecek uçuk paralarla sözleşme imzalanmış' olmasının akıl mantık dışı olduğunu vurguladı.

'Kaleci Erhan kırık el parmağıyla 4 maça çıkmış, Ecolaste kırık ayak parmağıyla haftalarca idman yapıp, maçlarda oynatılmış ama başta sağlık ekibi olmak üzere kimsenin haberi olmamış' diye konuştu.

'10 oyuncu gidiyor, yerine 30 oyuncu geliyor, 2'si sakat' değerlendirmesinde bulundu.

'Pedro'nun geldiği kulüpten sakat raporu var; bile bile lades durumu, olacak iş mi bu' notunu düştü.

'Taha, Aykut, Cüneyt satıldı; yerlerine kimse gelmeyince 2 stoperle 8 hafta oynadı takım. Oysa bir kaleci, bir stoper, bir orta saha ve 3 ön oyuncu alınmalıydı' özeleştirisini yaptı.

Ara transferde Eyüpspor'a giden eski Ankaragücülü Gerson Rodriquez'i çok istediklerini, ama parasızlık nedeniyle alamadıklardan yana yakıla söz etti.

'44 puanla küme düştük, 45 puan alsaydık bile yine düşerdik, çünkü rakiplerimiz çok ekstra maçlar kazanınca (!) düşme barajı yükselmişti. Bizim için sınır son iki maçı kazanıp 47 puan toplamaktı. Maalesef beceremedik. Çok üzgünüm' dedi.

'Bursaspor'a maddi, manevi her şeyimi verdim. Son virajı dönemedik. Aslında 4 yılda 2 kez küme düşmüş olduk' gerçeğinin altını çizdi.

'Küme düşmenin mahcubiyetini, utancını yaşamam gerekirdi. Ben yüreğimle yaşıyorum zaten. Ama bu durumdan kendilerine paye çıkarmayanlar bile var' dedi.

Kulübün bundan sonra ne yapacağına kendisinin karar vereceğini, bir yol haritası çizilmesinin şart olduğunu söyledi.

Emin Adanur Yönetimi için; 'kulübün iki başkanı vardı. Birisi Özlüce'den, diğeri ofisinden yönetiyordu. Onların döneminde kulüpte seçilmiş yönetimin değil, malum menacerin sözü geçerliydi. Aracı olduğu transferleri bir yemekte masa masa dolaştırarak şov yaptı. Tepki koyunca da ben kötü oldum' itirafında bulundu.

İddia edildiği gibi egolu birisi olmadığını, alınan tüm kararlarda kulübün çıkarlarını düşünerek hareket ettiğini ısrarla vurguladı.

'Malum menacer aralık kapıdan içeri girmiş. Getirdikleriyle 4-5 vitesi boşa atmışlar; araba nereye giderse gitsin umurlarında bile olmadı' şikayetinde bulundu.

Bruno'nun 'bana daha sonra keşke seninle başlasaymışım şeklinde mesaj attı' göndermesiyle kulaklarını çınlattı.

Bir 45 dakika daha; yani Bandırmaspor maçının ikinci yarısında dayanabilseymiş; Bursaspor bu hallere düşülmezdi görüşünde Mustafa Er.

Bitirirken 'ben burada hocalık yapamadım. Sahanın içinden çok dışıyla uğraştım. Çok yoruldum, çok yıprandım. Artık sağlıklı düşünemiyorum. O ben değilim sanki. Çizgimi geçmemem gerekiyordu, geçerek yanlış yaptım' cümlesini kurdu.

Sözlerini 'Bundan sonraki sürece ben değil, şehir karar verecek' diyerek bitirdi.

Şehrin karar verebilmesi şehrin birlikte yani ortak hareket etmesi; toplam 1 katrilyon borcun sıfırlanarak pirupak bir mali tablo ile her şeye sıfırdan başlanması gerekmez miydi?.

Ne dersiniz?


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları