Sosyal medyadan yansıyan ağırlıklı görüşü şöyle;

Bir şehrin gönlünde yaşattığı bir efsaneyi bir kalemde silip atmak bu kadar kolay olmamalıydı.

Yıkıldı dün akşam x, face, instagram...

Her kafa kendine göre takılarak bir şeyler söyledi.

Ne kadarı doğru, ne kadarı laf salatası onu zaman gösterecek.

Yaşanan bu beklenmedik ayrılığın mutlaka bir nedeni, önü, arkası olmalı.

Öğreneceğiz kuşkusuz...

Olayın ana muhatabından başlayalım.

Kendine küsmüş, kaderine razı bir şehri kısa sürede kenetlendirerek yeniden aya ğa kaldıran  Enes Çelik başkanla arkadaşları bile bile ayaklarına kurşun sıkmazlar;

Bir şeyler olmadıysa bile, mutlaka bir şeyler olmuştur da (!) bilemiyoruz;

Takım istim üzerindeyken;

İlk yarıyı 11 puan farkla lider tamamlamışken; taraftarın taptığı teknik direktör Batalla'ya 'hadi sana güle güle' demeyi ben bir 'yönetim tercihi, ya da operasyon' olarak nitelendiremiyorum.

Belki masaya oturunca ve konuşulanların bir noktasında; birinin tepesi fena halde atıp ipleri kopartmış olamaz mı?

Kim olabilir sigortaları atan?

Enes Çelik' mi yoksa Batalla' mı?

İki taraf içinde soru işareti bilemiyoruz.

Karşılıklı açıklamalar yapıldıktan sonra işin iç yüzü ortaya çıkacaktır.

Meslek yaşamımın en zor yazısı bu biliyor musunuz? Davalı ile davacıyı dinledikten sonra iki tarafa da hak veren Hasrettin hoca gibi hissediyorum kendimi.

Ve onları kırmamaya, incitmemeye çalışırken;

Kelimelerimi de dikkatle seçmeye özen gösteriyorum.

Batalla bir fenomense, Enes Çelik'le yönetimi de bu kulübün kaderini değiştiren rotayı çizen bir zümrüdü anka kuşudur Bursasporlu için.

Birlikte güzel güzel yol alır ve şehir keyiften kendinden geçmişken şimdi nereden çıktı bu görüş ayrılığı?

Başkan Çelik'te Batalla'da mutlaka medyanın önüne çıkarak nedenlerini anlatmalı;

Zihinlerdeki soru işaretlerini silip atmalılardır.

                             xxx

Ayrılıkla ilgili olarak sosyal medya yorumlarına takılmamanızı öneririm.

Zehirli bir dil kullananların sayısı o kadar çok ki.

Karalayan gırla, yönetimin aldığı kararı haklı bulan ise bir elin parmağı kadar!

İlginç değil mi?

Düne kadar öve öve bitiremedikleri Enes Çelik'i bir günde yerine dibine batıranların asla iyi niyetli olduklarını düşünmüyorum.

Başkanın egosundan girip, güç zehirlenmesinden çıkanlar benim gözümde asla Bursasporlu olamazlar.

Bu konudaki farklı görüş ve yorumlar da göz ardı edilmemeli.

Okuyunca hak veriyorsunuz.

Örneğin yönetimin projelerden sorumlu ismi Enbiye Topal'ın sosyal medyaya yansıyan görüşü.

'"Çok üzgünüm. Pablo Batalla ile yol ayrılığımız, fikir ayrılığımız olabilir ama gönül ayrılığımız olamaz.

"Bursaspor, sadece onu yönetenlere değil, tüm genel kurul üyelerine ve taraftarına aittir.
Fakat kararları ve kiminle çalışılacağını başkan ve yönetim kurulu belirler.
Hocamızla yolları ayırmayı düşünmediğimiz gibi yeni bir isimle de ne görüştük ne de anlaştık.
Kendisine verilen tavsiyeye -haklı veya haksız- çok büyük tepki verip yolların ayrılmasını istemiştir.
Bursaspor taraftarının üzüntüsünü hissediyor ve paylaşıyorum.

Onarılamayacak, geri dönülmeyecek bir konu asla yok fakat ön yargılarla mücadele etmek her şeyden zor.
Başkanımız detaylı açıklamaları yapıp camiayı bilgilendirecektir.

Alacağı her kararda, şahsımın ve tüm yönetim kurulunun kendisinin yanında olduğumuzun bilinmesini isterim."

Topal'ın açıklamaları iki taraf arasında yaşananları net ve öz bir şekilde aktaran harika bir bilgilendirme olmuş.

Katılmamak elde değil.

Ya Mudanya'dan fanatik Bursasporlu sevgili dostum Şahin Yandı'nın paylaştığı o efsane yorumu.

'Köy , kasaba, ilçe bu takımın peşinde koşarken 3 senedir milletin maskarası olmuştu bu şampiyon takım.

Futbol topunu karpuz zanneden güruh dalga geçiyordu koca Bursasporla.. Gelen 3, giden 5 atıyordu. Kapıya kilit vurulmasına ramak kalmıştı. Şimdi bizi bu çukurdan kurtaran adamı /Enes Çelik /eleştirirsem TAŞ olurum TAŞ...

Bağrıma taş basarım, her zamankinden daha fazla bağırırım Bursaspor ulan.'

Demirhaneli Şahin'in içinden kopan fırtınalarla gecenin bir vakti yazdığı bu satırlara kimin itirazı olabilir ki?

Dedim ya benim için çok zor bir yazı.

Kalbimin bir yarısı Bursaspor ve Batalla için atıyorsa, diğer yarısı da batmaya ramak kalmış kulübün hızır gibi imdadına yetişen Enes Çelik'le arkadaşları için atıyor.

Batalla'ya da kıyamam;

Enes başkanla arkadaşlarına;

Eleştiremem; elim gitmez, tuşlar izin vermez.

'Ve işte bir hayır vardır' derler ya;

İnşallah bu icraat ta öyle olur.

Biraz bekleyelim bakalım; Mutlaka sular durulacak; Bursaspor gemisi o durgun sularda hedefine doğru tam yol yüzmeye devam edecektir.

İlla da görüşümü soruyorsanız söyleyeyim;

Kişiler gelip geçici, Bursaspor kalıcı ve sonsuzdur...

Nokta!