Yazarlar

Engin Aksöz
engin.aksoz@bursadabugun.comLionel Messi 'dünya şampiyonu' oldu!
2022.12.19 01:19 - Son Güncellenme: 2022.12.19 12:48Söz konusu Arjantin, hele hele Lionel Messi olunca tarafsız kalamıyorum.
Arjantin ülke bağlamında katıksız, devşirmesiz, saf kan latin milliyetçisi olduğu için dünyanın her yerinde hayranı ve sempatizanı var.
Çok da seviliyorlar.
Neyse o yani.
Her futbolcusu kendi topraklarından;
Antrenörleri de öyle.
Dün akşam da kendilerine özgü milli kimlikleriyle çıkıp, devşirme oyuncudan geçilmeyen diğer ülkelere de ayni zamanda anlamlı bir ders verdiler.
Lionel Messi;
An itibariyle yer kürede 'elit, klas oyuncu' statüsüne girebilmiş kim varsa; hepsinin üzerinde tartışmasız bir süper star.
Kendisiyle ilgili yapılan 'uzaylı' tartışmaları da boşuna değil.
Olağanüstü bir futbolcu her şeyden önce.
Genlerinde olağanüstü bir oyun zekası, olağanüstü top tekniği, olağan üstü gollerle, çalımları saklı.
Asla taklit edilemiyor.
Sizi kendine çekerek, müptelası yapıyor.
Örneğin ben;
Sırf onu doya doya izleyebilmek için dekoderimi değiştirdim.
Yıllarca formasını giydiği Barcelona'nın Bursaspor gibi hastası ve fanatiği oldum.
Birlikte oynayan o efsane üçlünün; yani Messi, Neymar, Suarezli Barcelona'nın hiç bir maçını kaçırmadım.
Özel ziyaretlerimi, yemeklerimi, sinema, tiyatro gibi sanat etkinliklerimle dost toplantılarımı erteleyip, trionun resitallerine odaklandım.
Suarez'de Neymar'da çok farklı ve kaliteli oyuncular olsa da, Messi bir başkaydı benim gözümde.
Oğlumla hastasıydık; ekranın karşısına geçer; öylece büyülenip kalırdık.
Dün gece Arjantin Fransa'yı yenerek dünya kupasına uzanırken; en çok Messi adına sevindim.
Her şeye sahipti efsane; kazanılmadık kupa, başarı bırakmamıştı.
Bir tek Dünya Kupası hariç.
Sonunda onu da havaya kaldırmayı başardı.
O artık bir Maradona, bir Pele seviyesinde.
O artık dünyanın en mutlu ve en büyük futbolcusu.
Hakkıdır; ne kadar sevinse azdır.
Dün geceki maçta da kendisine özgü stili ile şahane oynayarak, ülkesi Arjantin'in 1978 ve 1986'dan sonra üçüncü dünya kupasını müzesine götürmesinde büyük katkısı oldu.
En çok neye üzülüyorum biliyor musunuz?
Ahir ömründe Pele ve Maradona'yı İstanbul'da yapılan özel organizasyonlarda izlemiş bir spor sever ve spor yazarı olarak; bu büyük keyfi Messi ile yaşayamamayı.
(Pele 1972 yılında takımı Santos ile İstanbul'a gelmiş ve Fenerbahçe'yi o zamanki adıyla Mithatpaşa Stadı'nı dolduran 40 bini aşkın seyirci önünde 6-1 yenmişti. Maradona'da 1993 yılında formasını giydiği Sevilla ile geldiği İstanbul'da Galatasaray ile 1-1 berabere kalmıştı)
Messi artık futbolu bırakma yaşlarında.
İleriki yıllarda canlı seyretme fırsatı bulabilir miyim bilemiyorum ama, onu ekranda seyretmek bile kendim için olduğu kadar, her futbolsever için de büyük bir ayrıcalıktır diye düşünüyorum.
Arjantinli oyuncuların Bursaspor'da da özel bir yeri ve sevgileri var.
Bursaspor yıllarından unutamadığımız Pablo Martin Batalla, Fernando Belluschi, Renato Civelli, Federico İnsua içimizden biri gibi yaşadılar bizimle.
Hele hele taraftarın gözdesi Pablo Martin Batalla...
Çok farklı ve özel bir oyuncuydu.
Heykeli dikilecek kadar sevilip, adeta bir efsane haline geldi.
Bir Dünya Kupası finalini farklı bir formatla Arjantin üzerinden kurgulayarak anlatmaya çalıştım bu maçta.
Bugün de maçın değerlendirmesini yaparız.
Fransa adına da bir kaç kelime söylemeden bitirmek istemem.
2-0 geriye düşseler de morallerini hiç bozmadılar.
İkinci yarı maçı domine eden taraf oldular.
Kylien Mbappe ile 2-2'yi bulduktan sonra, bitime dakikalar kala öyle net bir fırsat yakaladılar ki; atabilseler şampiyon olurlardı.
Formalarını giyenlerin neredeyse dörtte üçü devşirme olsa da; çok kaliteli ve kompakt bir takım Fransa.
Yıldız golcüleri Kylian Mbappe ise Messi'den sonra dünyanın en iyisi.
Messi bıraktığında tahtına oturacak en büyük aday.
İnanılmaz çabuk, her iki ayağını mükemmel kullanıyor, slalomlarıyla harika adam eksilterek ayak içi plaselerle ters köşelere süper goller atıyor.
Normal süresi 2-2, uzatmaları 3-3 biten maçta futbola doyamadık.
Ne zamandır bu kalitede, bol gollü bir Dünya Kupası finali izlememişti futbolseverler.
Her iki ülkeye de teşekkür ediyorum.
Yazarın diğer yazıları
- Zeynep Sönmez Türk tenisinde bir ilke imza attı 04 Temmuz 2025 Cuma, 17:22
- 'Merhaba ben Sezen Aksu'; nerede kalmıştık! 03 Temmuz 2025 Perşembe, 17:09
- Uludağ bir Bormio, bir Fuchsbachtal olabilecekken, 'Palandöken kadar' olamadı! 02 Temmuz 2025 Çarşamba, 17:35
- Küçülmek Tofaş'a yakışmadı... 01 Temmuz 2025 Salı, 17:38
- Kadınlar basketbolda madalya avucumuzun içinde kayıp gitti 30 Haziran 2025 Pazartesi, 17:43
- 'Efelerle Sultanlar' arasındaki fark 'gece ile gündüz' gibi 27 Haziran 2025 Cuma, 17:18
- Tofaş'ta yeni hoca belli oldu; şimdi sıra gideceklerle, yeni geleceklerde 26 Haziran 2025 Perşembe, 16:24
- İsrail takımları uluslararası organizasyonlardan men edilmelidir! 25 Haziran 2025 Çarşamba, 17:20
- Bursa AHT, BKSTV ile eski ve yeni Bursa festivalleri üzerine... 24 Haziran 2025 Salı, 17:55
- TVF Başkanı Mehmet Akif Üstündağ'a açık mektubumdur 23 Haziran 2025 Pazartesi, 17:44
Yazarlar
- Kabine revizyonu öncesi Bursa detayı... Yeni... Hasan Boztürk
- Bursa'da hayati anons: "Hazırlıklı olun" Hasan Yalçın
- Reel kesim iyimser! Elif Didem Danacıoğlu
- Hazırlıkla beraber "karar kampı" başladı! Çetin Sabırlı
- Markalaşma, ARGE ve İnovasyon üzerine..! Binay Kazan
- Bursa'mızın sahilleri ve kıyı mimari kimliği Prof. Dr. Murat Taş
- Kabine değişikliği ve Mehmet Şimşek'in durumu Metehan Demir
- Yarın faiz kararı ne yönde olacak? Levent Yılmaz
- Kazanan yine kasa! Emre Özpeynirci
- Köfteci Yusuf'un evcil hayvan yasağına tepki... Ramazan Başan
- Kıbrıs yatırımı riskli mi? Yeşim Mutlu
- Biraz bizden, çokça Engin ağabey... Ece Sarı
- İbrahim Balaban sergisi! Kamuran Vatansever
- Kişisel verilerin korunması kanunu kapsamınd... Av. Emircan Pirinççi
- Zeynep Sönmez Türk tenisinde bir ilke imza attı Engin Aksöz