Leicester City eşittir 'Bursaspor gibi' sanki...

2025.04.24 17:27 - Son Güncellenme: 2025.04.24 17:27
A

Leicester City;

Ada futbolunun 1884 yılında kurulan mavi beyaz formalı 'tilki' lakaplı kulübü; 2015-2016 sezonunda İtalyan Teknik Direktör Claudia Rainier ile tarih yazarak 132 yıllık geçmişinde ve Premier Lig'de şampiyon olunca ülkede yer yerinden oynamıştı.

İngiliz futbolunda hegemonya kurmuş Liverpool, Manchester City, Manchester United, Chelsea gibi birbirinden güçlü rakipleri geride bırakarak 'bir numara' olmak kuşkusuz tekrarı zor bir başarıydı.

O sezon olasılıkların en düşüğünü gerçekleştirerek kupaya uzanan Leicester City'in bu şampiyonluğu ülkenin Doğu Midland bölgesinde bulunan mütevazi şehrinde görülmemiş sevinç gösterileriyle kutlanmış, futbolcularının bir rüyayı gerçekleştirmesi üzerine övgüler düzülerek sabahlara kadar süren kutlamalar yapılmıştı.

Şampiyonluk gelmesine gelmişti ama; bu başarının devamını getirerek zirveye tutunabilmek; stadyumu rakiplerine göre küçük, bütçesi orta halli kulübe altından kalkması zor bir sorumluluk yüklemişti.

'Peri masalı'na imza atan takım beklenildiği gibi şampiyonluktan sonraki süreci iyi yönetemedi.

Önceleri orta sıralarda kendisine bir yerler beğenmek zorunda kaldı; Sonra tepe taklak gidilecek sezonların ortasında buluverdi kendisini.

2021-2022 sezonu kulüp için başarıyla, başarısızlığın harmanlandığı bir futbol macerasına tanıklık edecekti.

Leicester City UEFA Şampiyonlar Ligi'nde yarı final oynadığı bu sezonun sonunu tekrar geldiği yere Championship'e geri dönerek tamamladı.

Tutunamayıp küme düşülse de; şehirle camianın hevesi asla örselenmedi.

Bir sezon sonra yeniden şampiyonluk yaşadıkları Premier Lig'e dönüş yaptılar.

Ligin son haftalarına sırat köprünün üzerinde yürüyerek gelen kulüp; geçen hafta bu sezon şampiyonluğun en güçlü adayı olma avantajını elinde bulunduran Liverpool'a sahasında 1-0 yenilince bir kez daha Birinci Ligin yolunu tutmak zorunda kaldı.

Maçın sonucu Liverpool'un 3 yıl aradan sonra yeniden şampiyonluğunu aşağı yukarı garanti altına alırken;

2015-2016'da yazdığı peri masalıyla ada futbolunda dengeleri değiştiren 'tilkiler' alışkın olduğu yeni yerinde bir başarı öyküsü daha yazarak geri dönmenin çaresini arayacak kuşkusuz.

Ne yalan söyleyeyim; benim için de git gelleri bol, yanı sıra farklı duygularla izlediğim bir karşılaşma oldu:

Bir taraftan ekranın karşısında Leicester City-Liverpool arasındaki maça odaklanmaya çalışırken, diğer taraftan Bursaspor'un 2009-2010 sezonunda Süper Lig'de kazandığı tarihi şampiyonluğunun oyunun sonunda hiç unutulamayacak replikleriyle, heyecanlı bekleyiş süreci bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçip gidiverdi.

Radyosunun başında İstanbul'daki Fenerbahçe-Trabzonspor maçının son bir dakikasını tüyleri diken diken bekleyen menajer Adil Cenkçiler'le, şampiyonluğun kesinleştiği anda Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam'ın göğe yükselen sevinç çığlıkları; sanki o anları yeniden yaşıyormuşçasına bana dejavu yaptırdı.

Leicester City'in Premier Lig şampiyonluğu ile; Bursaspor'un Süper Lig şampiyonluğu arasında çok büyük benzerlikler var.

Londra'dan küçük mü küçük bir şehrin takımı 132 yıl sonra tabuları yıkarak mutlu sona ulaşırken;

2010'nun son haftasında ve Trabzon'un dışında yıllar boyunca başarının çok uzaklarında kalmış Anadolu'nun Bursa'sında Bursaspor şampiyonluğa ulaşarak Türk futbol tarihinde yeni bir sürecin ayak seslerine öncülük ediyordu.

Leicester City 2025-2026'ya yeniden Premier League hedefiyle başlayacak.

Bursaspor ise daha önce alışkın olduğu İkinci Lig'de geçen senenin başarısını yineleyerek 'Süper Lig'e çıkacak yolda bir taşı daha eksiltmeye çalışacak.

İngiltere'nin Leicester'i ile, Türkiye'nin Bursa'sının futbol mecrasındaki yolculukları; meşin topa tutkulu iki şehrin futbolseverlerinin desteğiyle hiç sönmeyecek bir meşalenin kıpkızıl ateşine gibiler.

O ateş hiç sönmesin; hep zirvede yanmaya devam ederek şampiyonluklarla taçlansın.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları