Pablo Martin Batalla döndü;

Bir şehrin taraftarı yeniden yaşama dönmüş kadar oldu.

Kimin geri adım atıp atmadığı hiç önemli değil;

Önemli olan; kulüp tarihinde ilk kez bir yönetimin bir teknik direktörüyle yollarını ayırdıklarını açıklanmasının ardından; yine yönetim tarafından tekrar göreve davet edilmesidir.

Bırakın Bursaspor tarihini; Türk futbol tarihinde ilk kez karşılaşıyoruz böyle ayrılıp, iki gün sonra yeniden kavuşmaya.

Bu kısa vedalaşmanın ardından yeniden el sıkışılması noktasında kimse taviz filan vermiş değil.

Ne yönetim tarafı, ne de Pablo Martin Batalla...

O masada o gün / gece / neler yaşandı bilemem de;

Baktılar böyle olmayacak;

Yönetim tekrar durum değerlendirmesi yaparak dost elini uzattı hocasına;

Batalla'da etle tırnak gibi olduğu Bursaspor'dan başka bir yerde mutlu olamayacağının farkına vararak o dost eli bütün sevecenliği ve sıcaklığıyla sıkarak iki günlük ayrılığa son noktayı koydu.

Herkesin tepkisini de kendisine göre oldu;

Bakarsanız taraftar eleştirileri ağır bastı;

Bakarsanız yönetim kendi ayağına kurşun sıktığını fark ederek içinde geri adım attı.

Bana sorarsanız hiç birisi olmadı.

Birlikte yapamayacaklarını anlayan iki sevgilinin yeniden hasretle kucaklaşması gibiydi bu  'yeniden yola devam' kararı.

Başka bir şey değil...

Enes Çelik'le yönetimi kazandı;

Pablo Martin Batalla'da;

Asıl kazanan Bursaspor'un büyük taraftarı oldu.

Türkiye'nin en büyük taraftar grubu TEKSAS bile bu beklenmedik vedadan sonra yayınladığı açıklamada itidalli bir dil kullanırken;

Teferruatların münafıklık yapmaya devam etmesine gerek var mı?

İş bitmiş, kriz çözülmüş, birbirilerine sevdalı insanlar ilk günkü heyecanlarıyla yeniden kucaklaşmışladır.

O zaman bu tarihi karar camiamızla Bursaspor'a  hayırlı, uğurlu olsun diyorum.

Son olarak;

Üçüncü Lig'de oynayan bir takımın görevinden ayrılan antrenörü üzerinden yaygın medyada bu kadar yoğun tartışıldığı bir süreci meslek yaşamımda ne yaşadım, ne de gördüm.

Ne demiştik;

Bursaspor'un büyüklüğü başka bir büyüklüktür.

Bu büyüklük başka bir büyüklüğe benzemez, kendine özgüdür.

Son olarak;

Anımsarsanız bundan önceki yazımı şöyle bir cümle ile bitirmiştim.

'Kimse Bursaspor'dan daha büyük değildir'...

Yazdığımın sonuna kadar arkasındayım.

Yönetimde Pablo'da kulüpten büyük olmadıklarını anladıkları için tekrar bir araya gelerek 'en büyük Bursaspor' dediler.

O zaman hep beraber coşku ile bağırabiliriz.

'La, la, la, lay, lay lom; Pablo Martin Batalla'