Kıdemli bir kalp hastası olarak yazıyorum, aklınızda bulunsun...

2024.09.26 17:29 - Son Güncellenme: 2024.09.26 17:32
A

Gencecik yaşta çekip gitti bu dünyadan Adem Çatalkaş'ta.

'Yaş 35 yolun yarısı eder' diyen ünlü şair Cahit Sıtkı Tarancı acaba doğru söylemiş olabilir mi?

Araştırdım; tam 35 bile olamamış rahmetli Adem.

Çok çabuk ve genç gidiyoruz artık bu dünyadan.

Birden bire ve 'küt' diye.

Sonra sevenleriyle, eşi, dostları da şaşırıp kalıveriyor gidenlerin arkasından.

Tıpkı Adem Çatalkaş gibi.

Masa hakemliği yapardı Çatalkaş Tofaş'ın, Final'in, Bursaspor'un; Uludağ Basketbol'un maçlarında.

Gittiğim maçların çoğunda da karşıma çıkardı.

Kilosu dışında bir sağlık sorunu olduğunu düşünmüyorum.

Çünkü içki, sigara kullanmaz kendine iyi bakardı.

Bizim sitede ölüm haberini okuyunca dünya başıma yıkıldı sandım.

Allah korusun 'kanser filan' aklımın ucuna bile gelmemişti.

O zaman;

Böyle 'tak' diye ölmesinin tek nedeni olabilirdi, kıdemli bir kalp hastası olarak konuşuyorum;

Her insanın yumruk büyüklüğündeki organının 'buraya kadarmış' diyerek stop etmesi...

Araştırdım, ailede kalp rahatsızlığı yaygınmış Adem'in.

Baba, anne ve diğer bireyler.

Yani kalıtsal, diğer adıyla genetik rahatsızlıklar Adem'in sülalesinin başında 'demoklasin kılıcı gibi' sallanmış durmuş yıllar yılı...

Basketbol İl Temsilcisi Emre Soyer 'biraz rahatsızlığı vardı ama böyle bir sonu hiç beklemiyorduk' dedi.

Kalp krizi yaş dinlemiyor ki;

Genetik formasyonların dışında, sigara; alkol, kötü beslenme, yürüyüş ve spordan uzak yaşamla stres en büyük risk faktörleri bu hastalığın pençesine düşmek için.

Biraz daha araştırınca Çatalkaş'ın gerçek ölüm nedenine ulaştım.

Aort damarı yırtılmış meğerse.

'Korkulan en kötü son bir kalp hastası' için.

Dönüşü yok gibi neredeyse;

Tam bir haftadır da yoğun bakımdaymış.

Aort damarı yırtılması genelde ilerleyen yaşlarda gündeme gelse de, genetik ve kalıtımsal faktörlerle bu limit daha aşağılara inebiliyor.

Adem'i böyle apansız kaybedince, kalbimle ilgili kendi yaşadıklarım geldi aklıma.

2012'de 60 yaşındayken kriz geçirip Tıp Fakültesine kaldırıldım.

Anjiyo sonucu iki damarım % 80 tıkalı çıktı. Yetmedi aort kapakçığının içine de anjiyo yaparken teli yürütememişler.

Sonuç; bay pass operasyonuyla iki damarımla, aort kapakçığım değişti.

Dünyaya yeniden gelmiş gibi oldum.

11 yıl böyle idare ettikten sonra 2022'in bir gecesinde evde yatarken nefes alamayıp Nev Anadolu Hastanesi'ne kendimi zor attım.

Bir gece yoğun bakımda yattım;

Ertesi sabah kendisine yaşamımı borçlu olduğum kardiyolog Doçent Dr Feyzullah Beşli'nin maharetli elleriyle yapılan anjiyo sonucunda iki damarıma daha ilaçlı stent takıldı.

'Tamam bitti' derken 2-3 ay sonra evde bir daha fenalaşıp yine paldür küldür doktoruma koştum.

Meğer bir damarımı unutmuş!

Ona da stent takıldı.

Sonuç itibariyle;

Benim kalpte kılcalların dışında delinmedik, girilmedik damarım kalmadı. Şu an turp gibiyim çok şükür.

Yıllarca bir şey olmadan yaşayıp, sonra birdenbire damarlarımın yeniden tıkanmasını 'söylenenler şehir efsanesi' dense de, ben bu sonucu covid döneminde olduğum 5 aşıya bağlıyorum.

Doktorların büyük çoğunluğu 'yok öyle bir şey olamaz' görüşünde.

Peki o zaman neden covid aşılarından sonra kalbinden rahatsız olanların damarlarındaki tıkanmalar rekor düzeye çıktı?

'Olabilir' diyenlerin sayısı da hiç az değil, bilginiz olsun.

Hem fakültede, hem de Nev Anadolu'da yatarken bana ilk sorulan soru 'günde kaç paket sigara içiyorsun?' olmuştu.

Hatayım boyunca tiksinmişimdir sigaradan da, her türlü alkolden de.

Hiç kullanmamam, geçirdiğim iki krizi de hafif atlatmama eden olmuş.

Taburcu olurken kutularca ilaç ve kan sulandırıcı yazmıştı Feyzullah hocam.

Ne söylendiyse hepsini, aksatmadan kullanıyorum.

Son zamanlarda bir çok sanatçı da şah damarı yırtılmasından ölüp gitti,

kimi de hastanelerde aylarca yattı.

Örnek derseniz Metin Uca, Deniz Baykal rahmetli oldu, Kadir İnanır iyileşmeye çabalıyor.

Ekim başında kontrole gidince şah damarı MR'ımı da çektireceğim.

Steteskopla da boynun iki yanındaki şah damarları dinlenerek de anlaşıyorsa da; 'ne olur, ne olmaz' diye bunu da ihmal etmemek gerekiyor.

Aort damarı için fazla bir şansım yok; 'yırtılır mı yırtılmaz mı' kontrolü neredeyse imkansız.

By pass ameliyatımı yapan David Saba hoca o yıllarda damarlar değiştirilirken, aortla ilgili bir sorun görmediğimi söylemişti. 

Yaşlandık, yorulduk, yıprandık;

Bir daha böyle bir operasyon geçirmem imkansız.

Allah'a dua edeceğiz, başka seçenek kalmadı.

Kalp krizlerinden ölümler çok düşük yaşlara kadar gerilemiş durumda.

'Bana bir şey olmaz' demeyip, yılda bir kez kalbinizi kontrol ettirin.

Anjiyo istiyorlarsa mutlaka yaptırın.

Yazılan ilaçları hiç aksamadan mutlaka kullanın.

Özellikle kan sulandırıcılarınızı sakın ihmal etmeyin.

Fazla kırmızı et tüketmeyin, beyaz et ve balıkla beslenin.

En önemlisi,

Kesinlikle ama kesinlikle sigara kullanmayın...

Dumanından bile uzak durun.

Hatta alkol bile düşmanınız olsun.

Yaşınız genç ise her gün mutlaka belirli bir mesafede yürümeye çalışın.

Görüp geçirmiş bir kalp hastası olarak, naçizane sizlere bunları önerebilirim.

Sevgili Adem Çatalkaş'ın ani ölümünden öylesine etkilendim ki, 'belki bir faydası olabilir' diye bunları sizlerle paylaşmadan edemedim.

Sağlıkla kalın, kendinize iyi bakın...


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları