'Rakibiz' diye;

Taraftarlarımız taraftarlarıyla 'papaz' diye;

'Yarım plakalı, buçuk delikanlı' sloganlarıyla kafa yapıyoruz işte diye;

1 Kasım 1912'de kurulan ve 110 yılı geride bırakan Karşıyaka Spor Kulübünü yok sayamayız.

Sporun rekabet ortamında yaşanılmış kırgınlıklarla, unutulmayacak kavgalarımız aklımızın bir köşesine kazınmış olsa da;

Atiye uzanan mazileriyle iki büyük camia taraftarlarının geçmişin çirkinliklerine bir çizgi çekerek yeni bir sayfa açmaları zor da, olanaksız da değildir...

İnsan ömrü için 'iki nefes arası' derler;

Uzatsak birbirimize dostluk ellerimizi;

Bırakıversek sosyal medya üzerinden asıp, kesmeleri;

Kucaklaşarak iki nefes arasını sonsuz bir cennet bahçesine dönüştürsek;

Fena mı olur;

Karşıyaka sadece İzmir'in değil, Türkiye'nin en köklü kulüplerinden birisi.

Tarihi köklü; yetiştirdiği sporcular önemli;

Türk sporuna armağan ettiği değerler yadsınamayacak kadar büyük ve ayrıcalıklı.

İşte kendimize rakip ve kanlımız gibi gördüğümüz bu Karşıyaka an itibariyle beş kuruşa muhtaç durumda;

Sponsorlar bırakıp gidince basketbol şubesinden 4 yabancısından sonra kaptanını da kaybetti ve Kenan Sipahi Bahçeşehir Koleji sözleşme ile imzaladı.

Bilindiği gibi daha önce de geciken ödemelerini bahane ederek Jerry Boutsiele, Damien Jefferson, James Webb ve Errick McCollum Karşıyaka ile sözleşmelerini tek taraflı feshetmişti.

 'Pınar Holding' gibi İzmir ekonomisinin en önemli markasını küstürdüklerine göre günahları da büyük olmalı!.

Kim bilir kulübü yönetenler yıllar içinde ne yanlışlar yaptılar da, sonunda bıçak kemiğe dayanınca dayanamayarak gemiyi terk ettiler.

Bunların hepsi kuşkusuz camia içinde sorgulanacaktır.

Ayrılmaların süreceğini tahmin ediyorum.

Belki de sürecin önüne bir şekilde geçilemezse kadro sıfırlanarak takım maçlarına ikinci yarı itibariyle alt yapı oyuncularıyla çıkmaya başlayacaktır.

Futbol şubesi de ayni şekilde üç aşağı beş yukarı sabırla ayakta durmaya çalışıyor.

Basketbolcuların yaşadıklarıyla yüzleşmeye devam ediyorlar.

Muhtemelen Bursaspor'un sezon başlarken en ciddi rakibi olan KSK futbol şubesi, elinde avucunda kimse kalmadığı için basketbol benzeri bir sonu yaşayarak ligine tutunmaya çalışacak.

Allah çıkışı olmayan böylesine sapmaz bir yola girmeyi hiçbir camianın başına vermesin.

Sponsorsuz kalmak, kulübü yönetecek insan bulamamak çok ama çok zor şeyler;

Bire bir yaşamadık mı bütün bunları Bursasporlular olarak ?.

Hem de ne yaşamak;

Yazıcı'dan sonra bir daha belini doğrultamayan Bursaspor yanlış insanların elinde üçüncü lige kadar düşmedi mi?

Yaşadıklarımız bizim dersimiz, ezeli rakiplerimizin de kulağına küpe olmalı.

Karşıyaka kendi payıma basketbol salonlarıyla, futbol sahalarında eze eze yenince sonuçlarından büyük keyif aldığım bir rakibimdir.

Ama asla düşmanım gözüyle bakmam, kanlı bıçaklımmış gibi görmem;

Bu yazımı nasıl kabulleniyorsanız o niyetle okumanızı dilerim.

Ben hep dostluk, kardeşlik, centilmenlikten yanayımdır.

Sahalarda ve parkelerde kazanırken, kalpleri de kazanmak; dünyanın en güzel manevi duygusudur.