Gündemimizde bile olmamalı aslında.

Olmamalı da gereksiz yere yaratılan bu yapay atışmaya takılmadan diyorum ki;

Hiçbir şey fark etmez...

Aslında yasak çok saçma bir yaptırım.

Teksas bile karşı iken ısrarcı olmanın bize bir faydası olacağını düşünmüyorum.

Alırsın önlemini; olur biter...

Bana sorarsanız Karşıyakalılar buyurup gelmeliler;

Ama uslu uslu oturarak, yaramazlık yapmama kaydıyla!

Bursaspor tribünlerinden öğrenecekleri o kadar çok şey var ki!

Bu güzelliklerden onları mahrum bırakmayalım.

Hangisini öğreneceklerine, izledikten sonra kendileri karar versin o kadarına karışamam!

Mesela hoşlarına giderse eğer(!)  ikinci yarının ilk maçında ve Alsancak'ta isterlerse 'cendere' eşliğinde atkı şov yaparlar!

Ya da her iç saha maçında desibel rekorları kıran bize özgü 'Bursa gol, gol' tekerlemesini 'Kaf Kaf gol, gol' şeklinde tornistan ederek kendilerine uygularlar!

Çok da güzel olur hani, tavsiye ederim.

'Meksika dansını' kopyalamaları da ufuklarını açar, hararetle öneririm.

En güzelini Bursasporlular yapıyor çünkü.

'Oley, oley, oley'le başlayan tekerlemelerimiz de şahanedir hani...

Görsünler fena mı olur...

Koltuklara sırtları dönerek, el ele, kol kola hoplayıp, zıplamak da şahane bir figürasyon.

Başka bir statta taklit eden de çıkmadı.

Zayıf repertuarlarına bir katkı sunmuş oluruz.

Son tahlilde;

Maç sonunda kazanabilirse eğer oyuncularını çağırıp koro halinde 'güzeller içinde bir seni seçtim' türküsünü birlikte söylerler...

'Kaf Kaf Kaf, Sin Sin Sin, Kaf Sin Kaf' tekerlemesi dışında yaratıcığıyla, espri gücü olmayanları mahrum etmeyelim bu güzelliklerden!..

Taklit edilmek hoşuna gider insanın, duygu yoğunluğu yaşatır.

Repertuarlarına ekleyecekleri Bursa orijinli her türlü imitasyon için para da istemeyiz, telif ücreti de.

Sadece 'aslı gibidir, orijinali Bursasporlulardadır' desinler yeter.

Gurur duyarız, koltuklarımız kabarır...

Yinelemek istiyorum.

Geleceklerse adam gibi gelsinler.

Edepsizlik etmeden, takımlarını destekleyen deplasman taraftarlarına Bursaspor'un her bir ferdi bugüne kadar saygı duymuş, başının tacı etmiş;

Maç bitince de alkışlarla uğurlamıştır.

Ne yazık ki gelmeye hazırlananların niyeti bozuk maalesef.

Bursa'ya takımlarını desteklemeye değil, Bursalılarla, Bursasporlulara küfür, hakaret etmeye hazırlanıyorlar.

Onun için;

Kızdırmaya, tahrik etmeye, tribüne oturunca kullanacağı lavabo ve pisuvarları kırıp dökmeye sosyal medya üzerinden 'ant içmiş' böylesi fanatik bir güruha karşı Bursasporluları soğukkanlı ve sağduyulu olmaya davet ediyorum.

Küfür onların, güzellikler bizim olsun...

Bugün Süper Lig maçlarının oynandığı statların tribünlerinde, Bursasporlu taraftarlardan kopyalanmış tezahürat ve tekerlemeler kullanılıyor.

Özellikle Anadolu'da 'Bursasporluluk' çok yaygın ve 'kes, kopyala, yapıştır'la üzerine konarak, bizi taklit ediyorlar...

Özetlersek Bursaspor tribünleri bu ülke futbolunun en yaratıcı ve entelektüel seyircisine ev sahipliği yapma noktasında lokomotifi konumunda;

Ve bu farkını bütün Türkiye'de giderek hissettirmeye başladı. 

Bugünkü yazıma noktayı; spor yazarlığının ironi yaparak yorum yapma boyutunda tartışmasız zirvesi olan rahmetli meslek büyüğüm İslam Çupi'nin tuttuğu takım Fenerbahçe ile özdeşleşen o unutulmaz benzetmesini müsaadenizle Bursaspor'a uyarlayarak koymak istiyorum.

'Bursaspor büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür.

Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte; adı konamaz!'

NOT: Son cümlemdeki Bursaspor kelimesini çıkartıp yerine Fenerbahçe'yi eklerseniz; duayen yazar İslam Çupi'nin veciz betimlemesini öğrenmiş olursunuz.'