Kadının fendi, beni fena gerdi!

2022.09.04 12:03 - Son Güncellenme: 2022.09.04 12:03
A

Televizyondan İngiltere'de yapılan son Avrupa Kadınlar Şampiyonası finallerini izleyince ne zamandır merak ediyordum bizim kızların bu branştaki durumunu.

Hele rakibimiz son finalist Almanya; şehir de Bursa olunca o güzelim pırıl pırıl havada dağa, denize, pikniğe koşacağımıza 'ver elini maç' dedik.

Karşılaşma 2023 FİFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri H Grubuna dahilmiş.

Tam da maçını seçmişiz, 'şahane bir fırsat' dedim içimden ama sonrası tam felaket oldu.

Almanya'nın son şampiyonada neredeyse bütün maçlarını izlemiştim.

Erkek egemen futbolun asenaları; final maçını uzatmada talihsiz bir golle ev sahibi İngiltere'ye karşı 2-1 kaybederek favori gösterildikleri şampiyonayı ikinci sırada tamamlamışlardı.

'Tek kelimeyle özetle' derseniz ful aksesuar bir takım dişi panzerler.

Hemcinslerinde ne izliyorsanız futbol adına onlarda da hepsi mevcut.

Pas, çalım, orta, organize atak, şut, pozisyon bilgisi vs...

Benim merak ettiğim şey; böylesine kreatif bir rakibe karşı bizimkilerin ne yapacağıydı.

Kıyas yapabilmek; bizim kadınlarımızın ne kadar takım olduğunu bilmekten geçiyordu.

Neylersiniz ki anlı şanlı medyamız konuya top yekun 'Fransız olunca' İzmir'de oynanan son kadınlar finalini baz alarak; kafamdaki afaki skorlarla oturdum tribündeki yerime.

Ne bileyim inşallah 10 filan yemezdik (!) her türlü beraberlik resmen mucize olurdu, tek farklı yenilgi de  'kazanmış' kadar etki yapardı (!)

Uzatmayayım maç başlayıp bittiğinde; belleğimin kıvrımlarından ne geçtiyse; skor hariç öyle bitti 90 artı uzatmalar.

Kel alaka olanların bile anlayabileceği bir üslupla özetlersek; inanın üst üste üç pas yapamadan, organize diyebileceğimiz bir atak göremeden, doğru dürüst çalımla oyuncu eksiltip topu ayağımızda tutamadan tam siper savunma yaptık; her topu 'dan dun rastgele ileriye vurarak' bitirdik koskoca karşılaşmayı.

Rakip ilk yarıda 12, ikinci yarıda 9; toplam 21 köşe vuruşu kazanırken, bizim sadece o da ikinci yarının başında 1 köşe atışımız oldu!

Basın tribünündeki televizyonlarda karşılaşmayı veren kanal bulunmadığı için en çok da 'topla oynama oranlarını' merak ettim.

Abartmıyorum % 95'e % 5, en iyimser tahminle de % 90'a % 10 Almanya'yı göstermiştir rakamlar.

Ezildik, büzüldük, üzüldük kısacası.

Tribündeki az sayıda seyirci ki; 'ki bunların çoğunluğu da yaş grubu ufak sporseverlerdi'  hal-i pür melalimiz ortaya çıkınca; kızlarımızın topu 10 metre kadar sürüşüne 'gol pozisyonuna girmişçesine' coşkulu tepki verdiler!

Rakip kalecinin bir iki geri pas dışında hiç yere yatmadığı oyun; büyük bir şans eseri 3-0 bitince sevinelim mi, düşünelim mi karar veremedim!

Kadınlarımızın en güvenli ve iş yapan bölgesi savunmasıydı. Kaleci Selda Akgöz sayısız kurtarışlarıyla yıldızlaşırken, ortada Gülbin'le Kezban sağdan soldan yapılan sayısız rakip ortalarını kafa ile uzaklaştırmaktan helak düştüler maç boyunca.

Kurduğumuz majino hattı 3 gole kadar izin verdi. Dan dunla da bu kadar oluyor ne yazık ki.

Almanya'nın bayan futbolundaki pozisyonunu inkâr edecek değilim.

Çok hoşuma gittiler. Erkek gibi oynuyorlar kalecisinden sol açığına kadar.

Siyahi sağ açıkları Nicola Anyomi olağanüstü bir yetenek. Svenja Huth, Felicitas Rauch bu kategorinin dünya starları arasında.

Bizimkilerin bu kadar kötü olduğunu düşünmüyorum.

Belki kendi sıkletimizdekilerle kafa kafaya oynamışlığımız bile olmuştur.

Hocaları Necla Güngör'den ricam; oyuncularına rakibin gücü ne olursa olsun oyunu çirkinleştirmeden oynamaya çalışmalarını öğretmesidir.

Rakip Almanya diye bu kadar mı silik, korkak ve kötü oynanır sevgili kızlar.

Hiç mi ayağa pas yaparak oynamaya çalışmayı öğretmediler size?

Çalımı, orta yapmayı, ikiye birlerle adam eksiltmeyi filan!

Varsa yoksa 'dan dun da dan dun';

Onunla da bu kadar oluyor işte; 3-0 dünkü oyununuza göre 'süper bir skor'  idi, ne diyelim yine de sevinmek mi gerekirdi.

Aylar sonra stadyuma gidince eksikleri söylemezsek olmayacaktı.

Zemin tam bir rezalet. Bakımı yapılmıştır elbette ama bu kadar kötü olacağını hiç tatmin etmemiştim. Kuzey kale arkası nurlar içinde yatsın 'kel Mahmut''un kafası gibi!

Orta sahada ise topaklaşmış çim yığınları dikkat çekiciydi.

Yazın böyleyse; kışın ne olur düşünemiyorum.

Bu yıl sadece bizim stat değil Türkiye'nin geneli böyle.

Süper Lig'in zeminleri de alam veriyor. Antalya, Konya, Gaziantep;

Nedenini de defalarca yazdım, bir kez daha yazıyorum. Neredeyse tek tip modelde yapılmış çatılar.

Güneş ışınlarını tutunca; çimler yeterince beslenemiyor.

Sonra da uğraş dur toparlayacağız diye.

Çatılar değiştirilemeyeceğine göre; bu ıstırap hiç bitmez.

Stadyumda mazgal diye bir şey kalmamış. Hurda hırsızları toparlayıp götürmüşler ne var, ne yoksa.

Başkan Ömer Furkan Banaz 'yerine betonları döküldü, onlar yerleştirecek' dese de henüz bir faaliyet yok.

Son sözüm stat amiri sevgili dostum Varol Çorapçıgil'e.

'Basın tribününe çıkan asansörlerden sağdaki çalışmıyor' demiştim.

Bana 'ağabey ikisinin de bakımını yaptırıp, sezona hazır edeceğiz' demiştin.

Dün maça gidince bu kez sol taraftakinin çalışmadığını fark ettim, haberin olsun!


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları