Üzerime vazife olmadığı için 'üç büyüklerle, onların akçeli işlerine' mümkün olduğunca girmemeye çalışırım!

Üçü ile de en küçük bir gönül bağım yok;

Bursalı ve Bursasporluyum.

'İstisnası var mı' derseniz?

Evet var...

Rengi ve camiası ne olursa olsun, söz konusu kulüplerin yönetimleri tarafından bireysel anlamda reva görülen haksızlıklara tahammülüm yoktur.

Duramam, dayanamam mutlaka burnumu sorarak fikrimi açıklarım!

Yok çünkü ben spor yazarıyım;

Vicdan sahibi bir kulum.

'Bana ne filancadan' diyerek bir kenara çekilemem;

Çekilirsem işte o zaman kendimi inkâr ederim ki; Allah korusun...

Bana göre değil böyle bir davranış şekli.

Hele haksızlığa uğrayan, başarılarına karşın üzerine bir kalemde çizik atılan Türk sporcusu, Türk antrenörü ise karınca kararınca görüşümü açıklamak mesleki refleksim olduğu kadar namusumdur da...

Ağzımdaki baklayı çıkarayım artık isterseniz;

İsmail Kartal...

Fenerbahçe'nin çiçeği burnunda işsiz teknik direktörünü!;

Bir sezon önce milyon dolarları götüren demans çağı yaklaşmış' Portekizli Jorge Jesus'un başarısızlıklarını birer birer telafi etse de kapının önüne koyuverdiler sorgusuz sualsiz.

Üstelik 'sen bizim evladımızsın, her zaman lazımsız' denilen Ali Koç Yönetimi tarafından...

İstatistiklerine baktım; Galatasaray'a kaptırılan şampiyonluk dışında hep artı hanede Kartal'ın karnesi;

Sezona 10'da 10'la başlayıp Süper Lig tarihinde kulübüne 'en iyi başlangıcı' yaptırmış bir teknik direktör profili var ortada.

57 karşılaşmada 45 galibiyet,

Ligde 99 puanla lig ikincisi,

Puan ortalaması da 2.61.

Dahası;

Dış sahada Süper Lig tarihinin en fazla galibiyet ve en fazla puan toplayan teknik direktörü.

Oyuncularıyla 19 maçta 16 galibiyet, 3 beraberlik elde ederken de 51 puanla zirvelerde gezinmiş.

12 karşılaşmada ise kalesini gole kapatmış kader birliği yaptığı oyuncularıyla.

Derbi fukarası Jorge Jesus'un aksine ezeli rakipleriyle oynadığı 4 karşılaşmayı yenilgi yüzü görmeden tamamlarken;

Büyüklerin kendi aralarındaki rekabette en büyük kıstası olan bu istatistiği tersine çevirmesi bile gönderilmesine engel olamamış.

İsmail Kartal başarısızsa bu ülkede başarılı olmuş tek yerli antrenör gösteremezsiniz !

Bakın performanslarına yerlerde sürünüyorlar.

Ankaragücü Emre Belözoğlu; Karagümrük Tolunay Kafkas;

Pendikspor İbrahim Üzülmez;

İstanbulspor Osman Zeki Korkmaz'la küme düştüler !

4 yerli ve ünlü hocanın alayı da çuvallamış yani;

Sıfıra sıfır elde var sıfır;

Yerlilerin iki istisnası var;

Birisi şampiyon Galatasaray'ın teknik direktörü Okan Buruk;

Diğeri ikinci Fenerbahçe'nin camia ile özdeşleşmiş kadim ismi İsmail Kartal;

Sonuç;

Başarılı bir teknik adam daha;

6 yıllık tarihi başarısızlıklarını kamufle etmek isteyen bir yönetim tarafından sorgusuz,sualsiz, oturup, konuşulmadan kapının önüne konuluverdi.

Sezon öncesi Ali Koç'un gözdesiyken, sezon bitince 'en kötüsü' sayıldı...

Sadece Fenerbahçe'mi?

Bursaspor'un ikinci ligde şampiyon olduğu sezon formasını giyen Serdar Topraktepe'de yıllar sonra Türkiye Kupası kazandırdığı Beşiktaş'a yaranamayıp tadına doyamadığı yuvasına veda ettirildi.

Üç büyüklerde para var, pul var;

Ahde vefa yok;

En çok olması gereken manevi duygusal bağ yani;

Sporun her kategorisinde yerli antrenörlerin görev yapmalarını savunan birisiyim;

Futbolda, basketbolda, voleybolda ve diğer branşlarda.

Kuşkusuz Daniele Santarelli gibi istisnaları çıksa da;

'Yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı' diyerek esas duruşa geçerek nöbet tutarım.

Bana sorarsanız hiçbir artısı yok yabancıların...

Sadece üzerlerine yapıştırılmış etiketleriyle Türkiye'ye çalışmaya geliyorlar.

Ha İsmail Kartal, ha Jose Mourinho;

Kusura bakmayın ayıp olmazsa; 'aidiyet duygusu olmayandan bir halt olmaz' diyeceğim.

Senin gibi, benim gibi üzülüp, senin gibi, benim gibi heyecanlanacak;

Kaç kişiyi gördünüz bugüne kadar böyle bir profilde?

Paraya tapar bu tipler;

Başarısızlıkları kendilerine fatura edilmesin diye, bol sıfırlı tazminatlarına güvenerek kendilerini kovdurmak için mutlaka geçerli bir neden bularak tüyüp giderler!

Hep beraber göreceğiz; sezon uzun, Allah büyük;

O zaman;

Türk futboluna hoş geldin  ''the special one'' Jose Mourinho!