İki gözüm, canım ciğerim Bursaspor'um küme düştü...

2024.03.23 22:17 - Son Güncellenme: 2024.03.23 22:17
A

Matematikçiler modern olasılık teorisinin başlangıç tarihini Pascal ile Fermat arasında 1654'de yapılan bir mektuplaşmanın içeriğine bağlarlar.

Bu konuya ilk bilimsel yaklaşım ise 1657'de Christiaan Huygens tarafından ortaya çıkartılmıştır.

Bir spor yazısında ne 'kel alaka' bir durum değil mi; matematiksel kuramlarla kafanızı iyice çorbaya çevirmeye kalkmak;

Daha fazla uzatmadan nereye gelmek ve neyi anlatmak istediğimi söyleyeyim.

'Olasılık' ya da 'ihtimaliyet' denilen şey; bir şeyin olmasının veya olmamasının matematiksel veya olabilirlik yüzdesi değeridir. 

İçimizde kaldıysa eğer (!) meslektaşlarım 'Bursasporluluk refleksiyle' kabullenmemeye direnseler de;

Ben onlardan ayrışarak; 1965 yılında henüz 13 yaşındayken sevdalandığım Bursaspor'umun; bugün itibariyle (23 Mart 2024 Cumartesi) mantık ve mental olarak 2. Lig'den 3. Lig'e düştüğünü bağrıma taş basarak itiraf etmek istiyorum.... 

İki gözüm, canım ciğerim Bursaspor'umun önlenemez düşüşüne; bu şehrin medyasında gözyaşı dökerek ağlayabilecek bir elin parmağını geçmez gazetelerinden birisiyim;

Basın tribününe kamufle ettikleri kimlikleriyle doluşup; maç oynanırken sahaya odaklanacaklarına, bilgisayarından tuttuğu büyük takımın heyecanına (!) kendine kaptıranlardan olmadığım için; saflığımı koruyabilmenin tertemiz isyanıyla 'bu şarkı burada bitmez; yeniden bestelenip söylenmeye devam eder' diyebiliyorum;

Ne mutlu bana ve benim safımda olan arkadaşlarıma;

Sayıları azala azala bir tribüne sığacak kadar kalsa da; bugün armasının peşinden koşan taraftarı izlerken; dalıp yıllar öncesine gittim;

Gençlik yıllarımın verdiği heyecanla ve sabahın köründe; köküne kibrit suyu ekilen Atatürk Stadı'nın gişeleri önünde uzayıp giden bilet kuyruklarında geçirdiğim o saatler geldi.

Üşüsem de, ayaklarım uyuşsa da Bursaspor'a olan sevdam; güneşim olurdu benim;

Öyle günlerdi ki; anlatılmaya kelime yetmez; yaşanan heyecanlarla, arada bir düşen kara gölgeleri tarif etmeye alfabenin harfleri yetersiz kalırdı.

Güzel güzel anlaşırken; bir bayram arifesi maçını taşlı, sopalı meydan kavgasına dönüştüren Eskişehirspor- Bursaspor rekabeti; siyah ile beyazın yan yana duramayacağı kadar bizi ayrıştırsa da; en iyi ilaç olan zaman içinde ortak paydada buluşmanın dayanılmaz keyfiyle;

Beşiktaş1981 yılında Bursa'da 5-0 yendiğimiz o tarihi maçta Sedat 2'nin neredeyse santradan gönderdiği füze ile attığı unutulmaz golünü; geçmişin bütün naifliğiyle ve bir film şeridi gibi geçip gidiverdi gözlerimin önünden;

Yattıkları yerlerde dinlensinler; Mesut Şenler, Ersel Altıparmaklar, İsmail Tartanlar, Ahmet Tuna Kozanlar, Osman Uçanerler, Nejat Biyedic ve Majid Mususiler ile;

Kulübün idolleşmiş yıldızları Elvir Balicle Pablo Martin Batallaya beynimin kıvrımlarında hala tazeliğini koruyan o tükenmeyecek hayranlığım ve dudaklarımın ucundan dökülen mısralar aracılığıyla selamlarımı gönderdim.

Bursaspor yaşamının asla vazgeçemeyeceğim önemli bir parçası, bana babadan,atadan değil; kendi sevdam üzerinden kalan en değerli mirasıdır.

Bugünü yaşayarak bir kere ölmek; yarınlarda bin kere dirilmek demektir...

Bu kulüp koşulları ne kadar ağır olursa olsun bir şekilde mutlaka ayağa kalkacak ve mecrasında yürüyerek eski görkemli günlerine mutlaka geri dönecektir.

Belki yaşım gereği o  günleri göremeyecek olsam da; Bursasporlu olarak doğup, Bursasporlu olarak ölmek benim için mirasların en değerlisi;

Hem de sonsuza kadar ve ilelebet;

'Nasıl bir maç yazısıdır bu, nerede yorumun' dediğinizi duyar gibiyim.

'Gitmemeyim' dedim;

'Yine heyecanlanıp, tansiyonum çıkacak' dedim;

Sevgili eşimin onca yalvar yakarını dinlemeyip yine stada koştum;

Hem de başıma neler geleceğini ve nasıl üzüleceğimi bile bile;

Yeşil beyazlı armanın tarihe not düşmüş bütün başarılarıyla, başarısızlıklarını bire bir yaşayıp, tanıklık etmiş bir Bursaspor aşağına söz dinletmek çok zordur.

Yola çıkarken 2. Lig takımı olan Bursaspor'u, 3. Lig'e yolcu ederek eve dönmek ne demektir bilir misiniz siz?.

Kaderde bu da varmış; dayanmaya çalışacağım...

Ellerim tuşlara gitmedi kusuruma bakmayın;

Sahadaki o tertemiz ve pırıl çocukları eleştirerek zaten kırılmış kalplerine bir de ben hançer saplayarak kendime 'Sende mi Brütüs' dedirtmek istemedim...

Büyük Atatürk ne kadar güzel söylemiş ezbere bildiğim 10. Yıl Nutkunda;

'"Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim." diyerek...

Sevgili Bursasporlular;

Ben yaştakiler geldik, gidiyoruz;

Emanet siz gençlerde;

Bursaspor bayrağını hiç yere düşürmeden ebediyete akıp giden yıllar içinde daha büyük şereflerle, onurlarla ve başarılarla dalgalandırarak; 2010 Mayıs'ının ruhuna sahip çıkarak diriltmeye çabalayın'.

Her düşüşün mutlaka bir ayağa kalkışı vardır;

İşte o gün, bugünüz olsun;

Bursaspor'umuz çok yaşasın...


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları