'Gürcistan mı kazandı, yoksa biz mi verdik maçı?'

Bana göre ikinci şık.

Uzatmaya gitmeden alabileceğimiz maçı; kırılma anlarındaki konsantrasyon eksikliğimizden hediye ettik Gürcülere.

Konsantrasyon eksikliği(!)

Yani savunmadaki anlık refleks zaafları.

Örneklerle açıklama getirelim.

Bire birlerde sürekli geçildik alçak postta dribbling üzerinden çembere atak edenlere. (Özellikle Alperen Şengün)

'Nasılsa sokamaz' içgüdüsüyle şutunu riske ettiğinden 3 sayı birden yemek (Örneğin Aleksander Mamukelashvili'nin maçı uzatmaya götüren şutuna birisi elini kaldırmış olsa; en azından net atış şansını bozabilirdik).

Uzunlarımız bu maçlık sınıfı geçmiş olsa da; ilk iki karşılaşmada 5 numaraların performansı ciddi anlamda düşündürücüydü.

Savunma. Savunma, yine savunma.

Basketbolda kazanmanın vazgeçilmez faktörü.  

Savunmalar artık günümüz basketbolunda olabildiğince sert ve temaslı yapılmakta.

Amiyane söylemle 'Vur, kır parçala' formatının bir tık altına inmiş durumda.

Uygulama safhasına geçildiğinde hakemlerin toleransının iyice arttığını görüyoruz;

O zaman mecbursunuz ortama ayak uydurmaya.

Konsantrasyon eksikliği; hücum setlerinde de baş ağrımız.

Topu iyi paylaştığımızda bir şekilde boş adamlardan skor bululuyorsak ta; düzen dışına çıkılınca zorlama atışlara kalıyoruz. 

Gürcistan dün / önceki / gece olabildiğince sert ve yakın temaslı oynayarak önemli skor opsiyonlarımıza rahat şut olanağı tanımadı.

Shane Larkin'i sindirebilmek için her yolu denedi ev sahibi takım.

Yüksek show uplarla (sıralı perdelemeler) neredeyse logoda karşılanan oyuncumuz; yüksek posta yıpranmış ve yorulmuş bir şekilde gelebildi. Set düzeninin dışına çıkınca da kendi şutunu yaratmada zorlandı.

Onun atamadığı maçlarda sıkıntı çektiğimiz bilinen bir gerçek.

Larkin 'özel birisi' olunca ondan takımı oynatmanın, uzunları tepeden ikili oyunlarla çembere devirmesinin dışında skor da bekleniyor haliyle.

Atamadığında da kriz başlıyor;

Takımın diğer oyuncuları bir an önce skor bulma adına inisiyatif kullanarak sistemin dışına çıkıyorlar.

Hepsini yaşadık bunların dün / önceki / akşam; önemli eksikleri olan Gürcistan kendini için de kader maçı olan karşılaşmada hakem ve seyirci faktörünü kullanmanın yanı sıra; bilinen çirkefliğini de ekleyerek bizi tuzağına düşürerek amacına ulaştı.

Sözün özü; bu maça özgü çalışılmış Gürcü taktiklerini(!) maçın tuzu biberi gibiydi!

Sonunda korkulan başımıza geldi.

Sanadze'nin tahrikleri; Furkan Korkmaz'ı çileden çıkartsa da sakin kalmasını bilmeliydik.

Düzenimiz bu planlı tahrikle bozuldu; ardından kendine hâkim olamayan Ergin Ataman'ın atılmasıyla da kriz zirve yaptı.

Tabii bazı şeyleri unutmak mümkün olmuyor.

Ev sahibi terbiyesizliğinin soyunma odasına giden koridorlarda Furkan'ı darp edecek kadar büyümesi resmen bir skandaldır.

Sahada dövdüğün yetmiyormuş gibi, koridorda devam et olacak şey değil.

Bakalım böyle bir rezalete FİBA nasıl tepki verecek bekleyip göreceğiz.

Rakip bu kadar eksik (Shengeila, Bitadze) ve eksilmişken (saha içinde 5 faul alıp çıkan Shermadini ile diskalifiye olan Sanadze) kazanıp grup birinciliğini garantileyecekken; hesapta olmayan bu yenilgi ile işimizi kendi elimizle zora soktuk.

Maçın içindekiler kadar, maç sırasında çıkan olaylarla, soyunma odasındaki rezalet de milli takım kurmayları tarafından yakından takip ediliyor.

Biraz da bunlarla ilgili derlediklerimi aktarmak istiyorum.

Furkan Korkmaz kurallar gereği bir sportmenlik dışı, bir de teknik faul aldığı için diskalifiye edilmiş oldu.

Hakemler daha sonra ikili arasında gerginlik devam edince iki oyuncuya da diskalifiye edici faul kararı verdiler.

Furkan Korkmaz daha önce atılmış olduğu için, yani bu maç için takım üyesi sıfatını kaybettiği için diskalifiye edici karar verilemez, hakkında ancak rapor yazılabilirdi.

Buna karşılık Sanadze hala oyuncu olduğu için diskalifiye edici faul, sayı kağıdında onun hanesine yazıldı. (Cezası 2 atış, artı topu oyuna sokma hakkı)

Bu pozisyon sonrasında Furkan turnike atarken Sanadze'ye çalınan faulden dolayı 2 serbest atışla birlikte; oyunun 4 serbest atış kullanmamız ve topu kenardan oyuna sokmamızla devam etmesi gerekiyordu.

Hakemler ise Furkan'ın yerine oyuna giren Buğrahan'a 2 atış yaptırdı.

Milli takımımız bunların yanı sıra; karşılaşmanın iki oyuncunun diskalifiye edilmesinden sonra yeniden başlatılırken 22 saniye eksik oynatıldığını iddia etti. Millilerimiz yanı sıra kural hatası yapıldığını da öne sürerek son 4 dakikanın yeniden oynatılması yönünde FİBA'ya itirazda bulundu.

Eleştirilen bir başka konu da; Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu'nun Gürcistan'a gelmeyip, karşılaşmaları evinde izlemiş olması.

Ergin Ataman ise otelde çıkan yemeklerden şikâyetçi oldu ' Çocuklar resmen aç kaldı. Burada her şey tek kelimeyle rezalet' diyen Ataman; Gürcistan'ın ev sahipliği noktasında kötü bir sınav verdiğinin altını çizdi.

FİBA'nın Avrupa Başkanı Turgay Demirel'in çıkan olaylardan sonra milli takım kafilesini aramaması da bir başka eleştiri konusu.