Frutti Extra Bursaspor'un gücü yetmedi

2023.01.16 00:55 - Son Güncellenme: 2023.01.16 00:55
A

Bu maç bir kere seviyemizi test etme açısından çok faydalı oldu.

İkincisi; Frutti Extra Bursaspor gibi Süper Lig seviyesinde yeni sayılacak mütevazi bir kadroya, Fenerbahçe BEKO gibi  ultra kalite bir Euroleague takımının hangi gözle baktığını gösterdi.

Denk getirseydik belki yenerdik.

Ama bu aldatıcı olurdu.

Çünkü aramızdaki siklet farkı öyle böyle değil.

Terazinin bir kefesi arş-ı alada; diğer kefe kuyunun dibinde çamura batmış durumda.

Farzımuhal Nick Calathes' in sezonluk parasına denk bütçeyle  kurulmuş bir kadro; bu sporda başı göğe ermiş Fenerbahçe'yi yensin istiyoruz.

Oda olacak ama zamanla.

Bir kere yenip, o şerefi tatsak ta; başarılara devamlılık kazandırmak için yapması gereken daha çok ödevleri var Frutti Extra Bursaspor'un.

Örneğin;

Daha büyük salon; daha iyi ve dominant yabancılarla, daha iyi yerli oyuncular.

Kalite farkı ortaya çıkıverdi bu maçta.

Bir tık aşağıdakilere sözümüzü geçirsek de; çıtayı en tepeye yerleştirenlerle kora kor, dişe diş oynayabilmek için henüz çok erken.

Karşılaşmanın en dikkat çekici detayı neydi biliyor musunuz?

Gözü öylesine korkmuş ki Fenerbahçe BEKO nun Frutti Extra Bursaspor'dan;

'Aman bir kazaya uğramayalım' diye inanılmaz aşırı motive olmuş bir şekilde çıktı parkeye.

Euroleague ve Süper Lig bağlamında 'yüzde bir milyon' sezonun en istekli ve en iyi maçını oynadılar.

Neredeyse kaçırmadan takip ederim maçlarını; kazanma arzularının böylesine tavan yaptığı ikinci bir karşılaşmasını inanın hatırlamıyorum.

Sanki Barcelona'yla, Real Madrid'le, Olympiakos'la oynar gibi motive olmuşlardı; biraz başları hariç defosuz, falsosuz (Melih Mahmutoğlu dışında) bir şekilde gaza basarak sonuna kadar öyle götürdüler.

Sözü şuraya getirmek istiyorum;

Frutti Extra Bursaspor için bu yenilgi; ileride baktıkça gururla hatırlayacağı bir şeref nişanı sayılmalıdır.

Yanı sıra Süper Lig'in iki değişmez büyüğünün; Bursaspor'u artık kendi seviyelerinde bir rakip olarak kabullendiklerinin de somut örneğidir.

Korktuklarını peşinden bir bir sıraya dizen Frutti Extra Bursaspor'un yeni vizyonu; şampiyonluğun değişmezleriyle kora kor oynamakla, Avrupa basketbolunun en önemli ve ayrıcalıklı platformunda yerini bir an önce almak olmalıdır.

Yani;

Rakiplerimiz bugünden sonra Merkezefendi, Beşiktaş, Aliağa, Konya, Gaziantep vs değil; Euroleague'nin Türkiye'deki eş anlamlılarıdır.

Sponsorumuzun getirdiği noktadan dönüş olmayacağına göre;

Daha büyük hedefler için kollar şimdiden sıvanmalıdır.

Kalite ile, seviye nerelerde olmalı; Fenerbahçe BEKO maçı ile bir kez daha öğrenmiş oldu.

Maçla ilgili kısma gelecek olursak;

Avrupa'da üst üste 5 maç kaybedince camiasında ' karizmayı erken çizdiren antrenör' muamelesiyle yüz yüze kalan Yunanlı Dimitris İtoidis'in maç içindeki hamleleri;  Frutti Extra Bursasporlu meslektaşı Dusan Alimpijevic'in bundan sonrası için kulağına küpe olacak  anekdotlarla doluydu.

Rakip farklı kazanırken; aslında ev sahibine kalan haftalarda nasıl oynaması gerektiğiyle ilgili tiyolar verdi!.

Bunlardan birincisi; kadro derinliğinde önemli  bir eksik halka gibi durmaya devam 'şutör yabancı ya da 3 numara' transferinde daha fazla geç kalınmasının telafisi zor yaralar açabileceğini göstermesiydi.

Fenerbahçe atletik özellikli Nigel Hayes'i hem dışarıdan bir forvet, hem de alçak posttan sırtı dönük oyunlarda 4-5 numara gibi kullanırken; aslında Bursaspor'a da 'en büyük handikabı olan 'post up, boyalı alan' savunmasında alacağı önlemleri kulağına üflüyordu.

Bir uzun kadar atlet, bir 3 ve 4 numara kadar yaratıcı ve şutör olağanüstü oyuncu Jonathan Motley'le de uzun departmanına transferin nasıl yapılması gerektiğini öğretti, öğrenebildiysek ne mutlu.

Yıllardır bu seviyede 3-4-5 numara oyuncusu izlemedim dersem inanın abartmamış olurum.

Hayes'in durdurulamayan çok yönlü performansı; alt taraftaki maçlarda havalarda uçarak smaçlar vuran Zach  Auguste'nin fizikli ve çok yönlü bir rakip karşısında nasıl yetersiz kaldığının yaşanmış bir belgesi gibiydi.

Bire bir oynamaya başlayınca itiş kakış sonunda bitiren, olmazsa fadeaway jumping (geriye çekilerek şut kullanma) üzerinden şut sokan Hayes, temaslı savunmalarda yetersiz kalan Zach'la; adeta basketbola yeni başlıyormuşçasına hazan yaprakları gibi dökülmeye devam eden Ahmet Düverioğlu'nun savunduğu çember altını adeta kevgire çevirdi.

Üç potansiyelli guardını zaman zaman ikili olarak sahaya salan İtoitis maçın içinde en çok bu pozisyondan katkı aldı. Wilbekin ilk iki çeyrek inanılmaz bir yüzdeyle üçlük sokarken, şutu olmasa da oyunu ve topu iyi yönlendiren, süper pasör Yunanlı Calathes'in oyunda olduğu sürelerde Fenerbahçe momentumu elinden hiç bırakmadı.

Solak Sırp oyun kurucu Marko Guduric'de yerinde ve zamanında savunma hamleleriyle Frutti Extra Bursaspor'a özellikle geçiş hücumlarından sayı imkanı tanımadı.

 Maçın kontrolünün sürekli Fenerbahçe'de kalmasında; Bursaspor'un saha içi organizatörü Derek Needham'ın Metecan'la önde uğradığı baskıyı kıramaması kadar, top Fenerbahçe alanına geçince de yine Metecan'ın yardımına koşan kısalarla yapılan ikili sıkıştırmalarla pasifize edilmesi önemli rol oynadı.

Çok sert, temaslı ve sürekli adam değişerek savunma yapan Fenerbahçe bu oyun sistemiyle Frutti Extra Bursaspor'u bilindik düzeninin dışına çıkartarak zorlama atışlara yönlendirdi.

Bu maç için belki de 'ligin en agresif ve sert savunmasının uygulandığı karşılaşması oldu' diyebiliriz.

Böyle olunca Frutti Extra Bursaspor'da bütün yük; bu maçta olduğu gibi sezon başından beri olağanüstü efor sarf eden Onuralp Bitim'in omuzlarına bindi.

Çabuk faullediği içini ikinci periyotta neredeyse kenarda oturmak zorunda kalan Onuralp'in yokluğunda Bursaspor bir türlü ikinci bir skorerini bulamadı.

Takımda çembere atak ederek bitirecek ikinci bir oyuncu da bulunamayınca; Fenerbahçe bu süreyi iyi değerlendirerek farkı 20'lerin üzerine çıkarmayı başardı.

Clemmons yaratıcılığının yanı sıra, birebiri olmayan statik bir şutör ve çembere bakmaktan ziyade; oyunu organize ederek, topun Bursaspor'da kalmasını sağlamaya çabalıyor.

 Anlaşılmaz bir şekilde  geciken / geciktirilen / 3 numara transferi ise buzdağının görünmeyen kısmı.

Alternatif şutör olmayınca; Fenerbahçe gibi bir rakibe kafa tutarak, direnç gösterebilmek mucizelere kalıyor.

Oyuncu havuzu da iyice daralmış durumda.

Belirli bir skor potansiyeli olan kaliteli oyuncuyu bu saatten sonra getirmek de kuşkusuz büyük paradır.

Yine de 'takımın başındaki büyüklerimizin bir bildiği vardır' diyerek sabırla beklemeye devam ediyoruz.

Fenerbahçe BEKO'da kadro derinliğini anlatma kelimeler yetmez.

Arada bir şans bulan Metecan Birsel bu maçta Needham'a yaptığı etkili savunma ve kritik anlarda soktuğu şutlarla göze batarken, süreleri giderek azalan Şehmus Hazer'de şansını iyi değerlendirerek birebirlerden eksta sayılar bularak farkın kapanmasının önüne geçti.

Kritik anlarda, kritik atışları cezalandırma gibi özel bir görevi olan Melih Mahmutoğlu'nun;  bu maçta ajan provokatörlüğe soyunmasına  bir anlam veremedim!.

Zaten açık farkla öndesiniz.

Basketi attıktan sonra VİP koltuklarına dönerek laf yetiştirmek de ne oluyor ki?

Küfredildiyse yaptığın edepsizliklerin içindir. (Asla tasvip etmiyorum orası ayrı)

Üstelik milli basketbolcusun; Şubat ayı içinde Bursa'da Letonya ile maç var. Kadroda mutlaka olacaksındır da, nasıl ve hangi yüzle çıkacaksın o salona şimdi ?.

At basketini yürü git.

Maçtan sonra yakın dostum Fenerbahçe Menaceri Cenk Renda'ya Melih'in davranışlarıyla ilgili ne düşündüğünü sordum.

Gülerek geliştirdi.

Kesinlikle bilinçli olarak sahada bıraktılar Melih'i. Seyirci daha çok küfretsin, olay çıksın, Bursaspor ceza alsın diye.

Taraftar da bu oyuna gelmemeliydi.

Tam ritim yakalamışken yapılan anonslarla oyuncular frene basmış kadar oldu. Moraller bozuldu. Bir daha da toparlanamadılar.

Üçüncü anons yapılsaydı tribünler boşaltılacaktı. Hakemler işi oraya kadar götürmediler.

Ne var ki edilen küfürlerle, maç sonunda tünelde yaşanan kargaşa; hakem ve gözlemci raporlarına mutlaka en ağır şekilde geçecektir.

Daha önceden vukuatımız olduğu için para cezası kaçınılmaz, rakamı katlarlar.

Çalış, didin kazan; sonra hepsini cezalara yatır.

Hak mıdır, reva mıdır bu durum Bursaspor'a?

Yazık ki ne yazık; çok üzülüyorum.

İnşallah sahaya atılan bir maç madde ile tüneldeki itiş kakış gereğinden fazla büyütülmez de seyircisiz oynama cezası almayız.

Dusan Alimpijevic sihirbaz değil ki ?.

Bu maçı çevirmek için bir çok faktörün bir arada olması gerekiyordu.

Oyuncu kalitemizin böyle maçlar için yetersiz olduğunu bir kere daha gördük.

Onuralp Bitim dışında ekstra yıldızımız yok.

Çocuğu Michael Jordan gibi her türlü işte kullanıyoruz;

'Şut at Onuralp, çembere git Onuralp, smaç yap Onuralp, ribaunt al Onuralp. Sen her şeyimizin Onuralp'...

O da bir can sonuçta; bir yerden sonra pes ediverir.
Bir oyuncunun sırtına bu kadar yük bindirilmez ki?

Sonuç itibariyle Alimpijevic'le oyuncularının en küçük bir kusuru yok yenilgide.

Ellerinden geleni yaptılar ama olmadı.

Kadromuz yetersiz kaldı, gücümüz yetmedi.

Daha iyi yerlere çıkabilmek için; öncelikle  2-3 numara aralığına iyi bir şutör olmasının yanı sıra, çembere giderek de bitirebilen alternatifli bir oyuncu gerekiyor.

Hem de acilen...

Yine de canınız sağ olsun çocuklar.

Bu kısacık zaman diliminde öyle güzel şeyler yaşadık ki sizlerle; artık kimse; hiçbir şeyi beğenmez oldu haberiniz olsun!..


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları