Frutti Extra Bursaspor: Basketbolda ezberleri bozan takım

2022.10.20 17:54 - Son Güncellenme: 2022.10.20 23:06
A

Sizce de gelip geçici bir tesadüf müdür bugüne kadar elde ettiği başarıları;

Yoksa bütün bunlar sürekliliğine kimsenin kuşku duymayacağı bir yerlere doğru mu evrilmekte Frutti Extra Bursaspor'un?

Kesinlikle ikinci şık.

'Bugün düşüşe geçer, yarın tökezlerler' bağlamındaki felaket tellalı fal bakıcılar bile her hafta, her maç farklı bir Bursaspor kimliğiyle karşılaştıkça daha çok şaşırıyorlar.

İnadına savunma yapmaya çalışan, hücumu inadına bir kaç opsiyonun dar kalıpları üzerine kurgulamadan; olabildiğince şekillendirerek oynamaya çalışan farklı ve kompakt bir takım görüntüsü içinde Frutti Extra Bursaspor an itibariyle.

Ligde 3'te 3 yapmasına dudak bükülerek yaklaşılan bu takım;  EuroCup'da bu kupanın favorilerinden Cedevida Ljubljana ile Joventut Badalona'yı da peş peşe devirince; kuruntulu bakış atanların ne hikmetse sempatik bir iyimserliğe rota kırdıklarını görüyoruz!.

'Galiba bu takımda bizim diğerlerine göre fark edemediğim gizemli bir şeyler saklı!.

Müsaadenizle yani !

"5'de 5 yapmak" öyle kolaycacık olmuyor ki;

Hele hele Euro Cup'da zirveleri görmüş en baba iki takımı 'sağım solum sobe' dedirtmeden evire çevire yenmek;

Her babayiğidin harcı olmamalı.

Alıştırılmışız Anadolu Efes'le, Fenerbahçe BEKO'dan gelen başarılara;

'Yaparsa bunlar yapar; gerisi oturur ağlar !'

Yok öyle değil işte!

Anadolu'dan da feriştahına fütursuzca meydan okuyan birileri çıkacaktı günün birinde;

Sonra da herkes şaşırıp kalacaktı.

Sanıyorum ve yanılmıyorumdur; şaşırıyorsunuz değil mi 'nereden çıktı bu Frutti Extra Bursaspor' diye !

Böyle bir diklenmenin salt P.Karşıyaka'dan ibaret kalacağını sanarak diğerlerine dudak bükmenin; eninde sonunda bir yerlerden döneceğinin dışa vurumudur bu önlenemez ivmelenme.

Bursa basketbolunu neredeyse yarım asırdır seyirci ve gazeteci olarak takip eden naçizane bir gazeteci olarak gelinen son noktada teşhisim şöyle.

Tofaş'ın açtığı yoldan devam edip şehirdeki basketbol bayrağını devralan Frutti Extra Bursaspor; geçici bir hevesle ortaya çıkmış anlık heyecan filan değil; her sene üzerine biraz daha ve farklı bir şeyler koyarak büyümeye devam eden ciddi bir yatırımın yükselen ayak sesleridir.

Şelalenin yukarıdan yatağına dökülürken çıkardığı sesi daha gür duyulmaya başlandı bu sezon değil mi?

Kimsenin farkına varamadığı kadar farklı olduğu için ilginç, enteresan geliyor basketbol severlere de zaten.

Sonra da dönüp soruluyor 'nasıl başardılar' diye.

Anlatalım...

Bir kere yönetimi; yerlerde sürünmeye devam eden futbol şubesinden bağımsız hareket ettiği için ekonomik özgürlüğüne sahip ki; bu nokta en önemli kriter.

Sponsoru sadece Bursa'nın değil, Türkiye'nin hatta Avrupa'nın en karizmatik içecek gruplarından, marka değeri olan Uludağ İçecek.

Sahibi olan aile ise; asırlardır bu şehrin kökeninde var olan Erbak ailesi;

Mehmet Erbak, Nuran Kızıl (Erbak), Ömer, Levent Kızıl kardeşler.

Torun muadilindekiler ( yani Ömer ve Levent Kızıl) damarlarını kesseniz kanları yeşil beyaz akacak kadar fanatik Bursaspor sevdalıları.

Futboldan basketbola evrilince daha çok fark edilmeye başlandı spora olan hizmetleri.

Her şey planlı, programlı, bir puzze'nın parçaları gibi birleştirildiğinde ise 'Frutti Extra Bursaspor' tablosu ortaya çıkıyor.

Şube başkanı Sezer Sezgin bu yapılanmada önemli bir kilometre taşı.

Sessiz, sakin, beyefendi kimliğinin altında inanılmaz üretken ve iş bitirici.

Yönetimle sponsordan bağımsız olarak; ayrıca bir de icra kurulları var.

Hepsi Bursa'nın  önemli aileleriyle, iş adamlarının çocukları.

Bir araya geldiklerinde kafa kafaya vererek basketbol şubesi için proje üretirken, diğer yandan da 'nasıl daha büyürüz' ün hesaplarını yapıyorlar.

Egolar öne çıkmadan; ortak akıl, ortak çalışmalarla kulüp yönetirseniz; başarılı olmamak için hiç bir neden kalmaz.

Örnek vermek gerekirse;

Bugün salon içine yerleştirilmiş koltuk sisteminde (VİP koltuklar) Anadolu Efes'le, Fenerbahçe BEKO'nun ardından en çok para kazanan kulüp Frutti Extra Bursaspor.

 Şimdiden hepsini pazarladılar, kombinelere de müthiş bir ilgi var.

Öyle sanıldığı gibi iş adamlarıyla, fabrikatörlerin ayaklarına gitmiyorlar; talep karşı taraftan geliyor 'bizim personelimize de kombine alarak maçlara götürmek istiyoruz' diye.

Salonun içindeki ledlerde yanıp sönen reklam kuşakları adeta para basıyor.

'Bas parayı, al oyuncuyu' mantığı; asla böyle bir şey yok.

Her şey hesap, kitap dahilinde.

Getirilen her oyuncu için son kuruşuna kadar pazarlık yaparak, menajerlere söğüşlenmeden kuruluyor kadrolar.

Son ABD'li Sindarius Thornwell'in getirilmesi neden bu kadar gecikti sanıyorsunuz; işte bu yüzden!

Anadolu'ya ilham olmak, rol modellik yapmak böyle olur işte; bilmeyenler öğrensin!

Fark sadece yönetim modelinde mi Frutti Extra Bursaspor'un?

Asla...

Teknik yapılanma, idari sistem, oyuncu kadrosu.

Ve tabii ki taraftar.

Bunlara da bakmak lazım.

Hepsi kendine özgü bir karaktere sahip;

Bugün Türkiye'nin basketbol oynanan salonlarında ve üç farklı şehrinde seyirci; tribünleri doldurmak için maç izlemeye gidiyor.

Birincisi İstanbul'da Anadolu Efes'le Fenerbahçe ve Galatasaray'ın maçlarına.

İkincisi Ege'de yani İzmir'de P.Karşıyaka için;

Üçüncüsü; en önemlisi:

Anadolu'nun açık ara lideri var sırada; yani Frutti Extra Bursaspor.

Türk Telekom'la ayağını yeni yeni alıştıran taraftar, Joventut Badalona maçında son koltuğuna kadar doldurdu Nilüfer'deki salonu.

VİP'le özel davetiyeler sayılmadığı için; 5406 biletli seyirci izlemiş maçı. Toplamda ise 7 bine yakın.

'Bu denklem içinde en ateşlisi kim?' diye sormayacağım artık buradan!...

Tabii ki Frutti Extra Bursaspor taraftarı.

Joventut Badalona coachu Carles Duran'ın ifade ettiği gibi;

'Bu seyirciyle Bursaspor'u evinde kimse yenemez. Şaşırıp kaldık!'

Şaşırtıyorlar gerçekten de;

Teksas'ın organize ettiği tribünlerden yükselen  seslerin desibeli geçici sağırlığa neden olabiliyor!..

Maçtan sonra soruyorsunuz; 'kulaklarım hala çın çın çınlamakta ' diyenler hiç de az değil!.

Farklı kulübün farkları bu kadarla da sınırlı kalmıyor.

Coachu Dusan Alimpijevic'le; sahada ter döken oyuncular en büyük farkı yaratanlar.

Bir savunma ve taktik stratejisti Alimpijevic.

Frutti Extra Bursaspor'u kendi liginde ve Avrupa'da sezon itibariyle en sert, en temaslı ve en az sayı yiyen takımı yaptı.

Yerli oyuncularına aşıladığı öz güvenle, onları adeta yeniden Türk basketboluna kazandırması ise müthiş bir başarı hikayesi.

Anadolu Efes'le P.Karşıyaka yıllarında dakika almakta bile zorlanan Onuralp Bitim'in Frutti Extra Bursaspor günlerinde ligin en çarpıcı yerlisi haline gelmesi boşuna değil.

Bu yıl listeye Fenerbahçe BEKO'dan oynatılmadığı için ayrılan Ahmet Düverioğlu ile, kendisine yeni bir şans kapısı aralamak için Frutti Extra Bursaspor'u tercih eden Yiğitcan Saybir'de eklenmiş durumda.

Enes Berkay Taşkıran sırasını bekliyor.

Ömer Utku Al bile hamle oyuncusu olmaktan çıkarak, baş rollere 'hazırım' demekte.

Hatta Tarık Sezgün bile 'umutsuz vaka' olmaktan yavaş yavaş çıkmaya hazırlıyor kendisini;

Coach farkıyla küllerinden yeniden doğarsa şaşırmamak gerekebilir!.

Az paralara alınmış yabancılar ise müthiş bir enerji ve savunma motivasyonuyla oynamaya devam ederek Frutti Extra Bursaspor'un yükselen yıldızına ayrı bir değer katıyorlar.

Oyun kurucu Derek Needham kadronun hem saha içindeki ilham kaynağı, hem de büyük ve farklı bir organizatör.

İyi tanıdığım için rahatlıkla kıyaslayabiliyorum.

2000'li yılların Tofaş efsanesi play maker David Rivers ne kadar oynuyorsa o da o kadarını oynamakta.

Diğerleri de öyle...

Aralarına yeni katılan NBA patentli point guard Sindarius Thornwell ile geçen yıldan eksik bırakılmış son halka da tamamlanmış oldu.

Derek Needham'ın saha içindeki görevinde hamle yaptıracak puzzle onunla tamamlanabilirse eğer; 'Frutti Extra Bursaspor bu ligin gizli şampiyonluk adayıdır' savı iddia olmaktan çıkar; gerçeklik payını tartışabiliriz.

Çünkü bu kadroya daha uzun rotasyonunda sakatlığı devam eden Zach Auguste ile shooting guard Enes Berkay Taşkıran'da eklenecek.

İşte böyle;

Bilmem anlatabildik mi 'Frutti Extra Bursaspor'un başarısının altında yatan faktörleri;

Daha fazlası da olamazdı zaten;

 

 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları