'En iyi Brezilya hangisiydi' diye sorarsanız?

2022.12.06 22:09 - Son Güncellenme: 2022.12.06 23:21
A

 Brezilya Dünya Kupası'nda bugüne kadar 5 kez kupa kazandı.

1958 'de (İsveç) henüz okulla tanışmamış, sokakta çelik çomak, bilye oynayan bir bebe olarak futbol yaşantımda olmadığı için hiçbir şeyden haberim yoktu.

Neden sonra bu kupanın dünya futboluna Pele (Edson Arantes  do Nascimento / siyah inci) isminde bir yıldız hediye ettiğini gazetelerden okuyarak öğrenecektim.

1962 Şili'de Brezilya ikinci kez şampiyon oldu.

Henüz televizyonla tanışmamış bir ülkenin ilk okula giden öğrencisi olarak; o günün gazetelerinden maçların sonuçlarını okuduğumu anımsıyorum.

1958  İsveç'te yıldızı parlayan Pele'nin Şili'de ismi alıp yürümüş; 'siyah inci' futbol dünyasına bir yıldız gibi doğarak kendini kabul ettirmişti.

1966'da İngiltere'de yapılan 8. Dünya Kupası beni ilk kez televizyonla tanıştırdığı için önemliydi.

İngiltere Wembley'deki finalde Batı Almanya'4-1 yenerek tarihinin ilk ve son kupasını kazanırken; son iki şampiyon Brezilya bu kez umduğunu bulamadı. Daha üzüntü verici olanı; Pele'nin sakatlanarak turnuvayı tamamlayamayacak olmasıydı.

1970 Meksika...

Baştan sona ve büyük bir heyecan içinde gazetelerle ekrandan takip ettiğim ilk dünya kupası.

Brezilya finalde İtalya'yı 4-1 yenip kupayı 3. kez kazanırken; Pele'nin dışında başka yıldız adaylarının dünya futbolunda parlamaya başladığını gördük.

Kaleci Felix, Carlos Alberto, Ze Maria, Clodoaldo, Gerson,Tostao, Rivelino, Edu, sağ açık Jairzinho; elbette Pele.

Azteca Stadı'ndaki mahşeri kalabalıkta resital yapmıştı Pele bir kez daha; hem de ne resital.

Ferruchio Valcareggi'nin gök mavili İtalya'sında Albertosi, Gianni, Rivera,  Domenghini, De Sisti, Mazzola, Boninsegna gibi o dönemin çizmede kariyerlerini parlatmış oyuncuları sambacıların dansını izlemekle yetindiler; çok büyük oynamıştı Brezilya.

1994 ABD.

Tadı tuzu olmayan bir turnuva oldu genel hatlarıyla.

Hava aşırı sıcaktı, basketbolla yaşayan Amerikalı seyirci de önemli maçların dışında ilgisiz kaldı maçlara.

Finalde Brezilya, İtalya'yı normal süresi 0-0 biten maçta penaltılarla 3-2 yenerken; kendi payıma en keyif almadığım sambayı bu turnuvada yapmıştı sarı yeşilli oyuncular.

Macar hakem Sandor Puhl'un yönettiği finalde Roberto Baggio hala o günleri hatırlayan İtalyanların içinde ukde gibi duran o tarihi penaltıyı kale arkasındaki kargalara nişanlamasa ; belki Brezilya yerine gök mavililer alkışlanacaktı şampiyonluk töreninde.

Düşünüyorum da aklımda bir Dunga ile Romario ve Bebeto kalmış.

Bebeto, Romario birlikte takımın ikili forveti olarak şampiyonanın iz bırakan kramponlarıydı.

Turnuvanın bizim açımızdan ilgimizi çeken tarafı ise; kaleci Cladio Taffarel'in sonraki yıllarda Türkiye'ye Galatasaray'a gelerek, sarı kırmızılı takımın 2000'de kazandığı UEFA Kupası'na performansıyla damgasını vurması olmuştu.

Aklımda hiç iz bırakmayan bu Brezilya benim için 'şampiyon olmuş en kötü kadro' idi.

 2002 Güney Kore-Japonya ortak organizasyonu.

Brezilya'nın kazandığı son dünya kupası.

Final maçı Almanya ile.

Marcos, Lucio, Edmilson, Roque Junior, Cafu, Silva, Kleberson, Roberto Carlos, Rivaldo, Ronaldo.

Almanya'yı Ronaldo'nun 2. yarıda bulduğu gollerle 2-0 yenip şampiyon olan bu kadro; benim gözümde an itibariyle 'kupa kazanmış en değerli Brezilya kadrosudur'.

Pele yok, Jairzinho, Gerson, Ronaldinho yok, Zico bile olmasa da en değerlisi.

Çünkü;

Kompakt bir takımdı o kadro, müthiş tempolu ve ayağa çok iyi pas yaparak oynuyorlardı.

3. olduğumuz bu turnuvanın açılış maçında Brezilya ile oynamış, Hasan Şaş'ın golüyle 1-0 öne geçsek de sonuçta 2-1 kaybetmiştik.

Ronaldo'nun 2. yarıda slalomlarla savunmayı geçerek Rüştü'ye attığı 2. gol de grubun en iyi golü seçilmişti.

Sene 2022.

Brezilya'nın son şampiyonluğunun üzerinden tam 20 yıl geçmiş.  

Bu kadar uzun bir aradan sonra olası 6. şampiyonluğun yeni adresi Katar olabilir mi sambacılar için ?

Çölünün sıcağında şiir gibi oynayan yeni sambacılar;  2002'nin son şampiyonuna en yakın kadro gibi görünüyor otoritelere.

Fantastik bir kadro yapılanmaları var. Ayağa pas, çabukluk, estetik, çalım, şut, pas, orta, gol;

Yani futbolun terminolojisindeki tüm terimler bu kadroyla özdeşleşmiş durumda.

4-3-3 düzeninde;

Kalede Allison;

Geri dörtlü  Militao, Danilo, Tiago Silva, Marquinhos,

Orta üçlü Neymar JR, Casemiro, Paquueta;

 Forvetler: Raphinha, Vinicius JR, Richarlison

Kadronun tamamı Avrupa'da oynuyor.

Sevilla ve Barcelona efsanesi; 39 yaşındaki sağbek Dani Alves takımın nazar boncuğu.

Brezilya'da futbol yaşamını sürdürmeye devam ediyor.

Defosu, falsosu olmayan enfes bir on bir.

İki pasta son sürat kale önündeler;

'Resital, samba' ne derseniz deyin çok farklılar her açıdan.

'Yenemem' diye bir soru işareti  yok oyuncuların kafalarında.

Hepsi hücumu, hepsi golü düşünüyor.

Golü atarken de; estetik denilen kavram yeniden şekillenip değer kazanıyor Brezilyalılarla.

Richarlison'un G. Kore'ye attığı 3. gol dünya kupaları tarihine 'en fantastik golü' olarak şimdiden geçmiştir. bile.

Maradona'nın İngiltere'ye attığı unutulmaz slalom golü birinci;  Richarlison'un da ikincisi.

Benim sıralamam böyle.

Sonuç;

Kanserle boğuşan futbol efsanesi Pele şampiyonayı izleyebiliyorsa eğer, kendisine sorarlarsa eğer 'en iyi kadro bu kadro' diyeceğine adım gibi eminim.

Öyle unutulacak gibi değil.

Ne goldü ama 3. gol; o akşam en az 5 kez tekrar tekrar izlesem de yine doyamadım.

4-0'dan sonra frene basarak 'ayıp olmasın' diye G.Kore'nin üzerine gitmediler ikinci yarı takım olarak.

Yoksa 7'lik 8'lik olurdu karşılaşma.

Evet; benim oyum da, favorim de Brezilya.

Futbol bu; peşin konuşulmaz biliyorum ama;

Bu takımı elemek futbolun doğasına aykırı, seyirciye de saygısızlık olur.

İyi ki varlar...


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları