Ellerim bomboş, 'açık hava' da bomboş!

2024.07.18 18:11 - Son Güncellenme: 2024.07.18 18:13
A

Bana eşlik eden eşimle, kızımı tenzih ederek yazıyorum;

Yanılabilmeyi çok isteyerek gitmiştim salı akşamı Kültürpark AHT'sındaki Jazz Project Fatih Erçok & Kerem Görsev trio'nun konserine...

Maalesef ki yanılmadım!..

Kerem Görsev, Fatih Erkoç, Volkan Hürsever ve Ferit Odman'dan oluşan bu harika caz grubu; neredeyse yarısı boş kalan açık havanın koltuklarına bakarak çalıp söylerken; bir müzik sever olarak büyük üzüntü duydum.

AHT'nin ilk ön bloktan sonra yukarısıyla, sağ ve sol bölümleri de ıssızdı o akşam.

Davetiyelerle gelinen basının koltukları bile sinek avlıyordu!.

Sevgili dostum Murat Kuter'le eşinin dışında benim jenerasyondan kimseyi görememek bir başka hüzün kaynağı oldu kendi payıma.

'Peki neden böyle oldu' dersiniz?

Sorun kesinlikle bilet fiyatları değil!;

Tamamen icra edilen müziğin içeriğiyle alakalı !.

Pop ve rock müziğine bayılan genç jenerasyon; jazz gibi 'entel' kategoride sınıflandırılacak ağır ritimli ve az enstrüman kullanılan müziklerle, onların icracılarına fazla itibar etmiyorlar.

Aileden kalma geleneksel dürtülerin yarattığı farkındalık da bir başka faktör.

Böyle bir birikim soy ağacı yöntemiyle anadan, babadan, atadan miras kalmayınca; alt kültürü eksik kalmış kuşaklara (yani torunlara) ' gel bak ne kadar güzel Frank Sinatra, Louis Amstrong Duke Ellington, Dizzy Gillespie şarkıları' diye öneride bulunmak dünyanın en zor işi olsa gerek!.

Jazzın babalarını dinlemeden büyüyenlerin süreç içinde kendi türlerini seçerek popa, roc'ka, discoya, tecnoya R&B'ye yönelmeleri 'zevklerle renkler tartışılmazmış' modunun ete kemiğe büründürülmüş sloganı gibi adeta;

Olmaya da devam edecek.

Dibine düşen armutların ayakta kalan nesilleri olarak dinleyeceğimiz müziklere zamanında hür irademizle kendimiz karar versek de;

Bugünün jenerasyonuna anne, babalar olarak Kerem Görsev, Fatih Erkoç, Ferit Odman,  Volkan Hürsever  gibi jazz müziğine damgasını vurmuş Türk starlarını hiç değilse isim olarak anlatıp, aktarmamız borcumuz olmalıdır diye düşünüyorum.

 Piyanist Kerem Görsev'in maestroluğunda kontrbasta Volkan Hürsever, bateride Bursa'nın medarı iftiharı Ferit Odman'ın nefis  performanslarıyla desteklediği Fatih Erkoç o kadife gibi yumuşak sesiyle yorumladığı birbirinden harika şarkılarla bir avuç Bursalıyı zaman tünelinden geçirerek unutamayacakları bir yolculuğun özel konukları yaptı.

O hiç unutulmayacak şarkısının sözlerinde olduğu gibi 'elleri ve gözleri bomboş' kalsa da, dinleyenlerine yaşattığı büyülü müzik gecesinin sonunda kulisine dinmeyen alkışlarla uğurlanması o gece adına en büyük tesellisi olmalıydı.

'Bir sanatçının en büyük ödülü konserinin bitiminde göğe yükselen alkışlardır' der iyi bilenler.

Erkoç'la arkadaşları da aynen böyle uğurlandılar kendilerini hazırladıkları kulise.

Bir sanatçı için bundan daha büyük bir mutluluk olamaz kuşkusuz.

Fatih Erkoç konserinde "The Lady From Istanbul" adlı albümünde yer alan "Fly Me to the Moon", "What a Wonderful World", "Secret Love", "Moon River" gibi klasik şarkılarının yanı sıra; piyanist Görsev'in kendi bestelerinin de yer aldığı geniş bir repertuarla Bursalıları müziğe doyurdu.

Benim içinse gecenin en büyük farkındalığı;

Canlı olarak izlemeyi çok istediğim Bursalı öğretmen İbtihal Odman ile, Kükürtlü WAMTES Tesisleri içindeki eski Kükürtlü Otelinin sahibi merhum iş adamı Giray Odman'ın oğulları olan dünyaca ünlü caz bateristi Ferit Odman'ın temposu ile şarkıları ağır konsere enfes davul sololarıyla farklı bir konseptte renk ve heyecan katmasıydı.

Büyüledi hepimizi Ferit Odman; büyülendik resmen.

Caz müziği, kökleri Afro-Amerikan halk müziği, blues ve ragtime'a dayanan, özgün ve etkileyici bir müzik türü olsa da; her koşulda kendisine dinleyici bulmuş çok özel bir konsept.

Bu konseri kaçıranların çok şey kaybettiklerini söyleyebilirim.

Özellikle genç jenerasyon;

Belki de hiç bilmedikleri bu müzik türüyle tanışarak hastası bile olabilirlerdi !.

Büyüklerimiz boşuna 'kaçan balık büyük olur.' dememiş.

Öyle oldu gençler maalesef !.

'Bir dahaki sefere artık' diyerek bitirelim.

 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları