Maç bitince 'iyi ki basketbolu tercih etmişim' dedim kendi kendime...

Şahaneydi yine Alimpijevic'in öğrencileri...

Tofaş gibi basketbol geleneği olan bir markanın gözünün yaşına bakmadan denize döktüler.

Oynamanın ötesinde; adeta savaş verdi parkenin üzerinde kim varsa.

Hem de ne savaşmak; görmek gerekirdi.

Gireni çıkanı, yerlisi, yabancısı ile.

Dökülen alın terinin karşılığı; değeri bir kaç maç sonra daha iyi anlaşılacak müthiş bir başarı hikayesi oldu.

11 galibiyetle ve 1 maç eksiğiyle play-off iddiası pekişti.

Tofaş gibi dev 12 galibiyette kalırken, kendisi açısından sıkıntılı bir sürecin de içine girilmiş oldu..

Maçın sonunda ise görmek istediğimiz güzel görüntüler vardı.

Tofaş seyircisinin arasında kendisini gizlemeyi başaran(!) bir avuç taraftar 'Bursaspor sen çok yaşa' sloganları atarak sevincini doya doya paylaşırken oyuncuları da gaza getiriyorlardı.

Bir de kendi evlerinde deplasman coşkusu yaşamak (!) nasıl bir neymiş bunu da tatmış oldular.

Güzel bir ayrıntı değil mi?

Belki futbol maçıyla çakışmasa daha çok taraftar gelebilirdi  maça.

İyi ki basketbolu seçmişim; kendi kendimi kutladım bu kararım nedeniyle!.

Stres yok, sıkıntı yok; 'hadi be o da kaçar mı? şeklinde hayıflanmalar da.

Ben sizin yerinizde olsam; Bursaspor portföyümde önceliği bundan böyle basketbola veririm.

Sevinirsiniz, keyiflenirsiniz, birbirinden enteresan spektaküler hareketler izlersiniz benden söylemesi.

Bursaspor adına dünkü galibiyeti farkı kılan en önemli faktör; parkedeki mücadelelerinin yanı sıra; sakatlıklar ve transferler nedeniyle eksile eksile kuşa dönmüş bir kadronun her koşulda mazeret beyan etmeden ve arkasına sığınmadan savaşçı karakterini sergileme çabasıydı.

O daracık kadroyla öyle bir yürek koydular ki ortaya; sanki Allerik Freeman'ın ruhu parkenin üzerinde geziyor gibiydi!!. Talihsiz sakatlığıyla yürekleri burkan Tolga Geçim ise İstanbul'dan selam çakıp duruyordu sanki!.

Nazım Hikmet'in sözlerini yazdığı 'Gidenlerin Türküsü' çalınsaydı dün salonda; tam Bursaspor'a giderdi.

Egemen'i de satmışlardı Anadolu Efes'e bir süre önce hatırlarsanız;

Takım sahaya çıkınca saydım tam 10 kişiydi; Tofaş ise 12 kişi...

10'a karşı, 12 yani rakip 2 daha fazla; bir başka mücbir durum olsa;  yerine koyacak adamın yok.

Gerçekten de yoktu; gerçeğin ta kendisiydi.

Hafif sakatlığı nedeniyle riske edilmeyen Metin Türen'de baştan sona kenarda oturtulunca; Frutti Extra Bursaspor 9'a karşı 12 oynadığı maçı kazanarak tarih yazdı.

Bir tarafta kendisinden çok daha büyük bütçeli saygıyı hak eden bir rakip, diğer tarafta beş kuruşuna beş düğüm atarak 'azami tasarruf genelgesi'nin gölgesinde  oynamaya çalışan Frutti Extra Bursaspor.

Benim yerime siz olsaydınız ne yazardınız bu takım için, müsaadenizle  ben köşeme çekiliyorum!...

Tofaş'ın maça sancılı bir kadro ile başlayacağı maçın hemen öncesinde belli oldu, Eşinin doğumu için gittiği ABD'den dün dönen idmansız Tyler Ennis ile sakatlığı süren Berk Uğurlu gibi iki dominant point guard oynayamayınca ipi kopmuş uçurtmalara dönüverdi turkuaz yeşilli takım parkenin üzerinde.

Alternatiflerinin idaresinde bir türlü yönlerini bulamadılar. Alışkın olmadığı yerde eğreti duran Kasey Shepperd takımını oynatamazken, 1 ve  2 numarada sorumluluk alması beklenen Pako Cruz sakatlıktan yeni çıkmasının handikaplarını yaşadı. 2 numaradan çemberi döverken; 1 numaraya geçince de Bursaspor'un sert ve agresif savunması karşısında  kendi standardının çok altında kaldı.

Dersini iyi çalışmış coach Alimpijevic Tofaş'ın eksikliklerini; elindeki dar kadrosuyla avantaja dönüştürürken yine bir satranç oyuncusu ustalığıyla yaptığı hamleleri dikkat çekecekti.

 Dahası takım kenardaki, içerideki neredeyse hepsi sahaya müthiş bir enerji koyarak ve karakterli duruş sergileyerek şahane ötesi bir maç çıkarttı.

Müthiş agresif, müthiş sert ve temaslı oynayarak Tofaş'ı hata yapmaya zorladılar.

Bunda da başarılı olurlarken, emektar point guard Karadağ Milli Takımı kaptanı Derek Needham olağanüstü yönlendirici kimliği ve en kritik anlarda attığı nokta atışı üçlükleriyle adeta bir basketbol resitali sundu basketbol severlere.

Bu maça özgü 'winner' kişiliğine eklediği yaratıcılığı ayrı bir yazı konusu olacak kadar değerliydi.

Takımın diğer etkili kısası Andrew Andrews'le birlikte mükemmel bir uyum sergileyen Needham; Tofaş'ın en çok gereksinim duyduğu bu pozisyonlardan adeta bir dantela zarafetiyle rakibin içerisiyle dışarısını işleyip durdular maç boyunca.

Frutti Extra Bursaspor'un bir diğer önemli artısı, maçın kırılma anlarında yani Tofaş'ın skoru 'kora kor getirme' durumlarında asla geri adım atmayarak momentumu elinden bırakmamasıydı.

Bire birler üzerinden skor potansiyeli pek olmasa da orta mesafeli şutları sokan Kevarrius Hayes, faulleri de 7 /7  ile kullanarak son haftalardaki ivmelenmesini devam ettirdi.

Bu maça özel olarak kritik anlarda gelen 3 bloğu için 'Tofaş'ta moralleri bozacak kadar ekstraydı' diyebiliriz.

4 numara oyuncusu David Dudzinski 'görev adamı' kimliğiyle Hayes'in kenarda olduğu dakikalarda Alimpijevic tarafından çember altında nöbet tutturuldu. İkili sıkıştırma gelince çemberi zorlama yerine dışarıya asist yaparak sayı alternatiflerini çoğaltan bu oyuncu; 'her eve lazım' statüsünde.

Yorucu Bologna deplasmanında ve çok güçlü bir rakip önünde son dakikaya kadar savaştıktan sonra kaybeden Frutti Extra Bursaspor'un ayağının tozuyla döndüğü Bursa'da hiç yorgunluk emareleri göstermeden üstelik Tofaş gibi ciddi bir rakibe karşı benzeri bir dirençle oynaması; kısa sürede kazandığı alışkanlarının göstergesi sayılabilir.

Kuşkusuz dar rotasyonla, peş peşe gelen sakatlıklar sonraki maçlar için önemli bir handikap.

Bereket Birkan Batuk takıma dönmek üzere. Yabancı rotasyonuna da taze kan olarak tanıdık bir Porto Rikolu şutör forvet John Holland transfer edildi. Bunlar iyiye işaretler.

Oyuncuların kenarda şimdi biraz daha uzun soluklanabileceklerdir.

Bitirirken kendimce yeni sezona dair transfer önerimi de yapmak isterim.

Geride kalan hafta içinde şubesin sponsoru Ömer Kızıl'la konuşurken; yükselen döviz kurlarından şikayet ederek 'seneye tutup da 5 yabancı alamayız. Biz değil, kimse alamaz' demişti.

İyi o zaman; ben de ne yapılması gerektiğini söyleyeyim!.

Bilmediklerimizi getirerek risk alacağımıza; takıma ve şehre alışan kadrodaki  3 yabancı yeni sezon için fazla rakam çekmezlerse eğer kesinlikle tutulmalı. Yani Derek Needham, Andrew Andrews ve David Dudzinski.

Paramız olursa Kevarrius Hayes'in yerine post up'u ve bire biri olan, atlet ve blokçu bir yeni yabancı düşünülebilir Olmadı Hayes'la devam.

Yerli rotasyona da Onuralp Bitim'in kalacağı var sayılarak içeriden en az 2 takviye yapılabilirse; seneye ilk 5-6 içinde kesin yer alabiliriz tahminindeyim.

Yerliler için son kararı elbette Nedim Yücel'le Alimpijevic verecek. Benim gönlümden ise;  olabilirse tabii Bahçeşehir'in atlet kısası Erkan Yılmaz'la, Galatasaray'ın genç uzunu Ege Arar geçmekte.

Bu kadar!...