Çekya kulağımızı, Sultanlar 'maçı çekip kazandı!

2023.08.21 23:25 - Son Güncellenme: 2023.08.21 23:53
A

Kadın voleybolcularımızın maçlarını izlemek için ekran karşısına ya da tribünlere geçince; kazanacaklarından şüphe duyan sporsever var mıdır bilemiyorum !?. 

Başarıları bağışıklık kazanınca; bazı rakiplere karşı olağan sayılması gereken zorlanmalarına bile tahammülümüz kalmadı!. 

Örneğin dünkü / bugünkü / Çekya maçında olduğu gibi. 

Sonuçta 3-1 yensek de; oyunumuz tartışıldı, bazı isimlerin performanslarını ise eleştirmekten kendimizi alamadık. 

Haklıyız da!.. 

Son yıllarda çıta o kadar yükseğe konuldu ki; artık ABD, Sırbistan, Brezilya, İtalya, Çin, Polonya'nın dışından denk birilerini arar olduk milletçe!.. 

Bir üst seviyelerden altlara inince de; sporun en hastalıklı zaafı yakanıza yapışıveriyor. 

Rakibi küçümser gözlerle süzüp, hafife almak yani.   

Sonuç itibariyle voleybol da bir spor; bazen günü gününüze uymaz; 

Ya da top yekun kötü bir zamanınıza denk gelir;  

Maçı olmasa da seti kaybedersiniz. 

Dedim ya; bu sporun büyüklerini devire, devire sonunda voleybolun zirvesine kadar yükseldik.  

Hep oraya tutunup, kalabilmek ise öyle sanıldığı kadar kolay değil. 

Dolayısıyla bu harika başarı öyküsüne süreklilik kazandırma adına çırpınan kadın voleybolcularımızın arada bir türbülansa girerek sallanmaya hakları olduğunu düşünüyorum. 

Karşı taraf zayıf ve dengimiz olmasa da, arada bir Çekya gibi rakiplerin çıkabileceğini unutmamalıyız. 

Bu kadar girizgahtan sonra gelelim sadede. 

Dün bayağı zorlandı sultanlarımız Çekya karşısında. 

Hatta bir ara 'acaba mı ?' bile dediğimiz oldu. 

Bizim kötü oyunumuzun nedeni, Çekya'nın iyi kurgulanmış oyun sisteminde yatıyordu aslında. 

Bu maçta Yunanlı coachlarının çok iyi bir analizci olduğunu fark ettik. 

Oyuncularını sürekli zayıf yönlerimiz üzerinden oynamaya zorlaması, dersini iyi çalıştığının bir işaretiydi. 

Kendi taraflarında ise iyi taktik servis atıp, diğer taraftan da dublajla, bloklara yerleştiler. Manşetin pasöre istediği şekilde geldiği hücumlarda da ortayı aktif kullandılar. 

Çekya'nın bu planlı oyun kurgusunu 4 set boyunca çözebilmek için çok kafa patlattı coach Santarelli. 

Ne olursa olsun Melissa Vargas ve Eda Erdem Dündar gibi iki önemli hücum silahı kenarda tutulsa da, diğer oyuncularımızın kaliteleriyle maçı kopartmaları gerekirdi. 

Arayı bir türlü açamayınca strese girip, kendi oyunumuzun dışına çıktık. 

Rakip ise bu süreçte önemli seriler yakalayarak, maçın psikolojik momentumunu eline geçirdi.  

O özgüvenle çok farklı ve etkili oynamaya başladılar. 

Santarelli çok zorlandığımız anlarda bir iki pozisyon için Vargas'ı oyuna soksa da; maçı soyunma odasında açıklanan oyuncularımızla bitirdik. 

Rakip servislere dayanıp, kadınlarımızı manşetleri üzerinden düzen dışında oynamaya zorlasa da Ebrar ve İlkin'in ekstra performansları 'hızır gibi' yetişti imdadımıza. 

Kafa kafaya giden üç setteki ortak sıkıntı; pasör, hücumcu arasındaki bağlantıda yaşanılan organize olabilme eksikliğiydi. 

Pasörlerimiz Elif Şahin'le, Cansu Özbay'ın iyi manşet alınamadığı pozisyonlarda takım zorunlu olarak sistem dışı hücumlarla atak etmeye mecbur bırakıldı. 

İşte bu düzensizlik; maçı başından sonuna çok konsantre bir şekilde oynayan Çekya'nın umudunu taze tutmasını sağladı. 

Belki de bize karşı kariyer savunmalarını yaparak, kolay top öldürmemize izin vermediler. 

Dublajda, blokta çok aktiftiler. 

Pasörleri Malkova köşe hücumcularını iyi kullanırken, blok kısmında en kötü maçlarımızdan birisini oynamak bizim adımıza çok ekstra bir handikap oldu. 

Sayıya sıkıştığımız kritik anlarda devreye giren Ebrar Karakurt krizin daha da büyümesinin önüne geçti. 

Yoksa küçük bir olasılık olsa da; eşitlenecek maçın karar setinde psikolojik motivasyonu eline geçirmiş Çekya'yı yenebilmek hiç kolay olmayacaktı. 

Sonuç; takım halinde kötü oynayıp, zorlandığımız bu maçı kazanmakla grup liderliğimiz hemen hemen garanti gibi. 

Sallansak da, yıkılmadan bitirmek de başarıdır. 

Dünyanın en iyi takımı statüsüne kavuşunca, her rakibin bizle oynarken iştahı kabarıp, motivasyonu zirve yapıyor. 

Bu önemli ayrıntı unutulmamalıdır. 

Melissa Vargas direkt oynatılıp, kaptan Eda Erdem Dündar rotasyondan oyuna girebilmiş olsaydı; maç elbette bu kadar zor geçmez, daha kolay kazanırdık. 

Sonuçta onlarda birer insan ve bir maçlığına olsa da dinlenmeye ihtiyaçları var. 

Turnuvanın daha başlarındayız; ikisine ileride çok büyük işler düşecektir. 

Bugün (yarın) off günümüz. 

Sonra çarşamba günü saat 18.00'de Yunanistan'la fileye yükseliyoruz.  

Finali göreceğimizi umuyorum. 

Şampiyonluk böyle bir kadro için; asla ulaşılamayacak bir hedef değil. 

Tersine Milletler Ligini kazanmış Türkiye'ye çok yakışacaktır. 

Bu maçı 'küçük bir kulak çekme uyarısı' olarak değerlendirip, önümüze bakmaya devam edelim. 

Sultanlarımızda dakika alan oyuncularımızdan Ebrar Karakurt 24, Derya Cebecioğlu 14, İlkin Aydın 12, Zehra Güneş 10, Elif Şahin 6, Melisa Vargas 4, Kübra Akman 4, Aslı Kalaç 1 sayıyla karşılaşmayı tamamladı. 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları